Merkel'den basın özgürlüğü ve hukuk eleştirisi
Almanya'yı ziyaret eden Erdoğan görüşmelere mevkidaşı Steinmeier'la başladı. Erdoğan Steinmeier'ın ardından Merkel'le buluştu.
Almanya temaslarına devam eden Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın başbakan Angela Merkel’le görüşmesi başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Almanya ziyaretinde ilk görüşmesini Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’la gerçekleştirdi. Steinmeier Erdoğan’ı resmi törenle karşıladı.

Almanya Cumhnurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, görüşme öncesi basına yaptığı açıklamada, ziyaretin iki NATO üyesi arasında buzları eritmesini umduğunu söyledi. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ziyaretin, ilişkilerin normalleşmesi anlamına gelmediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Buna daha çok yolumuz var ama bu bir başlangıç olabilir” dedi.
ORTAK BASIN TOPLANTISI
Erdoğan, Steinmeier’la görüşmesinin ardından başbakan Angela Merkel’le de buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Merkel çalışma yemeğinin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Merkel’in konuşmasına basın özgürlüğü, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konuları ve iki ülke ilişkilerine atfettiği önem damga vurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Merkel’in bu konudaki eleştirilerine doğrudan yanıt vermedi, 24 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye’nin yeniden reform yoluna girdiğini söyledi.
Merkel konuşmasında şunları söyledi:
KÖKLÜ KARŞITLIKLAR OLDU: İnsanların tüm çıkarlarını koruduğumuzu, ayrımcılığa uğramadan burada barışçıl bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yaptığımızı söyledim. Elbette camilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Camilere karşı saldırılara tavır almaktayız. Yabancı düşmanı saldırının 25’inci yıl dönümünde kendim de orada bulundum. Biz kesinlikle her türlü güvenlik önlemini alarak güven ortamını daha da sağlamlaştırmak istemekteyiz. Son yıllarda malum bazı köklü karşıtlıklar olmuştur. Farklı görüşmelerimiz olmuştur. Basın özgürlüğü gibi konular olmuştur. Son derece somut durumların da çözüme ulaşması bizi mutlu etti. Halen Alman vatandaşı olarak tutuklu olan bir takım insanlar var. Bu konuda da bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum.
İSTİKRARLI TÜRKİYE İSTİYORUZ: Yarın tekrar görüşmemiz olacak. Bu konuları da ele alacağız. Almanya olarak istikrarlı bir Türkiye olsun istemekteyiz. Göç konusunu ele aldık. Türkiye olağanüstü yüksek bir performans sergilemektedir. Suriye’den gelen 3 milyon kadar mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İdlib konusunu ele aldık. Orada kırılgan bir durum var. Rusya, Türkiye ve Fransız devlet başkanlarıyla birlikte ben de bir araya gelerek ekim ayının ortalarında dörtlü zirve düşünüyoruz. Belli yükümlülüklerimiz var. AB’nin özellikle mülteci projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akmasını sağlamak istiyoruz.
POLİTİK İLİŞKİLER CANLANDIRILMALI: Terörle mücadele konusunda işbirliğimizi daha da iyileştirmek istiyoruz. İçişleri bakanlarının işbirliğini tekrar canlandırmak istiyoruz. Dışişleri bakanlarının son derece iyi işbirliği bulunmaktadır. Türkiye’deki Alman okullarıyla ilgili olmaktadır. Almanya’da yaşayan Türkler açısından imkanların sunulması gerekmektedir. Karşılıklı iyi ilişkileri biz de arzulamaktayız. Sadece Alman vatandaşı olan insanların bazı insanların tutuklu olmaları değil sadece, belli konularda farklı görüşlerimiz olabiliyor. Ama karşılıklı konuşarak ele almamız gerekiyor. Ben kesinlikle görüşülmesi, konuşulması taraftarıyım. Yarınki görüşmeyi de sevinerek beklediğimi söylemek istiyorum.
ERDOĞAN MERKEL’DEN SONRA İŞ DÜNYASIYLA BULUŞACAK
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ekonomisinin tekrar güçlenebilmesi için Alman sermayesinin yatırımlarının devam etmesini garanti altına almak istiyor. Bu yılki ekonomik krizde Türk lirası yüzde 40 değer kaybetti.
Erdoğan buna ek olarak Frankfurter Allgemeine yazdığı makalede, Gülencilerin Alman hükümeti tarafından “terörist örgütler” listesine alınmasını istedi.
Reuters haber ajansında yer alan habere göre ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında soruşturma olan “düzinelerce” Alman vatandaşı Türkiye’de cezaevinde bulunuyor. Yeni Asır gazetesi de, MİT’in gazeteci Can Dündar, “solcu militanlar”, “FETÖ” ve PKK üyelerini de kapsayan 69 kişilik bir listeyi iade istemiyle Alman hükümetine verdiğini yazdı.

BASIN TOPLANTISINDA CAN DÜNDAR KRİZİ
Ziyaret öncesi yaşanan krizlerden biri de Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın bası toplantısı için akreditasyonunun kabul edilmiş olmasıydı.
Federal Basın Dairesi’nin (BPA) Dündar’ın akreditasyon talebine onay vermesine Türk heyetinin tepki gösterdiği, Alman tarafının ise geri adım atmak istememesi üzerine tansiyonun tırmandığı öğrenildi. Türk heyetin Alman makamlarına, Dündar’ın ortak basın toplantısına alınması halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısını iptal etmeyi tercih edebileceğini ilettiği belirtildi. Hakkında açılan davalarda casuslukla suçlanan ve 20 yıl hapsi istenen Can Dündar gün içinde basın toplantısına katılmayacağını açıkladı.
DÜNDAR: TOPLANTIYA GİTSEM BEN HABER OLACAKTIM
Can Dündar, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Ben hapisteyken bir gazeteci, dönemin başbakanına hapisteki gazetecileri sordu. Deniz Yücel’di o gazeteci. Burada gazetecileri susturmak kolay değil. Ben de soru sormak istedim. O hapisteyken cevabını duyduğum soruya yüzüme karşı cevap vermesini istemiştim. Erdoğan, basın toplantısını boykot edeceğini söylemiş. Alman otoriteleriyle geceden beri diplomatik temas sürüyor. Bu kadar bir sorunun onu korkutacağını tahmin etmemiştim. Erdoğan’ın bana vereceği cevap bu tavırda gizli. Erdoğan soru sorulmasını istemiyor. Basın özgürlüğünü duymak istemiyor. Bu durumda bir karar almam gerekiyordu. Ortada bir diplomatik kriz alameti var. Sanki her şey düzelecekken benim bu kararım her şeyi mahvedecek gibi bir algı var. İkinci boyut, bir gazeteci için en kötü şey kendisinin haber olması. Şunu anlıyorum ki ben basın toplantısına gidersem kendim haber olacağım. Erdoğan, beni bahane ederek bu toplantıyı iptal edecekti. Buna alet olmak istemedim. Alman meslektaşlarım elbette bu soruları soracaktır.”
Günün sonunda Erdoğan, Alman firmalarıyla yuvarlak masa toplantısına ve Steinmeier’ın vereceği akşam yemeğine katılacak.
