Akşener: O masada HDP olsa biz olmayız ama Kürtleri incitmiyoruz

Akşener: O masada HDP olsa biz olmayız ama Kürtleri incitmiyoruz

Altılı masada 'HDP olsa biz olmayız' vurgusu yapan Akşener 'HDP'nin bir oyu var, o oyun elbette bir kısmını almak için tüm siyasi partiler uğraşıyor' dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TV100 canlı yayınında Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı.

Akşener, "HDP altılı masada mı?" sorusuna "HDP ile o masada beraber değiliz. O masada HDP yok. HDP de olmadığını söylüyor. HDP üzerinden İYİ Parti'yi zora sokayım diye: Kürtleri incitmeleri kalbimi yaralıyor." diye yanıt verdi.

Akşener'in açıklamaları şöyle: 

Biz bir sistemi değiştirmek üzerine konuşmalıyız. Bu sistemi değiştirmeye yönelik adımları zorlayacak herhangi bir davranış biçimine engel olmanın yolu ben aday değilim, tek adayla gitmek gerekir çok önemli. 

Kılıçdaroğlu aday olursa seçimi kazanır mı?

Herkesin ittifak yaptığı bir aday neden seçilmesin? Tek adayla gittik, 13. cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın adayı olacak.

İmamoğlu ve Yavaş aday olur mu?

Hayır olmaz diye bir durumumuz yok. Kılıçdaroğlu, 6 genel başkanının inisiyatifine bıraktı işi. Orada çıkan karara uyacağız. Cumhur İttifakı bileşenleri bizim adayımızı çok merak ediyor. Bizim önceliğimiz bu sistemin değiştirilmesinde ortaklaştırılması. Tayyip Bey, düşmanlığı üzerinden bir sistem değil bu. 

HDP altılı masada mı?

HDP ile o masada beraber değiliz. O masada HDP yok. HDP de olmadığını söylüyor. HDP üzerinden İYİ Parti'yi zora sokayım diye: Kürtleri incitmeleri kalbimi yaralıyor. 31 Mart'ta ne dedi Erdoğan, ''Defolun gidin Irak Kürdistanı'na'' dedi. 

O masada HDP yok ama ben Erdoğan ve arkadaşlarını bu goy goya katılan herkesi dikkate davet ediyorum. Orada yaşayan insanların PKK'nın yanında yer almadığını biliyoruz. Devletin yanında yer almamış olsaydı, koruyucu kimlerdi arkadaşım? 

O masada HDP olsa biz olmayız. Ama biz Kürtleri incitmiyoruz. HDP'nin bir oyu var, o oyun elbette bir kısmını almak için tüm siyasi partiler uğraşıyor.

Partimdeki meseleleri basın üzerinden konuşmadım hiç. Bir tanzim yaptık biz. O tanzimde şu: Yeni bir bakış açısı getirmeye çalıştık. Ben bir buçuk yıldır genç çalışıyorum. Diğer taraftan Yavuz Bey'in yerine gelen arkadaşımız milletvekili değil. Bu görev için milletvekili olan arkadaşlarımızın vakti yok. Yerine gelen Rıdvan Uz arkadaşımız, gidecek ayda bir ailesini görmek için gelecek. Bizim sistemimizin içerisinde genel başkanların atamaları ile yapılıyor, başkanlık divanı. Buradaki tasarruf genel başkan üzerinden gidiyor.

(Ağıralioğlu'nun basına açıklamaları) Arkadaşımız kamuoyu ile paylaşmayı tercih etmiştir. 

Biz merkezi temsil eden bir partiyiz. Bizlerle ilgili hep başkalarının  tarifleri var. Ülkücüler tasfiye oluyor başkalarının tarifi var. Bizim tarifimiz makul bir siyaset, makul bir dil. Kişilerin aileleri ile uğraşmayan bir dilin sahibiyiz.

Ömer'in Yolu çalışması devam ediyor mu? 

Proje değil rant karşı başladık. En son biz hazırız ile bitti. Arada da Ömer'in Yolu vardı. Birçok araştırmada şu çıkıyordu, AKP'den kopmuş ama başka partilere oy vermekten çekinen insanlar var. Hazreti Ömer, adalet demektir. Hazreti Osman, bilim demektir. Biz Hazreti Ömer ile adalet sağlanacak mesajını vermek istedik. O dönem yüzde 19 buldu Bekir Ağırdır. Kampanya bittik sonra yeni bir kampanyaya geçmedik. Faruk Bey ile ben arasında bir iletişim kanalımız mevcut. 

Biz özel anket yaptırmıyoruz. 7 gruba aboneyiz, çıkan anketler bize geliyor. Türkiye genelil oyumuz 17.5'tu. Bugün bir anket gördüm, ORC'nin orada da yüzde 17'yiz. Mart sonu Nisan başı yüzde 16-17 arasında görüyoruz. Haziran ayına kadar belli bir ivmeyi kazanabiliriz diye umuyorum.

Ekonomi iyi olsa yaparlar. Seçim yasası geçti. Bu seçim yasasının artılarına eksilerine bakıyorsunuz. Cumhur İttifakı'na da bir faydası yok. Bu yasanın Millet İttifakı içerisindeki partileri birbirne düşürmek için mi yapıldı konusunda düşünüyorum. Kasım ayında bir seçim kararı alınmış olsa, eski yasayla yapılmış olacak.

26 aydır gezdim. Çok ilginç diyaloglarla karşılaştım. Hiç eleştiri almıyorum. Ben konuştuğum kişilere hangi partiden olduklarını sormuyorum. 

Pandemi yoktu. Kimisi gittiğimizde 5 dükkandan 2'si şükür diyordu. 3 esnafta sorunlar başlamıştı. 

Putin Çarlık sisteminin genişleme politikasını odak yaptı. Ukrayna işgal edildi. Ukrayna'da Kırım meseleleri var. Gerekçeniz yok bir ülkeyi işgal ediyorsunuz, bu çok yanlıştır. Sayın Putin ile Sayın Erdoğan'ın asimetrik bir ilişkisi oluştu.

Çavuşoğlu diyor ki: Burada konuşulanlar sahaya inmiyor diyor, Kremlin Sözcüsü de ağzını kapayın diyor. Umarım bu konu kapanır. 

Türkiye'nin arabulucuk girişimlerine olumlu bakıyoruz. 

Ben İçişleri Bakanı'nın aramadım doğrudur ama ben her şehit ailesini ararım. Hemen aramam başları kalabalık oluyor, bazen hemen ararım. Benim onlara baş sağlığından sonra şöyle bir söylemim olur: şöyle, şöyle haklarınız var. Telefonum şudur, birşeye ihtiyacınız olduğunda buradayız. 

Bir psikatriste sorsak bu arkadaşın kendisini herkesin babası sandığını öğreniriz. 

Sayın Soylu'nun çok tuhaf seçme gibi bir alışkanlığı var. Hep aşırı uçlarda konuşur. Erdoğan'a hırsız diyen odur. AKP'ye girdi, Erdoğan'ı övme konusunda da tumturaklı sözler sarf etti. İçişleri Bakanı bu ülkenin ciddi yüzüdür, gıybet etmez, iftira atmaz. Sayın Soylu, çok ilginç birşey yaptı 31 Mart'ta. Üsküdar Meydanı'nda Temel Karamollaoğlu ile Meral Akşener'in Kandil ile evrak imzaladığımızı söyledi. İkimizin de dokunulmazlığı yok. Bizim hukukun karşısında çıkarılmamız lazımdı. Ben kendisini mahkemeye verdim. Soylu'nun her iddiasını mahkemeye veriyorum. Tekrar söylüyorum benim dokunulmazlığım yok. 

Zafiyet Hanım ne demek bilmiyorum, kendisine soracaksın. 10 bin dolar alan siyasetçiyi hukuka teslim edeceğim dedi, o gün bugündür ses yok Gıybet Bey'de. 

Sayın Erdoğan'a dedimki polislerle ilgili düzenlemeyi düzelt. Bu çocukların çok çalışıyor. Bu düzeltildi. 

Ben iyi görmüyorum Soylu'yu. Geçmişte birlikte çalışmış biri olarak söylüyorum. 

Ben speküle edilmiş konular hakkında ne söylesek boş. Hukuk kısmını çok bilmiyorum ama inanılmaz şaibe yaratma durumu var iktidarın. Bizi de başka ülkeler karşısında zora sokuyorlar. 

Göçmenler üzerinden bakıldığında bu işin sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Hangi gerekçe ile olduğunu bilmediğimiz bir şekilde Suriye'ye demokrasi götürmeye kalktık. Göçmenler açısından bakıyorsunuz her biri insan. Türkiye'ye bakıyorsunuz durum vahim. Böyle bir durumda bir ülkenin geleceği üzerinden duruma baktığınızda Erdoğan'ın sadece burada takındığı tavır bile seçimi kaybetmesi için en büyük gerekçedir. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.