AK Parti Sözcüsü Çelik: Seçim takvimi ile gündem 18 Haziran'da yapılması yönünde

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde pek çok sessiz devrimler gerçekleştirildi" açıklamasında bulundu. Erken seçim tartışmalarına da değinen Çelik, "Seçim takvimi ile gündem 18 Haziran'da yapılması..

AK Parti MYK toplantısının ardından açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, erken seçim tartışmalarına yanıt verdi.

Çelik, "Seçim takvimi ile gündem 18 Haziran'da yapılması yönünde. 18 Haziran'da çıkabilecek sorunlar, vatandaşlarımızın seyahatte olabilmesi nedeniyle bir değerlendirme yapılıyor. Bu tabii erken seçim anlamına gelecek bir değerlendirme değil. Tarihin az geriye çekilmesi için değerlendirme yapılıyor " dedi.

Çelik'in açıklamaları şöyle:

"Cumhuriyetimiz geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne kadar bu cumhuriyete hizmet eden herkesi rahmetle anıyoruz. Bu millete, devlete hizmet etmek her zaman onurların en büyüğü oldu.

Özel şartlarda Atatürk ve arkadaşlar hiç umutsuzluğa kapılmadan milletimizin geleceğini inşa etmek için büyük devrimler gerçekleştirdiler. O günden bugüne kadar da bu şekilde devam ediyor.

Zorlukların bir kısmı dışarıdan bir kısmı içeriden kaynaklandı. Vesayet, askeri darbe dönemleri, demokrasi ve geleceğimizden çalan dönemlerdi. 28 Şubat, 17-25, FETÖ ve darbe teşebbüsü cumhuriyet ve demokrasimize yönelen iç tehditlerde en kirli ve en alçaklardan biri olarak kayda geçti.

Ama millet iradesi bu girişimi de altüst etti. Dünyada bütün meclisler bir kurtuluş savaşının sonunda kurulmuştur. TBMM'nin ise dünyadaki meclislerden bir farkı vardır.

Geçmiş yıllarda yaşadığımız krizlerin en büyüklerinden bugün de devam eden, aslında arkasında siyasi proje beslenen PKK, DEAŞ ve FETÖ'ye kadar çok yönlü terör saldırısı milli egemenliğimizi tehdit etmeye çalışıyor. Buna en güçlü ve kararlı duruşu vermeye devam ediyoruz.

Bu yüzüncü yıl önümüzdeki on yıllara en güçlü şekilde ilerlememiz için geleceğe bakabileceğimiz dönem olacaktır.

Türk siyasetini felç eden, her zaman içeriden sabote eden, içeriden suikast girişimleri düzenleyen yaklaşım, sürekli olarak sistem tartışmaları yaptığımızda, siyaset üretmeye çalıştığımızda rejim krizi üretmek için kurumsallaşmış bazı yapıların olmasıydı.

Bunlar siyasi parti, bürokrasi olarak vardı. TBMM'de bir yasa görüşürsünüz, tarım, sanayiyle ilgili, onu bile rejim krizine dönüştürmeye çalışırlar. Hukuku hepimizin şemsiyesi olmaktan çıkararak bir siyasi kamçı gibi kullanmaya çalışırlar. Halbuki Türkiye'nin kendi kendiyle rejim problemi yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak kurumsallaşmıştır. Geçmişte vesayet girişimleri, hukuku geriye çekerek kanun devleti anlamında kullanılan vesayet girişimleri ve daha birçok konu geçtiğimiz dönemde sona ermiştir.

Cumhurbaşkanımız yılbaşı vesilesiyle özetin özeti olacak nitelikte açıklama yaptı. TOGG'un yakında yollarda görülecek olmasından, ülkemizin bağımsızlığı açısından, enerjisi açısından geleceğin kerteriz noktası olması açısından bunlar doğalgaz, petrol rezervleri çok önemli bir durumda.

EYT'den Gabar'daki petrol keşfine kadar hızlı adımlar atıldı. KYK borçları silindi.

Artık Türkiye dışarıdan yapılan birtakım girişimlerle ya da içeride bünyesinin zayıflatılmasıyla manüpile edecek bir ülke değildir. Türkiye küresel bir aktördür. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına bu özgüvenle, içi ve altı dolu özgüvenle girecek şekilde bu seneyi karşılamış olduk.

Karşı karşıya kaldığımız en büyük problemlerden bir tanesi Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan bölgesel ve küresel tablo. Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle' sıkı sıkıya bağlı şekilde, sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini her defasında vurguluyoruz.

Cumhurbaşkanımızın sahada ve masada güçlü Türkiye dediği gibi güvenilir mütteftir. En son tahıl krizi, enerji krizi, esir takası Cumhnurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle son derece usta bir şekilde yönetilmiş, Türkiye güvenli liman olarak yoluna devam edebilmiştir.

Rusya'nın ilhak ettiği bölgelerden çekilme iradesinin olmaması, bütün bunlar resmi bir barış anlaşmasını bırakın, kalıcı bir ateşkesin bile ufukta görülmediğini gösteriyor. Önümüzde uzun bir soğuk savaşın görülmeye başladığını söyleyebiliriz.

Eski dünyanın dikişlerinin çözüldüğünü ama yeni dünyanın doğamadığını, bütün kaos içerisinde güçlülerin zayıfları ezdiği tablonun devam ettiğini görüyoruz. Bütün bu soğuk savaş tablosu içerisinde Türkiye'nin diplomatik denge ve performansı, Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika, Ortadoğu'dan Balkanlar'a kadar ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha görülmüştür.

AB diplomasisi bu süreçte etkisiz kalmıştır. Cumhurbaşkanımızın siyasi iniyisayatiflerine destekte ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performas Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye'den gelmişti.

AB toplantılarında Cumhurbaşkanımız, Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna meselesini konuşabilecekleri gibi yanılgı içerisine girebiliyorlar. Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna savaşının konuşulması egzersiz düzeyinde kalır. 2002 açısından Diyarbakır anneleri bütün dünyanın en büyük vicdan nöbetine imza atmıştır. Teröre karşı insan hakları temelinde çocuklarına kavuşma temelinde yapılmış dünyadaki en büyük eylemlerden biridir. Onlara destek vermeyenler utansın.

Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere yer verenlerin Diyarbakır annelerini zikretmemelerinden onlar utansın."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Gündem Haberleri

Bu Suçlar Yararlanamayacak
Komisyon ile paylaşılması
Öcalan açıklaması
İmralı görüşmesine açıklama
Bizim için önce insan sağlığı