Cumhurbaşkanı Erdoğan: Münbiç arap toprağıdır YPG orda kalmayacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, katıldığı canlı yayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerinin yer aldığı videolar yayınladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Show TV-Habertürk TV-Bloomberg HT ortak yayına katıldı. Erdoğan, Veyis Ateş’in sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, referanduma sunulan anayasa değişiklik teklifi hakkında konuştu. Programda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun teklifi yönelik eleştirilerinin yer aldığı videolar yayınladı.
Videoda Kılıçdaroğlu’nun “Üçüncü dönem seçilemiyor. İkinci dönemin sonunda meclisi fesih edebilir, kendisi de seçilebilir. Böylece ne olacak, 5 yıllık süreyi doldurmadığı için üçüncü dönem de seçilme ihtimali olacak, asıl amaç bu” sözleri yer aldı.
Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine cevap veren Erdoğan, şunları söyledi:
“Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış. 18 maddeden haberi yok. Cumhurbaşkanı 5+5 iki dönem seçilir. İkinci dönemde ‘Cumhurbaşkanı Meclis’i fesheder dedi’ dikkat ederseniz. Cumhurbaşkanının Meclis’i feshi yetkisi yok. Dürüst ol, yalan söyleme. Dinleyenler de zannediyor ki cumhurbaşkanının fesih yetkisi var. Böyle bir şeyi niye söylüyorsun?
Cumhurbaşkanının Meclis’i fesih yetkisi yoktur. Meclis’in bir erken seçim yapma yetkisi var mıdır? Böyle bir karar alabilir mi? Meclis’in böyle bir karar alma yetkisi var. Ama bunu Meclis alır. Cumhurbaşkanının talebiyle değil. Bunun için de oranlar var. Meclis o oranı yakalayamadığı takdirde böyle bir yetkisi de yok.”
‘BU ZATIN HİÇ HABERİ YOK’
Daha sonra Kılıçdaroğlu’nun, “Cumhurbaşkanına tek başına OHAL ilan etme yetkisi veriliyor. Birine kızıp OHAL ilan edebilir” sözleri yayınlandı. Bunun üzerine Erdoğan şu cevabı verdi:
“OHAL ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı, tamam OHAL kararı için adım atar. Ama bunu attığı zaman Meclis’e gider ve Meclis bu OHAL kararını ne yapar, onar. Veya onaylamaz. Onadığı takdirde OHAL devreye girer. Onaylamazsa devreye girmez. ‘Ben yine bunu uygulamaya koydum’ böyle bir şey diyemez. Aynı sapıtmayı şunda da yapıyorlar; ‘Kararnameyi kanunların üzerine çıkarıyor’ açıklamaları var. Cumhurbaşkanı kararnamelerinin ne yasa ne de anayasa üzerinde hükmü yoktur. Hakkında anayasal ya da yasal bir madde varsa kararname çıkaramaz cumhurbaşkanı. Velev ki çıkardı, cumhurbaşkanı olmayan bir konuda kararname çıkardıysa parlamento gerekirse münfesih hale getirebilir. Güçlü, denetim mekanizması ağır olan bir parlamento var. Bu zatın hiç haberi yok. Sınırsız başkan yardımcısı atamaktan bahsediyor. Bin 500’e kadar başkan yardımcısı. Böyle çocukça bir yaklaşım olur mu? Biz 36 bakanla devraldık ve aldığımız 36 bakanla, başbakan dahil 25 kişilik kabine oluştu o zaman. Şu anda da ya 27’dir, ya 28. Herkese lütufta bulunan iktidarlar oluşturmadık. Tek başına hükümetin güzelliği burada.
Yalan zaten makine gibi çalışıyor, ve bizim anlattığımız örnekler bunları yalanlıyor. Böyle bir şey olamaz. Bunu 16 Nisan teyit edecektir. Sonrasında bu dönem içerisinde de zaten mevcut kabine, mevcut hükümet 2019 Kasım’ına kadar bu işi hayırlısıyla götürecektir. Hükümet kabinede değişiklikler yapabilir, birleştirebilir, şu olur, bu olur. Mevcut hükümetin tasarrufudur. Benim bir tasarrufum yok. Hükümetle bazı görüşmeler yaparak yenilemelere gidilir, gidilmez, sayın Başbakan’la aramızdaki görüşmeyle alakalı bir konudur. Salt şahsımla olan tasarrufla yapamam.”
’16 BİN MUHTAR AĞIRLANDI’
Kılıçdaroğlu’nun “Yeni sistemde cumhurbaşkanı isterse ‘Ben muhtarlıkları kapatıyorum’ diyebilir” açıklamasına yanıt veren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu muhtarlar meselesi… Orada yine bir gaf yaptı. Tayyip Erdoğan şu anda Külliye’de 16 bin muhtarı millet adına ağırladı. Biz davet ederiz orada İçişleri Bakanımız kendileriyle konuşur. İçişleri bakanlığındaki belirli birim muhtarların sorunlarını takip eder. Daha sonra bir yemek yeriz. Daha sonra da her ilin muhtarları ile resim çekilir. Hediyelerini veririm ve uğurlarım. 16 bin muhtarla bunu yaptım. Hedefim 55 bin muhtarla bunu yapmak. Bunların içinde asla şu partili bu partili yok.”
‘KEYFİM ELVERDİ DİYE BİR ŞEY YOK’
Referandumun ardından hükümette bir değişiklik olmayacağını belirten Erdoğan, “16 Nisan’dan sonra Kasım 2019’a kadar ben zaten görevimin başındayım. Bir değişiklik olmayacak. Hükümet de görevinin başında. Şu anda yasalar neyse, yine bu yasalar çerçevesinde adımını atacaktır” şeklinde konuştu.
Yeni sistemde denetim mekanizmasının güçlü olacağını söyleyen Erdoğan, ABD’dem örnek verdi. Erdoğan, “ABD’de Trump sağlık reformuyla ilgili ne dedi, ‘kaldıracağım’ dedi. Ne oldu? Kaldırabildi mi? Kendi partisi aleyhte aldığı kararlarla şu anda Trump’ın bu adımı engellendi. Denetim gücü var demek. Kendi partiniz de olsa parlamentonun işine gelmiyorsa sizi engelleyebilirler. Bu kurumların hepsi anayasa teminatı altındadır. Bunlarla ilgili ‘keyfim elverdi’ diye bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şu şekilde:
‘NEDEN HAYIR DEDİKLERİNE YÖNELİK İZAHI YOK’
“Henüz işin heyecan dolu günleri yaşanıyor. Bizler sahadayız. Başbakan, bakanlar hepsi arazide. Dün İstanbul’un 3 tane ilçesindeydim, bugün 2 ilçesindeydim. Aynı zamanda kapalı salon toplantılarını yaptım. Yağmur ve soğuğa rağmen meydanların heyecanını çok iyi gördüm. Bugün bile meydanlar çok iyi. Dün, pazar, çok çok iyi, muhteşem. Aynı haberleri sayın Başbakan’dan da dinliyorum. Şu anda ibre yükselişte. Daha iyi olacağı kanaatindeyim. Çünkü ‘Hayır’ diyenler neden ‘Hayır’ dediklerinin izahını yapamıyorlar. Ellerinde buna yönelik veri yok. Kandil’deki teröristler ‘Hayır’ diyor diye mi ‘Hayır’ diyecekler.”
‘KANAL İSTANBUL’A BAŞLAYACAĞIZ’
“Boğazın altından inşallah 3 katlı tüneli geçeceğiz. İki katı otomobil, bir katı hızlı tren. Bu arada Kanal İstanbul’a başlayacağız. Bunların altyapısı hazır. Bu adımları atmak için ‘tek adam anlayışı’ diyorlar ya, o değil. İstişareye dayalı bir otoritenin oluşması önemli. Bu olduğu zaman çift başlılık olmaz. O zaman da netice alırsınız. Avrupa bu gidişimizi kendisi için en büyük tehlike görüyor. Şu anda biz dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ilk etabı açılacak. Yıllık yolcu kapasitesi 90 milyon. Şimdi dünyada havacılıkta bulunanlar, bundan memnun olur mu? Burası önemli bir hat. Buradan gelip icabında birçok yerlere gidecekler. Bu rahatsız ediyor.”
‘GAZİ MUSTAFA KEMAL TEK BAŞINA YÖNETMEDİ Mİ?’
“‘Hayır’ diye düşünenler şunu söyleyeceğim. İsviçre’de senin cumhurbaşkanının posterini İsviçre parlamentosunun önünde sergileyip, şakağına silah dayayan ve o organizasyonu yapan, onların sosyalist partisi ile Türkiye’deki PKK, DHKP-C uzantıları birlikte yapıyorlar ve onların polislerinin nezaretinde yapıyorlar. Ya utanmayacak mısınız? Bunu yapıyorlar ya. Ben senin cumhurbaşkanın olarak, beğenirsin beğenmezsin, 14 yıldır hizmet verdim, veriyorum. Yaptığımız hizmetler ortada. Şöyle bir başımızı iki elimizin arasına alalım ya. Ne yaptık? Hangi hayat tarzınıza müdahale ettik? Tam aksine bizim hayat tarzımıza müdahale edildi. Bunları sabırla geçiştirdik. Birçok arkadaşımın kızları, vesaire bu ülkede kendi ülkemde üniversitelerde okuyamadı. İnancı gereği başını örtmek istedi, örtemedi. Kızlarımı mecburen ABD’ye gönderdim. İmkanım vardı gönderdim. Oraların en kaliteli üniversitelerinde okudular. Ama bunlar kalmadı. Bütün evlatlarımız istedikleri üniversiteye gidiyor. Kol kola caddelerde her yerde görüyorum. Neydi derdiniz ya? Tutturmuşlar ‘tek adam’. Tek adam arıyorsa cumhuriyet tarihine bir bak. Gazi Mustafa Kemal tek başına yönetmedi mi? Biz öyle yönetelim derdinde değiliz. Ama İnönü’yle kavgalıydı. Onlar dahi geçinemediler.”
‘POLİS ARAÇLARINDA TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI OTURUYOR’
“Almanya her şeyden önce son dönemdeki bakanlarımızın, milletvekillerimizin giriş-çıkışlarında adeta işin koordinatörü konumunda. Tabii kendileri bunu izah edemiyorlar. Biliyorsunuz Şansölye buraya geldiğinde bir şey söyledim. Ben size 4 bin 500 PKK dosyası verdim. Ne oldu bunun neticeleri? Cevap yok. O benden sadece çifte vatandaş olan terörist-ajan gazetecinin serbest bırakılmasını istedi. ‘Siz onu denize nazır rezidansınızda ağırlıyorsunuz’ dedim. ‘Söyleyin ona çıksın mahkemeye’. Bizde mahkeme sizdeki gibi değil, daha bağımsız. Kararını verir ve hareket ederiz. Yeni düzenlemede yargıda bağımsızlığın yanında tarafsızlığı da koyuyoruz. O gazeteci de şimdi tutuklanmış vaziyette. Binlerce teröristi kendi ülkesinde barındırıyor, mali kaynaklar temin ediyorlar. Polis araçlarının içinde terör örgütünün mensupları oturuyor ve oradan terörist başının posterlerini sallıyorlar. Araç polis aracı. Elimizde belgeleri var.”
GALATASARAY’IN HAKAN ŞÜKÜR VE ARİF ERDEM KARARI
“Buradaki olay sadece aidata dayalı bir olay olarak değerlendirilmesi bana hafif gelir. Çünkü bu kişiler şu anda Türkiye’den kaçmış mıdır, kaçmıştır. Niye kaçmıştır? Demek ki FETÖ ile ilişkili oldukları belgeler var. Ve bunu bildikleri için de bunlara Türkiye’den kaçma yolunu uygun bulmuşlardır. Bundan daha güzel delil olur mu? Suçlu değilsen kaçma. Burada olanlar var şu anda. Yargılanırsın mahkeme kararını verir. Hüküm giyersen girersin, yatarsın aslanlar gibi, burası senin vatanın. Ama bunlar Türkiye’yi vatan olarak telakki etmeyenler. Bunların hakkında konuşulanlar var. Benim konuşmam doğru olmaz. Bunlar var ki kaçıp gitmişler. Doğrusu Galatasaray yönetiminin aldığı kararın aidata bağlı olarak alınmasını hafif buluyorum. Aidat ve FETÖ bağlantısıdır. En kötü ihtimalle yargılandıkları yerden bilgi ister ve kararını verirdi. Çok daha asil bir duruş olurdu. Şu andaki, süreci geçiştirme anlamındadır. Salonda olan şeyler falan da ayrıca çirkin yaklaşımlardır. Temenni ederim ki Galatasaray yönetimi eksik kalan kısmını da geçiştirmiş olur.”
‘ÇÖZÜM SÜRECİ GEÇMİŞTE KALDI’
“Çözüm süreci falan hepsi geçmişte kaldı. Bu noktada oturup konuşacağımız kişi falan ortada yok. Bitti o iş. Biz bütün orada evlerini terk eden, o garipler ki evlerinden tehditle boşaltılarak evden eve tüneller açmak suretiyle tehdit altında olan, o insanlarla başta İçişleri Bakanım olmak üzere, bütün bakanlar direkt görüşmeler yapıyor. Altyapı, üst yapı bütün inşaatlar devam ediyor. En kısa zamanda oralardan çıkan vatandaşları oralara taşımak… Kürtçülüğü ideal edeni değil, ‘Ben Kürdüm’ diyeni bağrımıza basıyoruz. Ama Kürtçülüğü dayatırsa ırkçılığı getirir. Bunun karşısındayız. Ne Lazcılık, ne Türkçüklük şuculuk yok.”
‘MÜNBİÇ ARAP TOPRAĞIDIR’
“Suriye ile alakalı olarak askeri noktada üç genelkurmay başkanı (Türkiye, Rusya ve ABD genelkurmay başkanları) birbirleriyle görüştü Antalya’da. Ve görüşmeleri onlar kendi aralarında devam ettiriyorlar. Bizim sayın Putin’le görüşmem oldu. Sayın Trump’la henüz bu şeyler vasıtasıyla görüşme yapmadık. Askeri olarak görüşüldüğü için bilgiler geliyor. Bab’dan sonra Münbiç’e şu anda yaklaşmış durumdayız. Daha önce sayın Obama’ya söylediğim şeyler vardı. PYD-YPG bunlar Münbiç’te kalmayacak. Burası Arap toprağıdır. Burayı terk etmesi lazım. Bu ikisi de terör örgütüdür. Terör örgütüyle iş tutmanızı NATO içindeki stratejik ortaklığımıza uygun görmüyoruz.”