Kılıçdaroğlu: İyi noktaya geldik, bayrağı teslim alanlar daha ileriye taşıyacak

Kılıçdaroğlu: İyi noktaya geldik, bayrağı teslim alanlar daha ileriye taşıyacak

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "İyi noktaya geldik. Kazandık mı, hayır. Bundan sonraki süreçte bayrağı teslim alanlar daha ileriye taşıyacaktır. Bizim umutsuz olma gibi bir hakkımız yok" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerin ardından ilk kez canlı yayına çıktı. Kılıçdaroğlu, Sözcü TV'de gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

Adaylık sürecinde pişman olduğu bir şeyin bulunup bulunmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Bir pişmanlığım olmadı. Yapılan her şey doğruydu aslında benim açımdan. Diğer liderler için bir şey söylersen doğru olmaz. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlık söz konusu değil" yanıtını verdi.

Uğur Dündar'ın genel başkanlıktan istifası ve neden detaylı bir açıklama yapmadığını sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Türk siyasetin önemli bir aşamayı kaydettik. Demokrasiye taraftar olanları CHP bir araya getirdi. Bizim siyasi tarihimizde bir ilktir. Ama bunlar konuşulmuyor, unutuldu bunlar. Oysa bunların konuşulması lazım. İktidar olacağımızda neler yapacağımız konusunda 1 yıl çalıştık ve bir mutabakat metni hazırladık. Hayatın her alanıyla ilgili ne yapacağımızı ortaya koyduk. Yeteri kadar anlattık mı, tartışılabilir. Öyle bir noktaya geldi ki toplumun her kesimiyle diyalog kurduk. Sosyal kimlikler üzerinden de giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Yeteri kadar oldu mu olmadı mı tartışılabilir ama önemli adımlar attığımızı rahatlıkla söyleyebilirim."

"Biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil neredeyse bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu. O bağlamda 6 lider ve 2 büyükşehir belediye başkanımızla beraber alanlara çıktık. Ama beklediğimiz olmadı. Beklediğimizin olmamasının doğal olarak bizim üzerimizde bir üzüntüye yol açtığını kabul edersiniz, biz de insanız sonuçta. Üzüldük ama ben yine de o akşam konuştum. 6 lider bir araya geldik, o akşam toplantı yaptık, sonrasında da toplantı yaptık. CHP'yi iyi tanımak lazım, CHP sıradan bir parti değil. CHP bir lider partisi de değil. CHP kökleri Kuvayi Milliye'ye uzanan demokrasi, bağımsızlık konusunda büyük mücadeleler veren bir partidir. CHP liderleri en zor sınavları veren genel başkanlardır. Suikastlar, linç girişimleri yapılmıştır. Ama asla ve asla geri adım atmamışlardır. O akşam hem liderlerle hem partili kurmaylarla oturduk, konuştuk nasıl bir yol izleyelim diye. Önce parti meclisimizi, MYK'mızı, milletvekillerimizi topladık. Sonra da oturduk şu karara vardık: Evet toplumda bir talep var, ne yapmamız gerekir, hukuk kuralları içinde ne yapacağız kurultayımızı toplayacağız. Eleştirileri aldık, eleştirilere baktık, değerlendirdik kurultay kararını aldık, yetkiyi yine partililerimize bıraktık. Bu çerçevede bir yol, yöntem çizdik."

Kurultayın yerel seçimlerden önce yapılacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu seçim sıradan bir seçim değildi. Batılı ülkelerde yapılan seçimler gibi değildi bu seçim. Türkiye için bir kader seçimiydi, ya demokrasi olacak ya otoriter bir yönetim olacak. Bu toplumun en az yarısı demokrasiden yana oy kullandı. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihi için son derece değerli bir sonuçtur. Kazanamadık ama bu bizim umutsuz olmamamızı sağladı. Temel nedeni de şu, eğer yüzde 60'a 40 dengesi olsaydı, Türkiye için sonu felaket bir seçim olurdu. Ama öyle olmadı" dedi.

Genel başkanlığı aday olup olmayacağı sorulan Kılıçdaroğlu, "CHP genel başkanları için adaylık çok önemli değildir. Bizim birinci önceliğimiz ülkemizdir, ikinci önceliğimiz partimizdir. Üçüncü önceliğimiz sonra gelirse genel başkanlık gelir. Genel başkanlık bizde çok önemli bir kurum değildir. CHP'nin kurumsal kimliği içerisinde genel başkanlık üçüncü sırada yer alır" diye konuştu.

"Acaba biz nerede kaybettik, bu sorunun da yanıtlanması lazım, iyi analiz edilmesi lazım, bunu da araştırdık. Çünkü toplumun önüne çıkarken en azından verilere hakim olmak gerekiyor, seçime bakmak gerekiyor, milletvekillerimizi dinlemek gerekiyor" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Bir, iki, üç sandık konulan yerlerde yani köy, kasaba ya da belde. Buralardan Kemal Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy 3 milyon 580 bin 115. Recep Tayyip Erdoğan'ın aldığı oy 6 milyon 100 bin 355. Peki üç ve üstü sandığı olan yerlerde Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy yüzde 51, Erdoğan'ın aldığı oy yüzde 49. Bu şunu gösteriyor, CHP kırsalda gerekli etkiyi yeteri kadar gösteremedi. Seçmeni etkilemek anlamında. Buralarda beklediğimiz oyu alamadık. Enerjinin bir bölümünü buraya harcayabilirdik. Kentlerde oturanların tamamı demokrasiden yana oy kullanmış insanlar. Bu başarı mıdır, başarısızlık mıdır? Şunu altının özellikle çizmek isterim, ortaya çıkan tabloyu ağır bir yenilgi tablosu olarak görmek asla kabul edeceğim bir şey değil. Kazanamadık doğrudur ama bunu ağır bir yenilgi olarak kamuoyunun önüne koymak doğru değil." 

Sandık güvenliği konusunda iyi hazırlandıklarını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu seçime sandık açısından CHP kadar hazırlık yapan ikinci bir parti bulamazsınız. Çünkü bir buçuk yıldır hazırlandık. Tutanaklar elimizde. İlk seçimde bazı sorunlar çıktı, doğru. Bilgisayar sisteminde birden fazla model vardı, modeller arasında bir uyumsuzluk çıktı. Ama bu tutanakların alınmadığı anlamına gelmiyor. Onların bilgisayara yüklenmesinde bazı sorunlar çıktı. İkinci turda da bütün tutanakları aldık" ifadelerini kullandı.

"Önceki seçimlere Şanlıurfa'nın bazı ilçelerine giremedik. Şimdi sıfır oy çıkan yere milletvekili arkadaşımız gönderdik ve milletvekili arkadaşlarımız darp edildi" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz her şeyi göze alarak arkadaşlarımızı görevlendirdik. Darp edilen milletvekili ne yapıyordu, bu ülkeye demokrasi gelsin diyordu, darp edenin ayağında ayakkabı yoktu. Onun hakkını savunana o insan saldırıyor. Bu trajik durum acaba medyada ne kadar gündeme geldi? Diyarbakır'ın bazı ilçelerinde de bunu yaşadık. Bize gelmeyen çok sınırlı sayıda tutanak var, bunlar da bırakın sonucu o ilçenin bile seçim sonuçlarını değiştirmiyor. Geçen seçimlerde 10 bine yakın partinin görevlendirdiği kişi sandığa gitmemiş. 10 binin partiyle ilişkisini kestik, partiden ihraç ettik" şeklinde konuştu.

İyi noktaya geldiklerini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz çıtamızı yükselttik. İyi noktaya geldik. Kazandık mı, hayır. Biz toplumdaki kutuplaşmayı büyük ölçüde törpüledik. Toplumda yan yana gelmeyen kesimler yan yana geldi, kucaklaştı. Birçok sorunun çözümü için öncülük ettik. Millet İttifakı'nı oluşturan diğer partililerle beraber yaptık. Bundan sonraki süreçte bayrağı teslim alanlar daha ileriye taşıyacaktır. Bizim umutsuz olma gibi bir hakkımız yok. Umutsuz olacak bir sonuç da yok" dedi.

"Bayrağı teslim alandan kastınız ne?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "İl başkanları, ilçe başkanları değişecek herkes değişecek. Hiç kimsenin kazık çakacak hali yok. CHP diğer partiler gibi değildir. CHP bakar, ölçer. Duygularıyla değil aklıyla hareket eden bir partidir. Şunu bütün vatandaşlarım söylemek isterim: Söylesinler bakayım, Kılıçdaroğlu çalıştı mı çalışmadı mı? Kılıçdaroğlu söylenmesi gereken her şeyi söyledi mi söylemedi mi? Kılıçdaroğlu'nun ne eksiği var, nerede yanlış yaptı? Bunlar tartışılır. Olayı eğer kişi ekseninde düşünürseniz CHP kişi eksenli bir parti değildir. Bizim parti meclisimiz diğerlerine benzemez. Parti meclisinde arkadaşımız CHP genel başkanını çok rahat şekilde eleştirir ve ben eleştiren hiçbir arkadaşımın sözünü kesmem, sonuna kadar dinlerim, eleştirinin ne kadar değerli olduğunu farkındayım" yanıtını verdi.

Genel başkanlığı adaylığı hiçbir zaman kendisini tek başına açıklamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben çıkıp adayım demem, bugüne kadar çıkıp ben adayım demedim. Partinin yetkili organları kimin aday olup olmayacağına kadar verecektir. Bu parti bir kişinin partisi değildir, bir kişinin hegemonyası söz konusu değildir. Bu partide herkes gelip genel başkanlığı aday olabilir" diye konuştu.

Seçimden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın daha fazla oy alabileceğine dair araştırmalara karşın neden aday olduğu sorulan Kılıçdaroğlu, kararın Millet İttifakı'ndaki liderlerin kararı olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "İki belediye başkanı arkadaşımız da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak sisteme katıldılar, çalışmalara katıldılar. Eğer onlar olmasaydı biz kaybetseydik dediğinizin haklı bir gerekçesi olabilirdi. Her zaman söyledim, hiçbir zaman adayım demedim. Bir yıldır 6 lider çalışıyor, birbirimizi tanıyoruz. Ortak mutabakat metni hazırladık. Hangi liderin hangi konuda duyarlı olduğunu da biliyoruz. Yeni gelecek birinin o duyarlılığı ne kadar kavrayacağı konusunda masada sorun çıktı, içimizden birisi olsun dendi. Hiçbir zaman arkadaşlarımı ne reddettim ne de yapamaz dedim. Tam tersine her zaman masanın iradesine saygı gösterdim" dedi.

"Ekrem İmamoğlu'nun değişim çağrısını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu yanıtlatan Kılıçdaroğlu, "Gayet güzel bir çağrı. Değişime karşıyım diyebilir misiniz, tam tersine. Her şey, hayatın kendisini bir değişim üzerine inşa edilmiştir. Değişmeyen tek şey değişimdir zaten. Değişim talebinde bulunuyorsunuz, bu gayet güzel değişim olacak zaten" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.