Gerçek ismi Vivian Nouri (Viviyan Nuri) ama o “Nouri” olarak tanınıyor. O sadece 8 ay içerisinde Nouri ismiyle ünlü biri olmayı başardı.

Bu yıl Mart ayında yaplaştığı “Where Do We Go From Here” adlı şarkısının klibi You Tube üzerinden şu ana kadar 1 milyon 165 binden fazla izlenmiş. Bri önceki klibi “Favorite Goodbye” de 260 bin defa izlendi.

Vivian Nouri 1993 yılında Suriye’de bir mülteci kampında doğdu. Ailesi o doğmadan 2 yıl önce Suriye’ye geçmiş.

Yeni Zelanda hükümeti ailesinin iltica başvurusunu kabul ettiğinde Nouri henüz 3 yaşındaymış. Kız kardeşlerinden birinin acil tedaviye ihtiyacı olması, ailenin iticasının çabuk kabul görmesine neden olmuş ve Nouri ailesi ile birlikte 1995 yılında Yeni Zelanda’ya yerleşmiş.

Henüz küçük yaşta Christina Aguilera, Britney Spears, Michael Jackson ve Whitney Houston gibi sanatçıları dinlediğini ve onlardan ilham aldığını söylüyor.

Suudi Arabnews’e konuşan Vivian Nouri, “7 yaşındayken bu sanatçıları dinler ve şarkılarını okurdum. Fakat doğru okuyup okumadığımdan emin değildim” diyor.

9 yaşında kendi yeteneğinden emin olduğunda yeteneklerin katıldığı bir show programında “When YOU Blieve” şarkısını okuyor. Bu şarkı ilk olarak Whitney Houston ve Mariah Carey tarafından “Mısır Kralı” animasyon filminde duet olarak okundu. Nouri, bu şarkıyı okuduktan sonra seyircilerin kendisi için çaldığı alkışları hiç unutmadığını belirtiyor.

Üniversitede bilgisayar mühendisliği okuyor fakat bu işin hayatını üzerine inşa edeceği meslek olmadığını çabuk anlıyor. Bu yüzden 2017’de okuldan izin alarak Amerika’ya gidiyor. İlk başta şansını denemek için Amerikaya’ya gittiğini, şansı iyi gitmezse geri dönmeyi planladığını söylüyor.  

2019’un başlarında Los Angeles’a yerleşiyor. Burası hakkında, “İşlerin nereye doğru gideceğinden emin değilsen bu konuda inisiyatifi başkalarına bırak. Onlar sana ne zaman hazır olacağını söylerler. Burada olmanın en avantajlı tarafı Grammy ödülü almış üreticilerle çalışabilmektir. Kendini yeni keşfedenler ve kendine yer yer açanlar için de öyle” diyor.

Dünyaca ünlü müzisyenlerin ve markaların adresi olan Los Angeles’ta hayat kolay değil. Fakat Kürt şarkıcı bu baskının altından kalkabileceğine inandığını şöyle ifade ediyor:

“Log Engeles’ta her gün yep yeni bir deneyim anlamına geliyor. Müzik hakkında yeni şeyler öğreniyorum. Yeni konseptler, farklı kültürlerle aşina oluyorum.”

 Vivian Nouri, Los Angeles’a gelmeden önce buradaki sanatçılarla çalışma fırsatı bulmuş. 2017’de Daddiy Home 2 komedi filmi için bir şarkı yapmış ve bir kaç NBA maçında şarkı okumuş. “Fakat tüm bunlar ünlü olmaya yetmiyor” diyor.

Nouri şarkıların fikrinin kendisine ait olmasına önem veriyor. Bu nedenle Arap sitesine, “Stüdyoya kayıt yapmaya gitmeden veya şarkımı yazmadan önce sözyelek istediğim şarkı hakkında bir fikrim oluyor. Fakat bu fikir anlık değişiyor. Bu nedenle esnek olmalı. Stüdyoda bir anda yeni bir ritim duyabilirim ve bu müziği değiştirir. Sonuçta biz bir konseptle birlikte çalışıyoruz, şarkı sözleriyle veya melodiyle başlayıp oradan geçiyoruz” diye belirtiyor.

Vivian Nouri başarısında ailesinden aldığı eğitimin büyük katkısı olduğunu söylüyor; “Annem hepimize disiplinli olmayı öğretti. Başlangıçta şarkıcı olacağıma annemi inandırmak çok zordu. Fakat hayallerime kavuşmak için nasıl azimle çalıştığımı gördüğünde bu fikrini değiştirdi.”

Nouri bu güne gelene kadar çok zor günler geçirdiğini ifade ediyor. Suriye’deki mülteci kampındayken çadırlarının çok küçük olduğunu, annesinin ayaklarını uzattığında çadırın dışına taştığını söylüyor.

Kürt şarkıcı şimdi daha büyük hedeflerin peşinde koşuyor. “Geride insanların hatırlayacağı bir şeyler bırakmak istiyorum. Müzik dünyası çok rekabetçi bir endüstri, ama ben kazanmak istiyorum. Ben kendimle yarışıyorum, başkasıyla değil. Kendim ve halkım için kazandığımdan ve hikayemin duyulduğundan emin olmak istiyorum. Hikayemin, milyonlarca insanın hikayesininin duyulmasını istiyorum. Tabii ki, Grammy kazanmak, sonra da Oscar kazanmak ve Netflix belgeseli hzırlamak gibi özel hedeflerim var” diyor.

Nouri’nin müzik tarzı büyük bir dinleyici kitlesine sahip. O da müziğiyle bu kitlenin duygularına sözlü hitap etmek istiyor.

Bu yüzden, “Müziğimin eşliğinde insanların aynı anda hem dans etmesini hem de ağlamasını istiyorum. Konuşurken nasıl hissettiğimi ifade etmekte zorlanıyorum, bu yüzden müziğim açık ve müziğimle kendimi ifade ediyorum ”diyor.