İnsan bir doğa içerisinde doğar, beslenir, büyür, birliktelikler oluşturur. Orada kültürünü inşa eder. Tarih sahnesinde rol almaya başlayan insan, hayatta kalabilmek adına doğayla sürekli bir savaş hâlinde girdi.
Çalışma şartları nedeniyle parçası olduğu doğadan izole oldu. Onu yıkarak, onun sesini, tınısını konuşmasını, anlatmak istediğini göz ardı ederek yaşamaya başladı. Bu bilinç insanın doğa ile olan birlikteliğinin zarar görmüş halinin yansımasıdır.
Hakkâri, insandan evvel dağların kentidir. Şehrin sahibi de koruyucusu da dağlarıdır. İsmi karla, kışla, kapanan yollarla meşhur bir şehir. Uzun yıllar keskin soğuğun ceremesini çeken kent, artık güzeller güzeli kar manzarası, dağları, buzul gölleri, nehirleri ve asırlık buzullarıyla doğa tutkunlarını cezbeden rotalarıyla insanın doğanın bir parçası olduğu düşüncesine vardığı, doğayla bütünleştiği ve mevcudiyetini sürdürmeye çalıştığı alanlardan biridir. Bu çalışmada Hakkâri doğasında spor yapan insan yansıtılmaya çalışıldı.
Cilo Sat Gölleri Dağcılık Doğa Sporları üyesi doğa severler Hakkari’de bulunan Orete Sarkıt mağarasındalar.
Sümbül Dağında teknik tırmanış yapan dağcı
Mergabütan Yaylasında Tur Kayağı yapmak için zirveye çıkmış dağcı.
Berçelan yaylasında bulunan Seyithan Buzul gölünde kano keyfi.
Doğa Sporları Festivali kamp alanı ,Sat Gölleri
Zap Suyunda rafting coşkusu.
Çukurca Kalesi semalarında yamaç paraşütü
Mergabütan Kayak Merkezinde snowboardçu gençler
Berçalan Yaylasında dağ bisikleti
Temmuz ayında Spixane (Cennet Cehennem) buzulları
Temmuz ayında Spixane (Cennet Cehennem) buzullarından Reşko zirvesi