Kaybolmaya yüz tutan gelenek: Deq sanatı

Kaybolmaya yüz tutan gelenek: Deq sanatı

İnsanların duygularını vücuduna nakış nakış işledikleri çizgilerden oluşan deq, tarih boyunca genellikle kadınların yaptırdığı, zaman zaman erkeklerin de ilgi gösterdiği; acının, sevincin, umudun, bereketin ve gücün sembolleştirildiği bir kendini ifade ed

FATMA TEMEL BİANET İÇİN yazdı

Mezopotamya’da kadınların ve erkeklerin bedenlerine işlenen, tarihi binlerce yıl ötesine dayanan bir sanat “deq”. Her bir motifin bir anlamı, bir hikâyesi olan ve nakış nakış bedene işlenen gelenek.

Şu an sadece yaşlı kadın ve erkeklerin bedenlerinde gördüğümüz deq, kaybolmaya yüz tutuyor. Gelenek, farklı isimlendirmeler ve farklı anlamlarla sürdürülmüş olsa da Antik Yunan, Antik Mısır, Roma ve Mezopotamya’da yaşayan birçok halkın ve inancın ortak paydası sayılıyor.

Geleneği sürdürenlerden biri de Kürt kadınları.

Acı, sevinç, umut, bereket

Deq, Kürt kültüründe önemli bir yere sahip. Her çizginin bir anlamı ve hikâyesi var.

İnsanların duygularını vücuduna nakış nakış işledikleri çizgilerden oluşan deq, tarih boyunca genellikle kadınların yaptırdığı, zaman zaman erkeklerin de ilgi gösterdiği; acının, sevincin, umudun, bereketin ve gücün sembolleştirildiği bir kendini ifade ediş biçimi.

Kürtlerde Deq sanatının mistik bir yönü de var. Kürtler bu motifleri yaşayarak, inanarak işliyorlar. İşleyecekleri motiflerin onlara şans, mutluluk, bereket, doğurganlık, güç, bilgi ve daha birçok şeyi armağan edeceğini düşünürler.

İnanış

Esasen deq için bir inanış biçimi de denebilir. Örneğin bazı kadınlar çocuk doğurabilmek için bellerine motif yaparlar. Hatta uzak geçmişte deq, kadınların ayırt edici özellikleri arasındaydı. Yakın geçmişte toplumların hiyerarşik yapılarını da belirleyen şeylerden biri aldu. Aşiretten aşirete motiflerin değiştiği de bilinen bir gerçek.

Benim ise bu sanata olan ilgim 2017 yılının sonlarında, Mardin’in Derik ilçesine bağlı bir köyde başladı.

Doğup büyüdüğüm köyde vücuduna deq nakşedilen az sayıda kadın olsa da, sonradan taşındığımız köyde deq’li kadın ve erkeklerin sayısı fazlaydı. Sadece düğünlerde ya da özel günlerde görüyordum onları; ama zamanla daha fazla ilgimi çekmeye başladı yüzlerindeki ve ellerindeki motifler.

Xaltiya Nurê

Xaltiya Nurê bu motifleri geçmişten günümüze taşıyanlardan biriydi. Çok tatlı bir kadındı; ama deq’le ilgili ona yönelttiğim sorulara asla istediğim yanıtları vermezdi. Şöyle derdi: “Gençtik, cahillik, yaptık.”

Xaltiya Nurê farkında olmadan merakımı daha da körüklüyordu. Onu her gördüğümde ondan yeni bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Deq nasıl yapılıyordu, ne ile yapılıyordu? Bunların hepsi benim için muammaydı.

Zaman içinde Xaltiya Nure’nin direnci kırıldı ve bana deq tekniğini öğretmeye başladı. Hemen kendime ve kardeşime yaptım. Çeneme bir güneş motifi işledim.

Tabii ailemden gizli. Çünkü deriye kalıcı bir şey işlemek “haram” kabul ediliyor. Deq’i işlemeden önce kalemle de çizdiğim için uzun süre fark etmediler. Bir gün annem gelip “Bu kalem geçmiyor mu hâlâ?” dedi. Ben de bu sefer kalemle çizmediğimi söyledim. Başta bayağı kızdı; ama sonra alıştı elbette. Zaman geçti, köydeki kuzenlerime de yaptım.

Deq’i araştırmak

İnsanlara motifleri işlerken bir yandan da deq sanatını araştırıyordum.

2019 yılında Diyarbakır Dicle Üniversitesi Basın ve Yayın Bölümü’nü kazandım ve Diyarbakır’a taşındım.

Genellikle yaşlılarla görmeye alışkın oldukları deq’i, benim yüzümde görmek insanların ilgisini çekti ve aslında hoşlarına da gitti. Bu ilgi gün geçtikçe büyüdü. Yakın arkadaşlarıma, onların arkadaşlarına ve diğer başka insanlara da deq işlemeye başladım. Bu kadar genç bir grubun deq’e olan ilgisi beni inanılmaz mutlu ediyordu. Bu şekilde iki yıl geçti.

Bu süreç içerisinde onlarca deq motifi işledim, bir sürü deq motifini ve anlamını araştırdım ve Kasım 2021’de Sur’da bulduğum tarihi bir evde deq atölyesi açtım. Atölye süreci biraz sancılı geçse de meyvesi çok güzel oldu.

Kültürümün kaybolmaya yüz tutmuş bir parçasını yaşatmak ve bunu gelecek nesillere aktarmak beni çok mutlu ediyordu. İnsanların ilgisi mutluluk vericiydi. Ve artık dünyanın her yerinden insanlar atölyeme gelip deq yaptırıyor.

Anne sütü ve is karışımı

Deq’te birçok teknik kullanılıyor. İs-ot, is-öd, is-kara üzüm suyu, is-keçi sütü. Ama en yaygın kullanılan anne sütü ve is. İstenilen şekil çiziliyor ve karışım, iğneyle derinin altına gönderiliyor.

Neden “kız çocuğu doğuran anne sütü” sorusunun cevabını ise yıllar sonra öğrendim.
Çünkü yeni doğum yapan –ve kız çocuğu doğuran– anne sütünün bereket getirdiğine inanılıyor. Zaman içerisinde hem yarayı daha erken iyileştirdiği hem de bu karışımla yapılan deq’in daha estetik olduğu gözlemlenmiş. Ki bu çok etkileyici.

Şifa

Yaptığım bazı araştırmalarda deq’in şifa için de yapıldığını öğrendim. Baş ve göz ağrıları için şakaklara, romatizma şikâyeti olanların eklem bölgelerine bazı motifler işleniyor.

Yöreden yöreye bazı motiflerin anlamı da değişiyor. En çok yapılan motifler: tavl (güneş), taç, neynik (ayna), yıldız (stêrk), pezkovî (dağ keçisi), hecheck (kırlangıç), makas.

Tabii ulaşamadığımız yüzlerce motif var. Çünkü o motifleri taşıyan son insanlar öldüğünde motifler de ölüyor… 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.