Hakkari’de Susuzluk Krizinde İtfaiye Umut Oldu

Gül Çiftçi

Hakkari bu yıl tarihinin en zorlu sınavlarından birini verdi. Yağışların azalmasıyla birlikte kentin muslukları günlerce kurudu. Su, yalnızca bir ihtiyaç değil; yaşamın ta kendisi olduğundan, bu eksiklik şehrin gündelik hayatını adeta felç etti. İnsanlar en temel hakları olan suya erişemedi, evlerde çamaşır yıkanamadı, mutfaklarda yemekler zor pişirildi, hastaların bakımı bile sekteye uğradı.

Bu kriz anında ise en çok öne çıkan kahramanlar, Hakkari Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekipleri oldu. Normalde alevlerle savaşan, yangınlarda hayat kurtaran bu personel, bu kez tankerlerle şehrin dört bir yanına su taşıdı. Bir gün yangını söndürmeye koşan itfaiyeciler, ertesi gün aynı sokaklara yaşam kaynağı olan suyu götürdü. Bir şehir düşünün ki itfaiye hem ateşi hem susuzluğu aynı anda söndürmek zorunda kalıyor. İşte Hakkari’de yaşanan tam da buydu.

Günde en az 20 tanker su, kentin mahallelerine dağıtıldı. Evlerin önüne bidonlar dizildi, sokaklarda uzun kuyruklar oluştu. Çocuklar ellerinde şişelerle koştu, kadınlar kovalarla bekledi. O manzara, şehrin hafızasına kazındı: Bir damla suya kavuşmanın sevinci, bir kentin sabrı ve umudu aynı karede buluştu.

İtfaiye ekiplerinin gösterdiği özveri halktan büyük takdir topladı. Çünkü onlar yalnızca görevlerini yapmadı; aynı zamanda insanların yaşam damarını ayakta tuttu. Tankerlerden akan her damla su, bir aileye nefes, bir çocuğa umut oldu. Halk, bu zor günlerde onları yalnızca görevli memurlar olarak değil, gerçek kahramanlar olarak gördü.

Ancak bu noktada durup düşünmek gerekiyor. Bir kentin su ihtiyacının itfaiye tankerleriyle karşılanması kalıcı bir çözüm olamaz. Susuzluk kader değildir. Plansızlık, altyapı yetersizliği ve iklim krizinin etkileri birleşince, Hakkari halkı adeta susuzluğa mahkûm edildi. Bu tabloyu yalnızca “yağışların azlığına” bağlamak, sorumlulukları görmezden gelmek olur.

Bugün tankerlerle çözülen bu sorun, yarın daha büyük bir felakete dönüşebilir. Halkın itfaiyecilere gösterdiği minnet kadar, yöneticilerden beklentisi de büyüktür. Çünkü su, ekmekten önce gelir; nefes almak kadar vazgeçilmezdir. Halkın umudu, bu krizin bir daha yaşanmaması için kalıcı projelerin hayata geçirilmesidir.

Hakkari zor bir coğrafyanın şehri… Dağların, karın, göçün, yangının ve şimdi de susuzluğun şehri. Ama her zorluk gibi bu kriz de bir gerçeği ortaya koydu: Hakkari’nin insanı sabırlıdır, mücadelecidir ve umudunu kaybetmez. Özellikle de yanında, gece gündüz tankerlerle su taşıyan, yangınla ve hayatla aynı anda savaşan itfaiye gibi kahramanlar oldukça.

Şimdi sıra yöneticilerde. İtfaiye görevini yaptı, hem de fazlasıyla. Bundan sonrası, kentin geleceğini garanti altına alacak altyapı yatırımlarında. Çünkü Hakkari halkı tankerlerle değil, kalıcı çözümlerle hayata bağlanmayı hak ediyor.

Unutulmamalı: Su yalnızca bir ihtiyaç değil, hayatın kendisidir. Ve Hakkari halkı, bu hayata en çok layık olanlardan biridir.

İtfaiye müdürü Bülent Keskin ve Personeline teşekkürler...

Yorum Yap
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.