Cumhuriyet Gazetesi davasında savcı Yargıtay'ın bozma kararına direnilmesini istedi
Yeniden görülen Cumhuriyet davasında savcı Yargıtay'ın bozma kararına direnilmesini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme, 12 kişinin mahkumiyet kararında direndi. Kadri Gürsel hakkında ise beraat kararı verildi.
Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılanan ve hakkında hüküm verildikten sonra Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi tarafından haklarındaki hüküm bozulan gazeteciler Mehmet Orhan Erinç, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya’nın yargılandığı dava İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuksuz sanıklar Erinç, Atalay, Sabuncu, Engin, Çetinkaya ve Avukatları hazır bulunurken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda gazeteci izledi.
Kimlik tespitlerinin ardından mahkeme heyeti ilk olarak Yargıtay 16'ncı dairesinin bozma kararını okudu. Kararın okunmasından sonra iddia makamı mütalaasını verdi.
İddia makamı mütalaasında bir önceki sunduğu mütalaasını tekrarlayarak sanıkların hepsinin cezalandırılması ve Yargıtay kararına direnilmesi talebinde bulundu.
Mütalaanın ardından söz alıp savunma yapan Ahmet Kadri Gürsel, Yargıtay’ın kararına uyumasını talep ederek, mütalaayı kabul etmediğini söyledi.
Ardından söz alan Akın Atalay ise Yargıtay’ın kararına uyulmasını isteyerek, iddia makamının direnme talebinin tamamen maddi gerekçeler ile hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söyledi.
Cumhuriyet davasının komplo olduğunu söyleyen Gazeteci ve aynı zamanda HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da, ortada bir suç olduğunu ancak bu duruşma salonunda olan sanıkların işlemediğini söyledi. Siyasal iktidar ve ona tetikçilik yapan medya ve yargının bu suçu işlediğini söyleyen Şık, “Dava savcısı verdiği mütalaa ile bu suça ortak oldu. Siz buna ortak olup olmayacağınızı vereceğiniz karar belirleyecek" dedi.
Ardından söz alan gazeteci Aydın Engin ise, "Davanın soruşturma savcısının hazırladığı iddianameyi mahkeme kabul etti. Bu dosyayı hazırlayan savcı ve hakimler bugün FETÖ'den tutuklular. Bu dosyayı devralan savcıda bu komployu sürdürmeye devam ediyor. Son olarak kendisi hukuk fakültesinde derslerde pencereden dışarı bakmış sanırım" diye konuştu.
Davanın diğer sanıkları da mütalaayı kabul etmediklerini ve Yargıtay’ın bozma kararına uyumasını istedi.
Ardından savunma yapan avukatlar, Yargıtay ve AYM'nin verdiği karara uyulması gerektiğini belirterek Mütalaayı kabul etmediklerini ve Yargıtay’ın bozma kararına uyulması gerektiğini söyledi.
Savunmalar devam ettiği sırada mahkeme heyeti ile avukatlar arasında mahkemenin gidişatı ve usulü yönünde tartışma yaşandı. Tartışmanın uzaması üzerine mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir ara verdi. Aranın ardından mahkeme sanıkların son sözlerini aldı.
İlk olarak konuşan Kadri Gürsel, "Sizden önceki heyetin sürdürüldüğü yargılamamda içi boş delilsiz bir iddianame karşısında yapılan yargılamada hem AYM’nin kararı hem de gerekçeli kararın da şahsıma dönük tüm suçlamalar delilsiz olduğu söylendi. Yargılama söyleyeceklerimi söyledim. Yargılama sürecinde verilen bozma kararına uyulmadığını talep ediyorum" dedi.
Ardından son sözünü söyleyen Akın Atalay, "Bizleri hukuka, kanuna, ahlaka, vicdana sığmayan iddia ve gerekçeler ile cezalandırmak istediler. Bunun için bütün insanı değerleri çiğnemekten kaçınmadılar. Bunlarla yetinmeyen iktidar bizleri peşin peşin cezalandırmak için tutuklayıp hapse attı. Bu davada yargılanan biz sanıklar olsa da gerçekte ifade ve basın özgürlüğü yargılanıyor. Bizlerin şahsında gazetecilik yargılandı ve cezalandırıldı. Yargılama sırasında biz hep hak ve özgürlükleri savunduk ve savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Ahmet Şık da, "Hukukun evrensel normların çiğnemeyi tercih edenler gazeteciliğimi sorgulamaya haddi değildir. Bu komplonun emrini veren siyasi iktidar bilsin ki ne korkacak nede diz çökeceğiz" dedi.
Toplam 7 defa hapse girdiğini ifade eden Aydın Ergin, “Yaptığım haberlerinden kaynaklı vereceğiniz karara yeniden içeri girersem benim için fark etmeyecek. Ama sizler için fark edecek. Siz yeni bir heyetsiniz. Sizden önceki heyet çok kötü bir sınav verdi. Sizler saraydan gelen talimatlarla karar verildiği gibi bir dönemde ciddi bir sınav vereceksiniz. Bu benim değil sizin sınavınız. Kolay gelsin" diye konuştu.
2016 yılından bu yana cezaevinde ya da cezaevi tehdidi altında kaldıklarını dile getiren Musa Kart, " Yargıtay bizim gazetecilik yaptığımıza karar vermişken, bizler hayatımızdan aylar yıllar çalınmışken bir özür beklemeyelim mi? Ben bir özür bekliyorum" şeklinde konuştu.
Son sözünü söyleyen Murat Sabuncu ise "Biz içerde arkadaşlarımız da dışarıda şunu söyledik. Gazetecilik yaptık gazetecilik suç değildir. Bir ülkede 3 gençten biri işsizse, Kürtler içerde tutuluyorsa bir gazetecinin görevi bunları yazmaktır. Gerçekleri söylemeye devam edeceğim" diye konuştu.
Son sözlerin ardından mahkeme heyeti karar için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti 12 kişinin mahkumiyet kararında direndi. Kadri Gürsel hakkında ise beraat kararı verildi.
