İran’da Mahsa Amini protestoları: 80 ilde halk ayakta!

İran’da Mahsa Amini protestoları: 80 ilde halk ayakta!

İran’da Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınması ve gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından başlayan kitlesel protesto gösterileri günlerdir sürüyor.

Mahsa Amini'nin ailesi ve görgü tanıkları, 22 yaşındaki genç kadının gözaltındayken dövüldüğü, işkenceye maruz kaldığı ve uğradığı kötü muamele sonucu öldüğünü söylerken polis bu iddiaları reddetmiş, Amini’nin karakolda kalp rahatsızlığı geçirerek hayatını kaybettiğini ileri sürmüştü.

"Diktatöre ölüm", "Hamaney’e ölüm" ve Mahsa Amini’nin Kürt olmasının da etkisiyle Kürtçe "Jin, jiyad, azadi" (Kadın, hayat, özgürlük) sloganlarının sık sık atıldığı protesto gösterilerinde devlet medyasının açıkladığı rakamlara göre en az 41 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişi ise gözaltında.

Bu, İran’da halkın kitlesel olarak sokaklara döküldüğü ilk hareketlenme değil. 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimini tartışmalı bir şekilde Mahmud Ahmedinejad’ın kazandığının açıklanmasının arkasından büyük bir ayaklanma yaşanmış, yüz binlerce kişi sokaklara dökülmüş, Yeşil Hareket olarak bilinen bu gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınmış, polisle girilen şiddetli çatışmalar sonucu en az 15 kişi hayatını kaybetmişti.Protesto

Ardından 2017-2018 yıllarında dönemin cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ekonomi politikalarını protesto etmek için bir ayaklanma dalgası başlamıştı.

2019’da benzin fiyatlarındaki yüzde 200’e varan artışlar halkı sokağa dökmüş, Uluslararası Af Örgütü protestocuların üzerine binaların çatılarından, helikopterlerin üzerinden ateş açıldığını ileri sürmüştü.

Bu olaylarda binlerce kişi gözaltına alınmış, Washington Tahran’ı 1.000’in üzerinde eylemciyi öldürmekle suçlamıştı. 2021’de de geniş çaplı elektrik ve su kesintileri nedeniyle bir isyan dalgası söz konusu olmuştu.

Ancak şimdi yaşanan protestoların tüm bunların ötesinde bir etkisi olacağı, şimdiden İran İslam Cumhuriyeti’nin temellerini tehdit eder bir hal aldığı konusunda bir kanı hâkim.

'Muhteşem, korkusuz, genç bir kuşak'

İranlı gazeteci ve akademisyen Nefise Motlak, "Bu kez her şey çok farklı. Geçmişteki protestolarda, örneğin Yeşil Hareket’te orta üst sınıflar daha çok sokaktaydı. Benzin protestolarında ise daha alt sınıflar isyan ediyordu. Şimdi tüm grupları sokakta görüyoruz. En önemlisi de bu son protestoların başını kadınlar çekiyor. Muhteşem, korkusuz, genç bir kuşak var sokaklarda" diyor.

Motlak halkın sokağa dökülmesinde Mahsa Amini’nin ölümüne duyulan tepki kadar İran devletinin bu ölümü "örtbas etmeye çalıştığı" görüşünün de etkili olduğunu savunuyor. "İnsanlar artık kendilerine yalan söylendiğini düşünüyorlar. Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı, madem bu kadar kolay öldürülebiliyoruz, madem bu kadar kolay üzerini kapatmaya çalışıyorlar, o zaman bu sistemi kökünden değiştirmeliyiz diyorlar" diye konuşuyor.Protestolar

İran uzmanı siyaset bilimci Arif Keskin de son protesto dalgasının sadece İran İslam Cumhuriyeti değil tüm İran hatta Orta Doğu tarihinde kendine özgü olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Keskin "Bunun iki nedeni var" diyor:

"Birincisi ilk defa İran’da yaşam müdahalesine yönelik bir kitlesel hareket oluyor.

"İkincisi ve en önemlisi de kadınların öncülüğünde ve liderliğinde bir hareket bu.

"Bu bana göre geçmişteki protestolardan çok daha mühim çünkü bu gösteriler İran İslam Cumhuriyeti’nin başarısızlığının da göstergesi. Bu protestolar 1979’da yapılan devrimin amaçlarının gerçekleşmediğini gösteriyor.

"İran yetkilileri açısından ekonomiye dair protestolar önemli değil, siyasi meseleler önemli değil. Kadınların örtünmesi, insanların dini kurallara göre yaşamaları, bunlar önemli devlet için.

"Şimdi insanlar ilk kez devrimin temellerini sorguluyorlar.

"İran İslam Cumhuriyeti’nin varlık nedenini sorguluyorlar.

"Devrim belli ki kendi değerlerini halk nezdinde içselleştiremedi, devrim değerlerini halk kabul etmiyor. İsyan ediyor. Bunlar İran İslam Cumhuriyeti’nin varoluşsal nedenini hedef alan gösteriler."Protesto

İran’da 1979’daki devrimden hemen sonra Ayetullah Humeyni yaptığı bir konuşmada "Kadınlar kendi iffetlerini korumak için başörtüsü takmak zorundalar" demiş ve 1981 yılında başörtüsü zorunluluğu başlamıştı.

"O günden bu yana rejimin temel ideolojik unsurları büyük oranda ABD ve İsrail karşıtlığı ile kadınların zorunlu örtünmesi üzerine oturtulmuştu.

Zorunlu örtünme yasağına karşı kadınlar geçmişte de çeşitli şekillerde direnmiş, örneğin 2017’de Vida Movahed isimli kadın başörtüsünü çıkarıp bir sopanın ucunda sallayarak ‘İnkılâp Meydanı Kızları’ hareketine ilham vermiş; 2019’da bir futbol müsabakasına giren Sahar Khodayari gözaltına alınmasının ardından kendini ateşe vermiş ve tepkiler kadınların maçlara girmesine izin verilmesine yol açmıştı.

Beyaz Çarşamba adıyla bilinen ya da sosyal medyada kadınların başları açık şekilde görüntülerinin paylaşılması etrafında birtakım eylemler de söz konusu olmuştu.

Ancak sokağa taşan bu denli kitlesel gösterilerle zorunlu örtünme yasağına karşı bir direniş ilk kez görülüyor.Ahlak polisi'Benim kızımın da başına gelebilirdi'

Arif Keskin "İnsanlarda, kadınlarda birikmiş bir öfke var. Mahsa Amini’nin gözaltındaki videosunu, kılık kıyafetini görenler 'Ahlak polisi neden bu kızı gözaltına aldı' diye soruyor. Apolitik, Tahran dışından, ekonomik olarak ezilmiş bir kesimden gelen, kılık kıyafetinde hiçbir sorun olmayan bir kızın bile başına bu geldi diyorlar. Nihayetinde de şunu düşünüyorlar: Bu bizim de başımıza gelebilirdi, bu benim kızımın, ablamın, kardeşimin de başına gelebilirdi. Müthiş bir duygudaşlık yarattı Amini’nin ölümü" diyor.

Nefise Motlak da "Mahsa Amini öyle masum, öyle mütevazıydı ki. Daha çocuktu. Mantosunu giymiş, üzerine uzun şalını atmış. Ama onu bile öldürdüler. İşte bu insanları delirtti. Şimdi Kürdünden Azerisine Arabından Farsına Belucuna herkes sokakta" diye konuşuyor.Protesto

İran’da insan hakları örgütlerine göre her yıl milyonlarca kadın “kötü tesettür” (Bed Hecabi) iddiasıyla sokakta İrşad Devriyeleri tarafından durduruluyor ve gözaltına alınıyor.

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi sertlik yanlısı bir muhafazakâr olmasına karşın halkın artan tepkileri nedeniyle son seçim kampanyasında bu uygulamanın gözden geçirilebileceğinin sinyalini vermişti.

İran cumhurbaşkanlığı ofisine bağlı Stratejik Araştırmalar Merkezi de 2014 yılında yaptığı bir araştırmada halkın yarısından fazlasının devletin kadınların kılık kıyafetine karışmamasını istediğini ortaya koymuştu.

Peki bu son protesto dalgasının ardından İrşad Devriyeleri’nin yetkilerinin sınırlandırılması ya da zorunlu tesettürde bir geri adım söz konusu olabilir mi?

Arif Keskin bunun kuvvetle muhtemel olduğunu, kadınların İran’da sosyolojik bir değişimin kapılarını açtığını, halkın artan şekilde "Kadının saçından elini çek" demeye başladığını söylüyor:

"Bu çok önemli bir kırılma anı. Dindarlar bile artık kadının saçı üzerindeki bu zorlamanın yanlış olduğunu düşünmeye başladı. Bu İran’daki sekülerleşmenin derinliğinin de habercisidir. Şimdi devlet içinde de ciddi bir tartışma yaşanıyor. Devlet radyo televizyonunda türbanın tartışmaya açıldığı programlar yapılıyor.

"Tabii bu şu anlama gelmiyor. Hamaney ve çevresi zorunlu tesettürden vazgeçmezler. Ama İrşad Devriyesi’nin yapısıyla ilgili bir gözden geçirme olabilir. Sessizce geri adım atmaya başlayabilirler. Çünkü kadınlara özgüven geldi. Kadınlara artık eskisi gibi davranamazlar. Halk ‘Kral çıplak!’ dedi. Kadınlar başardı. Bunun siyasal alanı da geri iteceği kesindir."İranlı kadın'Rejim bu kez derinden sarsıldı'

Bu protesto gösterilerini geçmiştekilerden farklı kılan önemli bir etmen de ünlü isimlerin sokak hareketine verdikleri destek oldu.

Yönetmen Asghar Farhadi uluslararası topluma protestocularla dayanışma çağrısı yaptı, oyuncu Anahita Hemmati saçlarını kazıdığı bir videoyu sosyal medyada paylaştı, Katayoun Riahi televizyona çıkarak artık tesettür yasağına uymayacağını açıkladı.

Daha da önemlisi önde gelen öğretmenler sendikası Kashowra ve üniversite öğrencileri "yerleşik düzeni boğmak ve sokaktaki direnişi devam ettirmek için" boykot çağrısında bulundu.

Ancak henüz geniş çaplı grevler ya da ekonomik hayatın durdurulması, kepenk kapatılması gibi eylemler söz konusu değil.

Arif Keskin "Eğer işçi sınıfı, fabrikalar greve giderse, sanayi bölgeleri kapatılırsa, devletin bürokrasisi, askeri istihbarat bölünürse, öğretmenler grevlere giderse, devlet daireleri çalışmazsa, çarşı pazar kepenk indirirse o zaman rejimde bir değişime doğru gideriz. Şu anda böyle bir hareketlenme yok. Dolayısıyla psikolojik üstünlük hâlâ devlette. Buna karşın ben rejimin şimdiden derinden sarsıldığını düşünüyorum" diyor.Mahsa Amini posterleri ve kesilen saçlar

İran’da ekonomi son yılların en kötü döneminden geçerken, enflasyon yüzde 50’yi aşmışken, riyal dolar karşısında sadece bu ay yüzde 8 değer kaybederken, Tahran’ın nükleer programı nedeniyle ABD yaptırımları petrol satışını ve küresel mali sisteme entegrasyonu etkilerken, yolsuzluk ve nepotizm şikayetleri daha yüksek sesle dile getirilirken, işsizlik oranları alarm verirken ve halk sosyal medya üzerinde yerleşik düzen temsilcilerinin çocuklarının "şeytan" addedilen ABD’de refah içinde yaşadıklarını açık seçik görürken Mahsa Amini’nin ölümünün zaten bir öfke biriktirmiş olan halkta bir fitili ateşlediği düşünülüyor.

İran’ın 83 yaşındaki dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in sağlık durumu hakkındaki kaygılar da ülkede belki de yakın bir gelecekte bir siyasi geçiş sürecinin başlayacağına işaret ediyor. Hamaney sonrası dönemin en güçlü adaylarından biri olan Cumhurbaşkanı Reisi’nin meşruiyetini tehlikeye atmamak adına protestolara karşı çok sertlik yanlısı bir tutum izlemeyebileceği tahminleri yapılıyor.Hamaney'Cin şişeden çıktı, biraz zor geri girer'

İranlı gazeteci Nefise Motlak, "Rejimin elinde silah var. İnsanların elinde ise umutları" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

"İnsanlar rejim bizi dinlemiyor, bizi düşman olarak görüyor diye düşünüyor. Madem öyle, madem düşmanız, o zaman savaşalım. Böyle diyorlar. Bize başka kapı bırakmadınız diyorlar.

"Bugün sokaktakiler Ahmedinejad döneminin çocukları. Modern İran’ın en karanlık dönemini yaşayan, toplumdan dışlanan, kendilerini ifade edemeyen, hayatlarını gizli saklı idame ettirmek zorunda kalan gençler bunlar.

"Artık bu protestolarla cin şişeden çıktı. Bundan sonra da biraz zor geri girer."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.