Bir yol, insanı işine götürür, evine götürür, sevdiklerine kavuşturur. Yollar güven demektir. Evden çıkan herkes, “Birazdan dönüp geleceğim” diye düşünür. Fakat Hakkari kara yolu bazen insanı geri döndürmüyor. Bu gerçeğin en acı tanıklarından biri Karay ailesi oldu.
Bir kaza…
Bir fren sesi…
Sonra her şey kapkaranlık.
Karay ailesi için zaman o anda durdu. O kısacık anda kopan bir çığlık, bir haneyi derin bir sessizliğe mahkûm etti. Onların acısı, herhangi bir haberin sıradan satırlarına sığacak gibi değil. Çünkü bu şehirde trafikte ölen her kişi aslında bize “Bu yol güvensiz” diye haykırıyor, biz ise duymamazlıktan geliyoruz.
Burası Hakkari.
İnsanlar yıllardır aynı soruyla uyanıyor: “Acaba bugün kim gitti?”
Çünkü herkes biliyor ki trafik kazaları burada rastlantı değil. Düpedüz bir sonuç. İhmalin sonucu.
O kazanın nedeni kader değil.
O kazanın adı ihmal.
Aylarca açık bırakılan kazı alanları, uyarı levhalarının eksikliği, ışıklandırma yapılmayan tehlikeli noktalar, sınavdan geçmemiş gibi duran bariyerler. Yolların üzerinde tamamlanmamış işlerin utanç izleri var. Her yeni kaza, eski ihmallerin kanıtı gibi duruyor o asfaltın üzerinde. Nice aile, “Birazdan döneriz” diye çıktığı yoldan dönemedi.
Karay ailesinin acısı da işte böyle bir ihmal zincirinin son halkası. O zinciri kim kıracak? O zincirin altında daha kaç can ezilecek?
Her kazadan sonra aynı açıklamalar yapılıyor: “İncelemeler sürüyor.”
Fakat değişmeyen bir gerçek daha var:
Hiçbir şey sürmeyen bir tek güvenli yol çalışmaları.
Bu sözleri duymaktan yoruldu artık insanlar. Çünkü her açıklamanın ardından bir başka kaza haberi geliyor. Bir başka evin kapısı çalınıyor. Bir başka baba yıkılıyor. Bir başka anne susuyor. Hakkari’de yolların hatası, insanların kaderi diye yazılıyor raporlara.
Bizim şehirde insanlar yaşam ile ölüm arasındaki çizgide gider gelir. Her araç farında bir dua taşır. Çünkü herkes biliyor: O yol hâlâ tamamlanmadı. O ihmal hâlâ bitmedi. Öncelik listesinde insan hayatı ne zaman ilk sıraya yazılacak belli değil.
Kaybettiklerimize rahmet diliyorum.
Yaralılarımıza acil şifalar.
Karay ailesine de sabır… Bu acı hiçbir ailenin taşıyamayacağı kadar ağır bir yük. Bir evin ışığı söndüğünde sadece bir aile karanlığa gömülmez; şehir de kararır aslında.
Artık bu şehrin yolları değişmeli.
Artık önlemler kelimelerde değil, asfaltın üzerinde olmalı.
Yeni bir can yanmadan harekete geçilmeli.
Çünkü bu şehrin insanı çaresizliği hak etmiyor.
Hiçbir aile, bir yol yüzünden yarım kalmamalı.
Hiçbir çocuk, bir eksik sandalyeye bakarak büyümemeli.
Hiçbir şehir, acıları normalleştirmemeli.
Hakkari’nin yolları ya hayatı taşıyacak ya da hepimizi tüketmeye devam edecek.
Karar verilmesi gereken an çoktan geldi.
