Turizm, spor ve yasaklar

Turizm, ülkeleri ve toplumların kalkınmasında önemli bir yere sahiptir. Turizm ile spor iç içe olduğu zaman ise, hem insan sağlığını hem de yetişen yeni nesillerin sağlıklı bir toplumda yaşamalarının önemli temelini oluşturur.

Ülkemizde turizm ve tatil dendiği zaman deniz, güneş, kum akla geliyor olsa bile, aslında ülke olarak alternatif turizm, ya da doğa turizmi noktasında da oldukça zengin bir coğrafyadayız.

Turizm bakanlığı, ülke olarak bütün turizm alanlarında yeterli tanıtımın yapılmadığı eksiğini görmüş olacak ki önemli bir adım atmıştır. Bakanlık bünyesinde “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı” kurulmuştur. Bu ajans 81 ilde toplantılar yaparak tanıtım projelerinin oluşturulması yönünde çalışmalar yürütmektedir.

Bu çalışma kapsamında iki gün önce benim de dahil olduğum ve İl valisi İdris Akbıyık başkanlığında Hakkari Turizmi Tanıtım toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıya çeşitli kurum kuruluşlar ile birlikte turizm alanında faaliyet yürüten tüzel kişiler ve STK’lar katıldı;

Hakkari özelinde düşündüğümüzde, dağ ve doğa turizmi dışında hiçbir turizm olanağı yoktur. Oysa ki Hakkari’nin şu anda Türkiye’nin gerçek dağ ve doğa turizmi merkezi haline gelmesi gerekiyordu.

Malum Hakkari de ülkemizin en yüksek, en görkemli ve en büyük buzullara ve buzull göllerine sahip dağlarımız var. Derin kanyonlar, vadiler, yüksek platolar ve bu dağlarda yaşayan binlerce endemik türler var.

Bunun yanında bu ihtişamlı dağların doruklarından eteklerine kadar, üç semavi dine ve çeşitli etnik gruplara ait dirheler, manastırlar, kiliseler, taş köprüler, saray ve medreseler, kümbetler, kaya resimleri, küp mezarlar, steller ve çeşitli tarihi eserler var.

Elbette ki bütün bunların ilimiz ve ülkemiz turizmine kazandırmanın birinci yolu bölge üzerindeki yasakların kaldırılmasından geçiyor.

Dağlar ve dağcıların faaliyet yürüteceği, tırmanış yapacağı alanlar üzerindeki yasakların kalkması ilimizin turizmine önemli bir katkı sağlayacaktır.

Doğa turizminin bir de sporla birleştiğini düşündüğümüzde, yani Zap Nehrinde Rafting, Berçelan yaylasında doğa yürüyüşleri, Cilo Dağları ve Buzullarında tırmanışlar, Sat göllerinde kano ve çeşitli spor aktiviteleri yapılacağı zaman, işte o zaman Hakkari çeşitli turizm destinasyonlarında gerçekten hak ettiği yere gelecek ve kent ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır.

Malum Hakkari Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip ve işsizliğin en çok olduğu kenttir. İşte böylesine bir durumda yüzlerce genç istihdam olanağı da bulacaktır;

Ülke dağcılığı ve dağcıları yıllardır Cilo dağları üzerindeki yasakların kalkmasını beklerken, şimdi de Türkiye de bulunan bütün dağlarına izin zorunluluğu getirildi. Ağrı dağına, Süphana, Artık Toroslara, Aladağlara, Kaz dağlarına Cilolara veya her hangi bir sportif dağ faaliyetlerine bile izin almadan çıkılamayacak.

13 Ekim 2020 Tarihinde yayınlanan genelge ile ülkedeki bütün dağlar izne tabi tutuldu. Eğer bu genelgenin amacı dağ kazalarını kontrol altına almaksa, bu kesinlikle yanlış bir uygulamadır. Ülkemizde dağcılar her hangi bir bölgede faaliyet yaptığı zaman ilgili kurum, kuruluş veya kolluk kuvvetlerine bilgi vererek faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar.

 Ayrıca günler öncesinden izin alma zorunluluğu ülke dağcılığını ve doğa sporlarını bitirme noktasında getirecektir. Malum dağlarda hava durumu ve kişilerin özel durumları izin alınan günlere uymayabilir. Ve bir çok yerde de böyle sorunlar yaşanacaktır.

Örneğin komşularımızın hiç birinde dağcılık için izin alma olayı yoktur. Ayrıca bilgi verme uygulaması da yoktur. Yurt dışına tırmanış yapan biri olarak söylüyorum. Bulgaristan, Yunanistan, İran, Gürcistan gibi ülkelerde izin alma ve bilgi verme uygulamaları yoktur.

İran dağcılıkta zirve yapmış, ülke olarak dağcılığı ata sporu gibi geliştirmiş, insanları dağcılığa ve doğa sporlarına teşvik ediyorlar. Bu ifadeleri bizatihi İran dağcılık federasyonu başkanının ağzında duydum. Hatta İran da dağcılara ayrı bir saygı duyuluyor ve destek veriliyor.

Bizler dağcılar olarak Türkiye dağcılığının ilerlemesini, gelişmesini ve dünya arenasında söz sahibi olmasını istiyoruz. Yasak ve izin zorunluluğu yerine, geliştirici projeler, profesyonel eğitimler, yüksek irtifa teşvikleri, sürekli ve kaliteli eğitimlerin çalışmalarının yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz.

Spor ve Turizmin gelişmesi umuduyla dağcıların son zamanlarda sıklıkla ifade ettiği bir söz ile sonlandırıyorum.

DAĞCILAR İZİN ALMAZ, BİLGİ VERİR VE DAĞLAR İZİN VERİRSE TIRMANIR..

jjj-001.jpgjjj-001.jpgvv-001.jpgmaxresdefault-004.jpgps-002.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
2 Yorum