Hakkari Eğitim Sen eğitim öğretim yılı durum raporunu paylaştı
Eğitim Sen Hakkari Şubesi eğitim-öğretim yılının başlamasıyla eğitim sistemi ve çalışanlarına yönelik önemli konulara değindiği bir açıklama yaptı.
Şubeden yapılan yazılı açıklamada 2024-2025 eğitim öğretim dönemine sorunlarla, adaletsizliklerle ve eşitsizliklerle başladıkları belirtildi.
En temel insan hakkı olan eğitime ayrılan bütçe her yıl azaldığı kaydedilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi.
‘’ Kamuda tasarruf edilmemesi gereken alanların başında gelirken, maalesef en çok tasarrufa zorlanan alanlardan biri eğitim oluyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılına girerken, öğrenciler ve veliler, artan okul ve kırtasiye masraflarıyla karşı karşıyadır. Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik zorluklar, yüksek enflasyon ve derinleşen ekonomik kriz, eğitim giderlerini de ciddi anlamda katlamıştır. Yüksek kayıt ücretleri, kırtasiye ürünlerinin fiyatlarında yaşanan artışlar, okul kıyafetleri, servis ücretleri vb. gibi temel okul ihtiyaçlarına gelen fahiş zamlar, öğrenci ailelerin bütçelerinde büyük gedikler açmaya başlamıştır. Bu durum, özellikle dar ve orta gelirli ailelerin eğitim masraflarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır. Veliler, bir öğrencinin okul masraflarını karşılamak için temel kırtasiye malzemelerinden okul kıyafetlerine, spor ayakkabısından beslenme masraflarına kadar geniş bir yelpazede harcama yapmak zorunda kalmaktadır.
Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı ile 2024-2025 eğitim-öğretim yılı arasındaki fiyat karşılaştırması, çocuğunu devlet okuluna gönderen velilerin sırtındaki yükün belirgin şekilde artmaya başladığını göstermektedir. Okul ihtiyaçlarının karşılanamaması, sadece eğitimde başarıyı değil, öğrencinin okula olan motivasyonunu ve aidiyet duygusunu da olumsuz etkilemektedir. Eğitim hakkı, her çocuğun temel bir anayasal hakkıdır ve bu hakkın ihlal edilmemesi için devletin acil adımlar atması gerekmektedir.
Eğitim sistemi toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındandır. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç kimlik ve mezhepleri, anadilinde eğitim taleplerini yok saymayı ve görmezden gelmeyi ısrarla sürdürmektedir. Bölgemizde anadilinde eğitim görme hakkından yoksun bırakılan yüzbinlerce öğrencinin yaşıtlarına göre eşitsiz bir öğrenim hakkına mecbur kaldığı; psikolojik, sosyolojik ve pedagojik olarak yaşamının olumsuz etkilendiği bilinmektedir. Eğitimin tüm kademelerinde anadilinde eğitim vermek yerine haftada iki saat kendisine bir lütufmuş gibi seçmeli ders olarak verilmek istenmesi samimiyetten uzak olunduğunu göstermektedir.
Yoksulluğun derinleşmesiyle okul terklerinin arttığı süreçte çocukların barınma, beslenme, ulaşım ihtiyacını karşılamayan iktidar ve MEB, şimdi de çocukların hijyenik olmayan sağlıksız sınıflarda eğitime başlamasına kaynaklık ediyor. Eğitim öğretim sürecinin en önemli unsurlarından olan temizlik personelinin yeterli sayıda olmaması hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sağlığını riske atıyor. Derslerin başlamasına sayılı günler kalmışken okulların temizlik sorunu çözülmüş durumda değil. 2024/’25 eğitim öğretim yılı başı itibariyle okulların neredeyse tamamında yeterli sayıda kadrolu yardımcı hizmetli bulunmamaktadır. Zaten mevcut yardımcı personel sayısı okul temizliğini karşılamaya yetmezken her geçen yıl görevlendirmeler daha da azalmakta, öğrenciler ve eğitimciler birçok okulda sağlıksız koşullarda eğitime zorlanmaktır.
Önceki eğitim öğretim yıllarında okullarda geçici olarak istihdam edilmek üzere İŞKUR bünyesinde Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında temizlik görevlisi yıllık izin, kıdem tazminatı gibi haklardan faydalanmadan çalıştırılmaktaydı. Tasarruf tedbirleri adı verilen emekçilere saldırı paketiyle TYP, İşgücü Uyum Programına (İUP) dönüştürüldü. Söz konusu program kapsamında eğitimini tamamlayanlar, haftada 3 gün kamu kurumlarında çalışacak ve günlük 566 TL cep harçlığı alacak. Aylık ücret, asgari ücretin yarısı bile değil.
Yol ve yemek parası yok. Sadece Genel Sağlık Sigortası primi yapılacak, sigorta emekliliğe yansıtılmayacak. Bu program kapsamında emekçiler programın ilk dört haftası 5 gün, devam eden haftalarda 3 gün çalışacak haftanın diğer günlerinde en temel ihtiyaç temizlik olmak üzere tüm kamu hizmetleri yapılmayacak. Dolayısıyla okullar haftanın diğer günleri kendi imkanlarıyla temizlik ihtiyaçlarını karşılayacak.
Eğitimin ve bilimsel üretimin gerçekleşmesinde öğretmeninden yardımcı hizmetlisine, genel idari hizmetlerden teknik hizmetler ve İUP personeline kadar bütün emekçilerin kolektif emeği olduğu, eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde harcanan her emeğin, yapılan her işin önemli ve değerli olduğu açıktır. Eğitim kurumlarında çalışan mesai arkadaşımızın son derece kötü ve sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda bırakılması, düşük ücret ve sınırlı sosyal haklara sahip olmaları kabul edilemez. Eğitim kamusal bir hizmettir ve doğası gereği kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, sürekli ve erişilebilir nitelikte olması gerekir; bu da ancak kadrolu ve güvenceli istihdamla mümkündür. Okulların fiziki ve altyapı ve donatım eksikliklerinin sürmesi, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi ataması yapılmayan öğretmenler sorunu, siyasal kadrolaşma, liyakatsizlik ve yukarıda saydığımız çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak ortada durmaktadır.
İlimizde neredeyse tüm okullarda öğretmen eksikliği var ve pazartesi ders başı yapacak öğrencileri karşılayacak öğretmenlerinin bulunmaması, çok ciddi sorun teşkil etmektedir. Bunun yanında ikili eğitim, kimi okullarda kalabalık sınıf mevcutları, taşımalı eğitim, köy okullarında çalışan öğretmenlerin ulaşım maliyetlerinin artması, lojman sorunu veli, öğrenci ve öğretmen üzerinde ciddi sıkıntıların oluşmasına sebep olmaktadır. Bu sorunların çözülmemesi ilimizde eğitimin kalitesinin yükselmesinin önünde ciddi engel teşkil etmektedir. Tüm öğrencilerin eşit şartlarda ve ücretsiz olarak nitelikli eğitime erişim hakkının korunması için gerekli önlemler alınmalıdır.
Eğitim materyallerinin fiyatlarının kontrol altına alınması ve eğitime erişimde yaşanan derin eşitsizliği ortadan kaldıracak politikalara öncelik verilmelidir. Eğitimde yaşanan eşitsizliklerin önüne geçmek için piyasacı eğitim anlayışı derhal terk edilmeli, eğitimin bütün kademelerinde kamusal eğitim anlayışı benimsenmelidir.
Eğitim Sen olarak demokratik, bilimsel, laik, kamusal, parasız, nitelikli ve anadilinde eğitim mücadelemize her şartta ve her koşulda devam edeceğimizi belirtiyoruz.’’ denild