Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016’da yapılan eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklanan Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan hakkında verilen 8 yıl 1 ay 15 gün cezanın İstinaf Mahkemesi’nce bozulması ardından ilk duruşması görüldü.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme heyeti duruşma için adliyede olan Zeydan’ın avukatlarına haber vermeden duruşmayı yaptı.
Duruşmanın kendilerine haber verilmeden yapılmasına tepki gösteren avukatlar ve duruşmaya izlemek için gelen HDP milletvekilleri, duruma ilişkin tutanak tuttu. Avukatlar mahkeme heyetini HSYK’ye şikayet edecek.
Avukatlara haber verilmeden yapılan duruşmanın tutanağında, Abdullah Zeydan’ın tutuklu olduğu Edirne F Tipi Cezaevi ile SEGBİS bağlantısı kurulduğu, ancak Zeydan’ın duruşmaya çıkmadığı belirtildi.
Mütalaasına veren duruşma savcısı, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle Zeydan’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Zeydan’ın üzerine atılı suçun, vasfı ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olgular olduğu, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol kararının yetersiz kalacağı gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme, Zeydan’ın SEGBİS üzerinden zorla hazır edilmesi için tutuklu olduğu cezaevine müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme, Zeydan’a iddianame tebliği için yazı yazılmasına rağmen cezaevi görevlilerin bunu duruşma günü tebliğ ederek yargılamayı sürüncemede bıraktıkları gerekçesiyle sorumlu cezaevi görevlileri hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasına karar verdi. Mahkeme, duruşmayı 13 Aralık’a erteledi.
Duruşmayı izlemek için gelen HDP milletvekilleri adliye önünde açıklama yaptı.
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP milletvekilleri Nihat Akdoğan ve Meral Danış Beştaş ile HDP il yöneticileri katıldı. Burada ilk olarak konuşan Ahmet Yıldırım, yargının hukuk ve adalet kurumu olmaktan çıkıp bir siyaset kurumu haline geldiğini kaydetti.