DEM Partili Koçyiğit: Çözümün adresi Meclis, aktörü Öcalan’dır

DEM Partili Koçyiğit: Çözümün adresi Meclis, aktörü Öcalan’dır

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit,"Barışın hukuki altyapısı parlamento çatısı altında kurulmalıdır" dedi.

 

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 2026 Yılı Bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Kürt sorununda çözüm ve barış sürecine geniş yer ayırdı. Koçyiğit, sürecin sadece söylemde kalmaması gerektiğini vurgulayarak, "Devlet aklı, siyaset ve hukuk aklıyla buluşmalı; kardeşlik hukuku, eşitlik hukukuyla taçlandırılmalıdır" dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda devam eden 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi aşamaya dair kritik mesajlar verdi. Konuşmasının büyük bir bölümünü Kürt sorununun demokratik çözümü ve başlatılan yeni sürece ayıran Koçyiğit, çözümün adresinin TBMM olduğunu bir kez daha ilan etti.

"Sürecin hukuki güvencesi şart"

Koçyiğit, 1 Ekim’de başlayan ve 24 Kasım’daki İmralı ziyaretiyle yeni bir ivme kazanan sürece dair parlamentonun tarihi bir sorumluluk altında olduğunu belirtti. Sürecin "devlet politikası" olarak tarif edilmesinin önemli olduğunu ancak bunun pratik ve hukuki adımlarla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Koçyiğit şunları söyledi:

"1 Ekim’de başlayan, 27 Şubat 2025’te Sayın Öcalan’ın çağrısıyla tarihi bir aşamaya taşınan bu sürecin hukuki gerekliliklerini oluşturmak parlamentonun, iktidarın ve devletin ortak sorumluluğundadır. Artık sözden pratiğe geçme vaktidir. Devlet aklı, siyaset ve hukuk aklıyla buluşmalıdır. Siyasetin dilindeki 'kardeşlik' söylemi, ancak 'eşitlik hukuku' ile anlam kazanır."

"Çözümün adresi Meclis, aktörü sayın Öcalan’dır"

Barış süreçlerinin, aktörleri yok sayarak ilerleyemeyeceğini ifade eden Koçyiğit, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmesini "tarihi bir adım" olarak nitelendirdi. Koçyiğit, "Barışın aktörlerini yok sayarak değil, hakikatin kabulüyle ilerleyebiliriz. Bu meselenin çözüm adresi Meclis’tir. Birlikte yaşamak istiyorsak, birlikte çözmek zorundayız" dedi.

Yeni bir toplumsal sözleşme için 10 madde

Barışın ancak topyekûn bir demokratikleşme hamlesiyle kalıcı hale gelebileceğini savunan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye’nin yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bu kapsamda tüm kimliklerin, inançların ve kültürlerin eşit yurttaşlık zemininde yasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Koçyiğit; anadilinde eğitim hakkından kültürel özgürlüklere, düşünce ve basın özgürlüğünden örgütlenme hakkına kadar geniş bir haklar manzumesinin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Özellikle "kayyım rejimi" olarak adlandırdığı uygulamalara son verilerek yerel demokrasinin güçlendirilmesini çözümün anahtarı olarak gören Koçyiğit, yargının bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşmasıyla birlikte tüm anti-demokratik mevzuatın temizlenmesi gerektiğini ifade etti. Toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan, İstanbul Sözleşmesi’ni referans kabul eden ve ekonomik refahın adil paylaşımını esas alan bir sosyal devlet modelinin öncelikli politika haline gelmesi gerektiğini belirten Koçyiğit, bu içsel dönüşümün dış politikaya yansımalarına da dikkat çekti.

Türkiye’nin demokratikleşme eşiğini aşmasının bölge genelinde bir istikrar kapısı aralayacağını savunan Koçyiğit, barışın sınırları aşan vizyonuna dair çarpıcı mesajlar verdi. Ortadoğu’da kurulacak bir barış köprüsünün Kuzey ve Doğu Suriye’yi, yani Rojava’yı da kapsaması gerektiğini ifade eden Koçyiğit; halklar arasında kurulacak bu demokratik ilişkinin sadece Türkiye’ye değil, Suriye başta olmak üzere tüm bölgeye kazandıracağını ve Türkiye’yi bölgenin parlayan yıldızı haline getireceğini sözlerine ekledi.

Koçyiğit, kalıcı barışın ve demokratikleşmenin sağlanması için elzem gördükleri "yeni toplumsal sözleşme"nin temel taşlarını şu başlıklarla sıraladı:

-Hak Temelli Sözleşme: Tüm kimlik ve inançların eşit yurttaşlık temelinde güvenceye alınması.

-Anadili Hakkı: Eğitim ve kültür alanında tam özgürlük.

-Yerel Demokrasi: Kayyım rejimine son verilmesi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.

-Hukuk Reformu: Anti-demokratik yasaların temizlenmesi, bağımsız ve tarafsız yargının tesisi.

-Cinsiyet Özgürlüğü: İstanbul Sözleşmesi ve kadın odaklı bütçeleme.

-İfade Özgürlüğü: Basın ve örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması.

-Sosyal Adalet: Ekonomik refahın adil paylaşımı.

"Barış Köprüsü Rojava’ya kadar uzanmalı"

Türkiye’nin demokratikleşmesinin dış politikayı da doğrudan etkileyeceğini savunan Koçyiğit, barışın bölgesel etkilerine dikkat çekti:

"Demokratik bir Türkiye, Ortadoğu’nun parlayan yıldızı olur. Kuzey ve Doğu Suriye ile, Rojava ile kurulacak barış köprüsü, hem Türkiye’ye hem Suriye’ye kazandıracaktır. Farklılıkları eritmek yerine onlarla doğru bir ilişki kurmak tüm bölgeyi özgürleştirecektir."

Bütçeye Eleştiri: "Halkın cebinden yandaşın kasasına"

Konuşmasında 2026 bütçesini de sert sözlerle eleştiren Koçyiğit, bütçenin halktan toplanan vergilerle yandaş müteahhitleri ve silahlanma yarışını finanse ettiğini belirtti. "Çiftçi borç batağındayken, emekli açlık sınırının altındayken bu bütçenin istikrarından bahsedemezsiniz" diyen Koçyiğit, kadının güçlendirilmesi için ayrılan payın günde sadece 51 kuruş olmasını "utanç tablosu" olarak nitelendirdi.

"Barış öyle güçlüdür ki kimse karşısında duramaz"

Sürece karşı çıkanlara ve çözümsüzlükten beslenenlere seslenen Koçyiğit, konuşmasını şu çağrıyla tamamladı:

"Sürecin kıyısında bekleyenleri, suya sabuna dokunmayanları bu sürecin öznesi ve paydaşı olmaya çağırıyoruz. El ucuyla değil, tüm benliğimizle barışa sarılmalıyız. Çünkü barış öyle güçlüdür ki, kimse karşısında duramaz. Bu adımlar sadece Kürtlere değil, 86 milyonun tamamına nefes aldıracaktır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.