Roboski Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı

Roboski Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı

Roboski Katliamı’nın 11. yıl dönümünde hayatını kaybeden 34 köylü, bugün mezarları başında anıldı.

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köyü sakinlerinden oluşan sınır kaçakçılarının savaş uçaklarının bombardımanı sonucu hayatlarını kaybetmesinin üzerinden 11 yıl geçti.

Kamuoyunda "Roboski Katliamı" olarak bilinen olayda 17'si çocuk 34 kişi hayatını kaybetti. Roboski Katliamı’nın 11. yıl dönümünde hayatını kaybeden 34 köylü, bugün mezarları başında anıldı.

Yapılan konuşmalarda “cezasızlık politikasına, ailelerin adalet arayışının yarım kalmasında yargının ve siyasetin rolüne” vurgu yapıldı.

Hayatını kaybedenlerin aileleri adına konuşan Zeki Tosun, “Roboski’ye 11 yılda adalet gelmedi, eğer Roboski’ye adaleti getiremezseniz, dünyanın hiçbir yerine adaleti sağlayamazsınız” dedi.

AİHM’in Roboski davasını reddetmesinde Şırnak Barosu’nun gönderdiği eksik belge gerekçe gösterilmişti. Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz, davasındaki eksiklikleri nedeniyle kendilerini eleştirdi ve ailelerin adalet arayışında yanlarında olacaklarını ekledi.

Geçen 11 yılda ne sorumlular tespit edildi ne de herhangi birisi yargılandı. Ailelerin açtığı dava ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden (AİHM) geri döndü.

"On yılda değişmeyen tek şey ailelerin adalet mücadelesi" diyen Ferhat Encü, BBC Türkçe'ye konuştu.

Dilleri döndüğünce yaşanan acıyı kamuoyuna anlattıklarını ifade eden Encü, "Roboski ile dayanışmaya çalıştık, dünyaya yaşanan katliamı anlattık, toplumun bir bölümünün vicdanında bu katliamı mahkum ettik ama yargısal anlamda bir adım ileri gidemedik ve yaşanan mağduriyet, acı maalesef görülmedi" dedi.

Yargı mekanizmasının ezilenlerden, mağdurlardan değil, egemenlerden yana kararlar verdiğini öne süren Ferhat Encü konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yargı mekanizması, bu katliama karar veren, onu gerçekleştirenleri kollayan bir yerde durdu. Buna karşın katillerin açığa çıkmasını, yargılanmasını isteyen, adalet mücadelesi veren ailelerin başına olmadık şeyler getirildi, dava edilenler oldu, tutuklananlar, gözaltına alınanlar, coplanıp şiddete uğrayanlar ya da para cezası alanlar oldu."

28 Aralık 2011'de neler yaşandı?

Askeri savcılığın soruşturma sonucu hazırladığı rapora göre, insansız hava aracı (İHA) ile yapılan keşif uçuşları sırasında saat 17.20 civarında Haftanin Deresi Vadisi'nde "ısı kaynakları" tespit edildi.

Bundan yaklaşık yarım saat sonra dönemin 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük tarafından görüntülerin "terörist olarak değerlendirildiği" ve bunun için topçu atışı yapmak istendiği bilgisi 2'nci Ordu Harekat Başkanlığı'na iletildi.

Değerlendirme sürecinde top atışına onay verildi ancak hareket halinde grubun hem üç koldan ilerlemesi hem de kafilede motorlu araçların bulunması nedeniyle top atışının yeterli olmayabileceği değerlendirmesi yapıldı.

Uludere

 

Hava harekatının "uygun olacağına" karar verilmesinin ardından dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Orgeneral Yaşar Güler onay için konuyu Genelkurmay İkinci Başkanı'nın makamına götürdü.

En sonunda ise akşam saat 20:00 sularında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, evinden telefonla hava operasyonuna onay verdi.

Sınır hattında bekleyen gruba ilk bomba saat 21:43'te, ikinci bomba 22:02'de, üçüncü bomba 22:16'da ve son olarak da dördüncü bomba da saat 22:24'te atıldı. Olay sonucu 17'si çocuk 34 kişi yaşamını yitirdi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan olayın ertesi günü yapılan ilk açıklamada da Irak'tan Türkiye'ye doğru "bir grubun hareket halinde olduğu İHA görüntüleri ile" tespit edildiği belirtildi.

Açıklamada, bu bölgenin PKK'lılar tarafından geçiş için sıkça kullanılan bir alan olduğu vurgulandı.

Ancak bu istihbaratın hangi İHA'lardan geldiği konusu ise uzun süren tartışmalara neden oldu.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Mayıs 2012'de yayımladığı bir haberinde, söz konusu istihbaratın ABD yapımı İHA'lardan geldiğini öne sürdü.

Gazetenin ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine dayandırdığı haberinde, istihbaratın Türkiye ile ABD arasında 2007 yılında PKK'ya karşı kurulan istihbarat paylaşımı anlaşması çerçevesinde oluşturulan mekanizma kapsamında verildiği ancak hava operasyonu kararının tamamen Türk askeri yetkililere ait olduğu belirtildi.Uludere

WSJ'ye konuşan görgü tanığı Servet Encü de bombardımandan kısa bir süre önce İsrail yapımı Heron aracının sesini duyduklarını söyledi.

Ancak askeri savcılık tarafından Ocak 2014'te tamamlanan soruşturma kapsamında hazırlanan raporda, istihbaratın "Gözcü İHA'lar" tarafından alındığı belirtildi.

Gözcü, 2007'de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girmiş ve bu yıldan itibaren operasyonel olarak kullanılmaya başlanmıştı.

Hükümet kanadında nasıl açıklamalar yapıldı?

O dönem yayın hayatını sürdüren Taraf gazetesi, olaydan birkaç gün sonra yayımladığı haberinde bombardımana neden olan bilginin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından verildiğini öne sürdü. Ancak MİT, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak bu iddiaları reddetti.

O dönem Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan da, olaydan iki gün sonra yaptığı açıklamada da İHA'ların istihbarat örgütlerinin 10 gün kadar önce verdiği bilgi üzerine bölgede uçuş yaptığını söyledi.

Dönemin Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da 2 Ocak 2012'deki Bakanlar Kurulu'nun ardından yaptığı açıklamada, olayda kasıt olmadığını söyledi.

Arınç, olayla ilgili "resmi özür dilenmesini beklemenin yanlış olacağını" ancak hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödeneceğini ifade etti.

Şubat 2012'de ise Başbakanlık tarafından kişi başına 123 bin, toplamda da 4 milyon 180 bin TL tazminat ödendi. Ancak aileler bu tazminatı kabul etmedi.

Olayla ilgili ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bir araştırma komisyonu kuruldu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.