Gençlerimize Sahip Çıkmazsak, Geleceğimizi Kaybederiz

Hakkâri’nin serin sokaklarında yürürken, göz göze geldiğimiz her gençte bir arayışın izini görürüz. Kimi sessizce iş arar, kimi bir meslek edinmenin peşindedir; kimi gözünü uzaklara dikmiş, geleceğini başka şehirlerde aramaktadır. Oysa hepsi pırıl pırıl çocuklar… Hayalleri olan, çalışkan, umut dolu çocuklar…

Ama bu şehirde onları tutacak bir neden kalmadığında, bu umutlar da valizlere sığdırılıp yolculuğa çıkar. Birçoğu ya iş bulamıyor ya da bulduğu işte ne emeğinin karşılığını alabiliyor ne de insan gibi muamele görebiliyor. Sigortasız, güvencesiz, asgari ücretin bile altında çalıştırılıyorlar. Üstelik işveren rolüne bürünmüş ama saygıyı unutan insanlarca hor görülüyor, kırılıyorlar.

Soralım kendimize: Bu gençler kimin evladı, kimin umudu? Hakkâri’de kalmak, sevdiklerinin yanında yaşamak varken neden yabancı şehirlerde tutunmaya çalışıyorlar? Çünkü bu şehirde çoğu zaman onları kollayan bir el, bir omuz, içten bir teşekkür bile yok.

İl dışına çıkan gençlerden bazıları ne yazık ki iş kazalarında hayatını kaybediyor. Kimileri yalnızlıkla, çaresizlikle baş edemeyip psikolojik çöküşe sürükleniyor. İntihar haberleri, ardında sessiz çığlıklar bırakıyor. Bunlar sadece birer bireyin değil, topyekûn toplumun kaybıdır. Çünkü bir toplum, gençliğini kaybederse aslında geleceğini yitirir.

Oysa çözüm sandığımızdan daha yakındır. Gençlerimize sahip çıkmak… Onlara yetersiz maaşlar sunmak değil; onlara değer vermek, sigortalarını yapmak, güvenli bir çalışma ortamı sağlamak, insanca davranmak... Çünkü gençliğe hak ettiği saygıyı gösteren bir toplum, kök salmış bir toplumdur.

Bu gençler yalnız kendilerinin değil, ailelerinin de hayallerini taşır omuzlarında. Geçim derdiyle boğuşan anneler, babalar; çocukları okusun diye gece gündüz çalışan aileler… Bazen bir kitap parası, bazen bir mont eksik kalır o evlerde. Ve bu eksikler, geleceği belirleyen büyük boşluklara dönüşür.

Yaşam zaten yeterince zor. Bir de buna umutsuzluk eklenirse, insan sadece hayatta kalmaya çalışır. Ama biz bu yükü hafifletebiliriz. Gençlerimize inandığımızı göstererek, onların sesini duyarak, haklarını vererek... Kimi zaman sadece bir güven cümlesi bile bir hayatı değiştirmeye yeter.

Unutmayalım: Gençlik bir milletin yarınıdır. Onlara sahip çıkmak, sadece bir sorumluluk değil; bir insanlık borcudur.

Çünkü hayatı güzelleştirirsek, hayat da bizi güzelleştirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.