CHP'nin cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ön seçim çalışmaları için ikinci durağı Kayseri oldu.
Erciyes Kültür Merkezi'nde (EKM) düzenlenen programdaki konuşmasında, "Bereket kapısının iki anahtarı vardır. Bu anahtarlar gayret ve adalettir" diyen Ekrem İmamoğlu, "Gayret göstermez ve adalette olmazsanız hiçbir işinizde bereket olmaz. İşte tam da bugünkü hükümetin hali gibi. İktidarın hali ortada. Millete hizmet etme hevesini, enerjisini kaybettikleri için özellikle adaletten ayrıldıkları için memleketin bereketini kaçırıyorlar. O nedenle Kayseri'de de ülkenin dört bir yanında da herkes bereketsizlikten şikayetçi değil mi? Zenginler de yoksullar da aynı şeyi söylemiyorlar mı? 'Elimizdeki paranın bereketi kaçtı' diyorlar" şeklinde konuştu.
'TEK BİR ÇÖZÜM VAR'
Çözümün iktidar değişikliği olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, "Çözüm nedir? Vallahi tek bir çözüm var, memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçim evine göndereceğiz. Seçim sandığı milletin önüne bereketiyle gelecek. Ülkemiz gayretli, adaletli, çalışkan, yepyeni bir yönetime kavuşacak. Bizim derdimiz kişilerle değil. Biz bu eşitsiz, adaletsiz düzeni değiştirmek için, bu israf ve istibdat düzenine son vermek için, milletin hakkını millete vermek için yola çıktık. Bu kolay bir yolculuk değildir. Ama bilin ki başarmak için her şeye sahibiz. Başarmak için çok büyük gücümüz var. Ama her şeyden önce güzel bir söz vardır ya, 'Önce yola koyulmak gerekir’. Yerinde sayanlar değil, ayağa kalkıp hedefe yürüyenler başarır" dedi.
"Ceketini çıkart, kolları sıva" sloganları üzerine ceketini çıkarttı ve "Biliyorsunuz değil mi; bu ceketi çıkarıp, kolları sıvayınca her şey çok güzel oluyor. Çünkü bunun arkasında milletin gücü var, gençlerin yüreğinden çıkan o ses var. İşte onun için ne olacak, biz de ayağa kalkacağız ve çığ gibi büyüyerek hep birlikte hedef ulaşacağız" ifadelerini kullandı.
'YALNIZCA SEÇİM KAZANMANIN PEŞİNDE DEĞİLİZ'
Hedeflerinin yalnızca seçim kazanmak olmadığını belirten İmamoğlu, "Biz yalnızca seçimi kazanmanın değil milletçe birliğimizi, kardeşliğimizi yeniden kazanmanın peşindeyiz. Sevinçte ve kederde, büyük acılarda ve mutluluklarda milletçe tek yürek olabilmenin peşindeyiz. Birbirini incitmenin peşinde olanları istemeyiz. Biz Hacı Bektaş-ı Veli'nin terbiyesini alanlardanız. CHP ne zaman önüne koyduğu hedefe ulaşmaya başarsa bundan ülkemiz de milletimiz de kazançlı çıkar. Kurtuluş Savaşımıza, Cumhuriyet’in ilk yıllarına bakın, milli ekonominin inşa edilmesi sürecine bakın, ülkemizin ulaşım altyapısının sağlanmasına, açılan ilk fabrikalara, ilk bankalara, ilk ekonomi teşekküllerine bakın, Kayseri'deki teyyare fabrikasına bakın. Bunların hepsi en zor şartlarda milletimiz için yapılmıştır. Ve hepsinin arkasında CHP’nin gücü ve iradesi vardır" diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasında satır başları şöyle:
CHP'Lİ BELEDİYELERİN BÜYÜK BAŞARISI MİLLETİMİZE UMUT OLUYOR: Partimizin kime yapılırsa yapılsın her türlü baskı ve hukuksuzluğa karşı sergilediği onurlu, cesur tavrı herkese güç veriyor. İcraatçı ve halkçı CHP'li belediyelerin büyük başarısı milletimize umut oluyor. Türkiye'miz bu iktidarın, milletimizi hapsetmeye çalıştığı ayrışma ve kutuplaşma cenderesinden kurtuluyor. Bu iktidara oy veren milyonlarca vatandaşımız hep en temiz, en halis duygularla hareket ettiler. Ama elbette zaman içinde onlar da oy verdikleri iktidarın ne kadar büyük yanlışlar yaptıklarını, milleti nereden alıp nereye indirdiklerini, itibarımızı, paramızı, yaşamamızın kalitesini, çocuklarımızın umutlarını, gençlerimizin geleceğe bakış ışığını söndürdüklerini gördüler.
31 MART'TAN BERİ İKİ ŞEY SÜREKLİ ARTIYOR: İktidardaki bir avuç insan hep milletimizi aldattılar. Hep milletimize 'CHP gelirse çok daha kötü olur' diyerek sürekli yalanlar ve iftiralar ürettiler. Fakat işler dayanılmaz bir noktaya geldi. İktidarın yanlışları arttıkça arttı. Bu güzel ülkenin meseleleri hiç azalmadı, aksine daha da büyüdü. Bu iktidara oy veren vatandaşlarımız, CHP'li belediyelerin farkını gördü. 31 Mart'tan bugüne iki şey sürekli artıyor. Vatandaşlarımızın CHP'li belediyelerden duyduğu memnuniyet sürekli artıyor. Ama diğer yandan başka çaresi kalmayan iktidarın CHP'ye karşı yürüttüğü siyasi operasyonlar sürekli artıyor. Adaletsizlikleri sürekli artıyor. Çünkü iktidarın koltuğu altlarından kayıyor.
İKTİDAR OLMAYA HAZIR MIYIZ?: Ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerden yılmış milyonların gözü umudu artık CHP'lilerde. Milletimiz artık rahat bir nefes almak istiyor. Milletimiz israfa, ranta, partizanlığa, geçit vermeyen bütün engellemelere rağmen rekor düzeyde icraat ve yatırım yapan bir anlayış artık ülke yönetiminde de hakim olsun istiyor. Sevgili Cumhuriyet Halk Partililer, iktidar olmaya hazır mıyız? Sorumluluk almaya hazır mıyız? Vatandaşlarımızın artık can havliyle dile getirdiği erken seçim talebinin nedeni budur.
ADAYI ÜYELERİN BELİRLEMESİ DEMOKRASİ DEVRİMİ: Milletimiz aradığı alternatifi bulmuştur ve iktidarı ona teslim etmek için gün saymaktadır. Partimizin cumhurbaşkanı adayını işte böyle bir atmosferde hep birlikte belirliyoruz. 23 Mart'ta, CHP tek yürek halinde iradesini ortaya koyduğunda Türkiye'de siyaset yeniden şekillenmeye başlayacak. CHP cumhurbaşkanı adayımızın bizzat üyeler tarafından belirlenmesi meselesi her birimizi tek tek ayağa kaldıran, güçlendiren, bir demokrasi devrimi yapan, kahramanlar haline getirecek. Buradan bu kararı alan, başta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e, bütün merkez yönetimimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuza, hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.
ÜLKENİN SAHİBİ VATANDAŞ, PARTİNİN SAHİBİ ÜYELERDİR: Tek adamların, dar kadroların idaresiyle şekillenen siyasete meydan okumaktır bu. Biz cumhuriyetçiyiz, demokratız. Bizim anlayışımıza göre nasıl ki vatandaşlar ülkenin sahibi üyeler de partinin sahibidir. Onlar ne derse o olur. Onun için bir demokrasi devrimine imza atmaya bütün Cumhuriyet Halk Partililer hazır mı? Bakın sorumluluğumuz çok büyük. Biz kendilerini bu cumhuriyetin ve devletin özellikle düştüğü bu ortamda kurumların çürüyen ilişkilerin yozlaştığı, partizanlığın her koridoruna girdiği, bu ortamda kendilerine devletin sahibi görüp, milletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. Bizim anlayışımıza göre millet, devletin efendisidir. Yöneticiler, yani bizler, vatandaş karşısında haddini bilmelidir. İşte 23 Mart'ta bu inancı, bu özgüveni hep birlikte bütün ülkeye yayacağız.
İKTİDARA EN KORKTUĞU ŞEYİ GÖSTERECEĞİZ: Yapacağımız ön seçimde iktidara en korktuğu şeyi yani sandığı göstereceğiz. 102 yaşına giren bizim bu güzel Cumhuriyetimizin ilanından bugüne bu ülkede artık seçilmişlerin değil, seçenlerin üstün olduğunu herkese hatırlatacağız. Ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin milli iradenin değerini gösterecek. Sandıktan kaçanları zangır zangır titretecek. CHP'nin ön seçimde zulme karşı nasıl tek yürek, nasıl tek bilek olduğunu göstereceğiz. Zalimlik yapanların uykularını kaçıracağız. Ben kendimi sizlere emanet etmeye geldim. Elbette bu ön seçimi sizlere emanet etmeye geldim.
ERDEMLİ BİR DAYANIŞMAYLA BAŞARIYA ULAŞABİLİRİZ: Başarıya ancak her aşaması en geniş uzlaşmayla belirlenen ilkeli, erdemli bir dayanışmayla ulaşabiliriz. O dayanışmanın gücünü hep beraber hissetmemiz lazım. Partimizin gerçekleştireceği ön seçim ortak aklın, uzlaşma ve dayanışmanın ilk adımı olacak. Ön seçimde ortaya koyacağımız irade bu bozuk düzeni değiştirmek isteyen herkese uzatılmış onurlu güçlü bir dost eli olacak. Bir seferberlik başlatacaksınız. Güzel politikalarımızı ahlaklı erdemli devlet adamı duruşumuzu anlatacaksınız. Biz büyük bir aile olacağız ve onlara diyeceğiz ki hep birlikte bu ülkeden partizanlığı söküp atacağız. Bu memleketi milletimizin evlatlarıyla yönetmeye geliyoruz diyeceğiz.
BİR KURTARICI BELİRLEMEYECEĞİZ: Zulme karşı adaletin, vicdanın, iyiliğin yanında saf tutan herkesle bir olacağız. Zor günleri birlikte aşacağız. Ön seçimde partimiz bir kurtarıcı belirlemeyecek. Biz 23 Mart'ta partimizin güçlü iradesini ortaya koyacağız. Bu ülkenin cumhuriyetçilerine, demokratlarına, yurtseverlerine diyeceğiz ki kurtuluş yok tek başına. Haydi hep birlikte görev başına diyeceğiz. Muhakkak başaracağız. Bunu yaptığımız an bu memleketin arzu ettiği ve özlediği şu cümleyi aklınızdan çıkartmayın; iktidar olacağız.
HEP BİRLİKTE ZENGİNLEŞECEĞİZ: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığımız ilham ve vazifeye uygun olarak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracağız. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak en ileri demokratik standartlara sahip olmak, imkan ve fırsatlara erişimde hak ve özgürlükleri kullanmada eşitlenmek demektir. Mahkemelerde olduğu kadar gelir dağılımında adaletin sağlanması demektir. Bilimde teknolojide üretimde öncü olmak demektir. İktidarı bir avuç insanın elinden alıp millete verdiğimizde artık devletin bütün yöneticileri vatandaş karşısında haddini, hududunu bilecek. Milletimiz bu ülkenin, devletin tek sahibi olduğunu en güçlü biçimde hissedecek, yaşayacak. Bu ülkenin başına bela ettikleri partizanlığı, kayırmacılığı, mülakatı, torpili ailelerle bu ülkeyi yönetme anlayışını bu ülkenin sınırlarının dışına değil yerin dibine gömeceğiz. Devlet bir avuç insanın değil milletin çıkarlarının, güvenliğinin bekçisi olacak. Türkiye adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek, özgürleşecek. Şu cennet vatanda sürekli yoksulluk konuşmak bu ülkeye yakışıyor mu? Bu güzel milletin, bu güzel evlatlarına, bu güzel ülkenin insanlarına yakışmıyor. Onun için hep birlikte zenginleşeceğiz.
ZENGİNLİĞİ HAKKANİYETLİ BİR BİÇİMDE BÖLÜŞEMİYORUZ: Ama bırakın ilerlemeyi, bu bölge elindeki zenginlikleri bile yitiriyor. Öyle değil mi? Yoksullaşmıyor mu bu topraklar? Orta Anadolu son 15 yılda yüz ölçümüne oranla en fazla tarım arazisinin kaybedildiği bölgemiz. Tarım arazilerini kaybetmek ne demektir biliyor musunuz? Vatan toprağını kaybetmek demektir. Tarımda, bağımsızlığı kaybetmek ülkenin bağımsızlığını tehlikeye atmak demektir. Türkiye maalesef bugün bu durumdadır. Sanayide de tehlike çanları çalıyor. Kayseri başta olmak üzere Orta Anadolu'da ve bütün Türkiye'de sanayimiz devamlı patinaj çekiyor. İhracatçımız rekabet gücünü yitirmiş, önünü göremiyor. Merkez Bankası faizi indiriyor belki ama esnafım ucuz krediye erişemiyor. Sahip olduğumuz zenginliği de hakkaniyetli bir biçimde bölüşemiyoruz. Mesela Kayseri toplam gelirde Türkiye'nin en zengin 13'üncü ili olmasına rağmen kişi başına milli gelirde 23'üncü sırada yer alıyor.
SOSYAL ADALET VE REFAHTA MİLLETİMİZE ÇAĞ ATLATACAĞIZ: İcraatçı karakterimizle bu ülkenin ekonomisine büyük bir güç ve ivme kazandıracağız. Halkçı karakterimizle, sosyal adalet ve refahta milletimize çağ atlatacağız. Milletimizin en çok çektiği şey ne? 'Her şeyi ben bilirim' diyor. 'Ben ne dersem o olur.' Böyle bir şey olabilir mi? Biz demeyeceğiz. Bu kibirli anlayışı, bu akıl dışı anlayışı, devletimiz uygulamalarından ve hafızasından hep birlikte söküp atacağız. Tek adamlığın partizanlığın bırakın kendisini, gölgesi bile değemeyecek bu devlete, bu canım Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne.
BEN İCRAATÇILIK VAAT EDİYORUM: Bu söylediklerim temelsiz, kanıtsız, soyut vaatler değildir. Ben icraatçılık vaat ediyorum. Çünkü nasıl yapılır çok iyi biliyoruz. Türkiye'nin büyük bir modeli tam bir özeti olan İstanbul'da 6 yıldır sergilediğimiz performans ortadadır. İnanınız Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş düzeyde metro hatlarına, altyapı yatırımlarına, sosyal konutlara, çevre ve kentsel dönüşüm projelerine imza attık. Halkçılık vadediyoruz. Altı ilkemizden birisi. Çünkü nasıl yapılır iyi biliyoruz. Sosyal adaleti sağlamak, kamu yararını koruyup geliştirmek, vatandaşların piyasanın acımasız şartlarına mahkum bırakmamak için yaptıklarımız saymakla bitmez. Partizanlıktan, ayrıcalıktan tamamen arındırılmış, adil bir yönetim vaat ediyoruz. Çünkü böyle bir anlayış nasıl hayata geçirilir çok iyi biliyoruz.
EY İLGİLİ ŞAHIS, ARKADAŞLARIM HUKUKSUZLUĞA KARIŞMIŞSA BÜTÜN DOSYALARI AÇALIM: Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşlarım, tanıdıklarım hatta hiç tanımadıklarımın mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Bir kez daha algı operasyonuyla itibar suikastı yapıyorlar. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Beni korkutabilirler mi? Benim arkamda milyonlar var. Bu haktan ve hukuktan, nasibini almamışların, hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Kumpaslarla, kirli tezgahlarla, entrikalarla, fitneyle fesatla kurdukları oyunları başlarına yıkacağız. Millet hakkın, hukukun, haklının yanındadır. Bakın buradan sesleniyorum; ey ilgili şahıs, o kendini biliyor, ben senin dediğin gibi şantaj montaj demiyorum, çok net bir şey söylüyorum. Eğer itibarlarını yerle bir etmeye çalıştığın malına çökmeye çalıştığın arkadaşlarım en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa, gelin bütün dosyalarını açın. Bütün belgeleri bilgileriyle açıkça kamuoyuyla paylaşın. Anlatın, kaçan yok.
6 SENEDİR TRT'DE YÜZÜMÜ BİLE GÖSTERMEDİLER: Buradan sesleniyorum: Hodri meydan diyorum size. Elinizde ne varsa dökün ortaya. Uydurma, gizli tanık beyanlarıyla değil. Mertçe hakka ve hukuka uygun olarak getirin. Millet de görsün. Hatta gelsin TRT'de canlı yayın yapsın. Benim TRT'de yüzümü bile göstermediler 6 senedir. Çünkü onlar sadece iktidara yüzünü dönen bir yayına döndüler hem de sizin paralarınızla, yolsuzluğun daniskası orada yapılıyor. Senin savcıların sorsun, benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı, hangi dönem kamu ve millet korunmuş hangi dönem milletin kaynakları çarçur edilmiş peşkeş çekilmiş canlı yayında bu memleket izlesin. Getirin yapın. Ama yüreği yok bunların. Bunların cesareti yok. Ben aylardır, haftalardır ne diyorum? Vicdanın kırıntısı varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin.
SENİ YENMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Ben hakkı hukuku savunmakta sınır tanımam. Milletimize hesap vermekte de sınır tanımam. Bir derdiniz varsa ben buradayım. Bana gelin bana. Milletimle beraber tam karşındayım. Yan yolları bırakın. Bırak bu milletin banka hesaplarını bloke edip mağdur etmeyin. Gel zulüm yapmayın, hep beraber millete gidelim, milletin huzuruna gidelim. Amacınızı biliyorum. İstanbul'a, Türkiye'ye hizmet etmeyelim istiyorlar. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorlar. Size söyleyeyim mi? Korkuyorlar. Bir avuç insan korkuyor. Buradayım. İnsan beni görünce korkar mı? İnsan beni görünce mutlu olur. Ama bu korkuyor. Niye biliyor musunuz? Bu millete yanlış yapan korkar. Bu millete çok yanlış yapmışsın ki korkun da çok büyük. Bize sözde suç icat ediyorlar. 2014'ten beri benimle uğraşıyorlar. Hiçbir şey bulamadılar. Bir tane 'ahmak davası' var. Millet o davanın ismini gördükçe, duydukça gülüyor. Şimdi de bir 'diploma davası' uydurdular. 35 yıllık olmayan diploma değil olan diplomaya göz koyan bu akıl, bu milletin 40 yıllık, 60 yıllık, 50 yıllık tapusuna da göz koyar. Bütün bu zulmü, bütün bu zalimliği niye yapıyorlar biliyor musunuz? 2014'ten bu yana tek suçumuz var. Başka suçum yok benim. Ne biliyor musunuz? Sandıkta yenilmedik. Bu bileği bükemediler. Buradan söylüyorum, bu cümlemi aklına kazı, bu millete yenilgiyi öğretemeyeceksin. Seni yenmeye devam edeceğiz.