DEM Parti bu uygulamaları yasal olarak geçersiz kılmak için bu sefer hakkında her hangi bir açık davası olmayan adayları belirleme yoluna gitti. Bunlar içerisinde dikkatimizi çeken Yüksekova belediyesi eşbaşkan aday adaylarından biri de ilçede eğitimci ve aktivist kimliğiyle tanınan ve sevilen Cahit Dilce oldu.

Çünkü aday belirleme sürecinde ve seçim çalışmalarında kendisini sahada hiç göremedik.
Seçimler geride kalmışken biz de bu durumu araştırmak istedik. Ulaştığımız bilgiler bölgenin yıllardır içinde bulunduğu acı bir gerçeği gözler önüne serdi. Ayrıntılarıyla yazılsa belki roman olacak bir olayın bazı detayları şöyle:

Cahit Dilce aylarca istihbaratın ajanlık dayatmalarına maruz kalmış, kabul etmeyince en son kendisi ve ailesi ölümle tehdit edilmiş. Kimliği belirsiz kişilerce küçük çocuğunun eline mermi verilip evine ölüm mesajı yollanmış. En nihayetinde aday adaylığı başvurusu sürecinde Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış. Bunları İHD raporlarında görünce avukatlarına ulaşmak istedik fakat kendisinin burada yaşayan akrabalarının can güvenliğinden dolayı bazı bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmaması yönünde bir hassasiyetinin olduğunu öğrendik.

Ancak Cahit Dilce Türkiye’yi terk ettikten sonra yine de seçim çalışmalarına sosyal medya hesapları üzerinden katılmaya devam etmiş. Bu çalışmaları dolayısıyla kendisine “örgüt propagandası yapmak”tan davalar açılmış. DEM Parti’den ulaştığımız bir yetkili ise bütün bu süreci doğrulayarak şöyle dedi: “Cahit arkadaşımız hassas bir durumda bütün olasılıkları değerlendirerek karar verdi. Çünkü kendisine yönelik hem aşiret hem istihbarat organize bir çalışma içindeydi. Seçim sürecinin hassasiyeti ve kendi akrabalarının can güvenliği dolayısıyla kendisi bu durumu kamuoyuna açıklamadı. Biz de bu kararını uygun bulduk ve saydı duyduk. Bu olay bölgede yaşanan ajanlaştırma, kriminalleştirme ve tasfiye etme planının bariz bir örneği olarak kayıtlarda yerini alacaktır."