Zaharova, başkent Moskova'da düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
"Ukrayna'da savaşın sürdürülmesinden yana yaklaşım sergileyen bazı Avrupalı ülkeler, ABD'nin Ukrayna'da 30 günlük ateşkes teklifini memnuniyetle karşıladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Zaharova, Almanya ile Fransa'nın krizin çözümüne dair Minsk anlaşmalarını bozduğunu ve İngiltere'nin de Ukrayna'yı Rusya ile müzakerelerden vazgeçirdiğini söyledi.
Zaharova, söz konusu ülkelerin, Ukrayna krizinin çözülmesi için herhangi bir girişimde bulunmadığını, bu sebeple de Ukrayna konusundaki pozisyonlarını dikkate almadıklarını vurguladı. Avrupalı bu ülkeleri, "Rusya'ya yönelik yaklaşımlarını değiştirmeleri halinde dikkate alacaklarını" belirten Zaharova, "Ancak şimdilik dikkate almıyoruz. Onların histerik görüşlerini dikkate almamız için ortada herhangi bir sebep yok" diye konuştu.
"PKK'ye silah bırakma çağrısı memnuniyetle karşılanabilir"
Zaharova, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik silah bırakma çağrısına ilişkin de yorum yaptı.
Rûdaw'ın konuya dair sorusuna yanıt olarak Zaharova, "Ülkede ve genel olarak bölgede şiddetin düşürülmesine, mevcut sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi amacıyla güven ortamının oluşturulmasına yönelik her türlü adım ve girişimler memnuniyetle karşılanabilir. Bunun, barışı sağlayacağını, istikrar ve güvenliği güçlendireceğini umuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
“DSG-Şam anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz”
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşmaya dair Rûdaw’ın sorusunu yanıtlayan Zaharova şu ifadeleri kullandı:
“Defalarca açıkladığımız prensipler temelinde, örneğin, Suriye'nin bütünlüğüne, egemenliğine ve birliğine saygı, Rusya gerçekten de Fırat'ın doğusunun Suriye devletinin himayesine geri döndürülmesi için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşılıyor. Bu anlaşma aynı zamanda o bölgede yaşayan tüm etnik ve mezhepsel grupların yasal hak ve çıkarlarını garanti ediyor. Genel olarak, Suriyeli vatandaşların kendi kaderlerini dış müdahale olmaksızın geniş bir diyalog çerçevesinde kendilerinin belirlemesi gerektiğine inanıyoruz.
Suriye yönetimi ve Demokratik Suriye Güçleri yönetimi arasında imzalanan bu anlaşmayı, Suriye'nin birliğini sağlama ve güvenliğini ve istikrarını güçlendirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bu anlaşmaların pratikte uygulanmasının şüphesiz birçok zorluk, tehdit ve çeşitli sorunlarla karşılaşacağını anlıyoruz. Bu zorlukların üstesinden gelmek için yapıcı çabaların sürdürülmesi ve elbette uzlaşmalara hazır olunması gerekmektedir. Her iki tarafın da bunu başarabileceğini umuyoruz.”