Sancar, HDP'nin kapatma davasının açılmasından itibaren bu davanın seçim dönemine sarkacağı tespitini yaptıklarını belirterek şunları ifade etti:

"Ancak parti olarak çalışmalarımızı sürdürdük, kapatma davası yokmuş gibi. Ama risk devam ederse, biz 'Türkiye'yi ve seçmeni seçeneksiz bırakmayacağız' demiştik.

"Seçimden önce parti kapatılırsa seçime girememiş olacağız. Erteleme talebimiz kabul edilmedi. 11 Nisan'dan sonra top bizim dışımıza çıkıyor. Dava sürecinin hakimi AYM olacak. İktidar elindeki bütün imkanları devreye sokacak.

"1000'de 1 ihtimal bile olsa kapatma riskinin olduğu bir sürece kendimiz girmeyiz. Bunu parti meselesi olarak düşünmeyin. Bu iktidar değiştiğinde ülkenin demokratik dönüşümü için biz, ittifaklarımızla en büyük güvence olduğumuza inanıyoruz. Halkımızı bu konuda, böyle bir güçten mahrum bırakma lüksümüz yok. O nedenle iktidarın inisiyatıfına bırakamazdık. Evet seçime Yeşil Sol Parti'yle gireceğiz".

ancar HDP'nin dahil olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bugün yaptığı cumhurbaşkanı adayı çıkarılmayacağı yönündeki açıklamaya dair de konuştu.

Sancar Eylül 2021'de seçim çalışmalarına başlandığını berliterek şunları ekledi:

"İster HDP ister başka aday olsun isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin önemli oldu vurgulamıştık. Muhalefet partileriyle ilkesel görüşmelere açık olduğumuzu duyurmuştuk, mutakabat yoluyla ve doğrudan dialogla muhalefetin göstereceği adaya destek olacağımızı söylemiştik.

"Ama bu sağlanamadı. Ekim 2022'de MYK'da aldığımız kararı duyurdum, kendi adayımızı çıkarma çalışmalarına başladığımızı söyledik. Emek ve Özgürlük İttifakı'yla görüştük, isimler ve duyurusu hakkında çalışmalarımızı hızlandırdık. Şubat sonu gibi açıklayacaktık.

"Depremden hemen sonra eş genel başkanım Pervin Buldan Diyarbakır'a gitti, ben Hatay'a gittim. Dönüşte cumhurbaşkanı adaylık kararımızı gözden geçirmeyi konuştuk.

"Bu iktidar bu ülkeyi harabe ediyor. Demokrasiyi, hukuku askıya aldı; sömürü, talan aldı başını gidiyor. Bu deprem o kadar ağır bir bedel ödetti ki insanlarımıza ve ülkemize, bizim bu kararı yeniden gözden geçirmemiz gerekti. Bu deprem bir doğal afet olarak görülemez sadece, bu siyasi bir felakettir. Kayıplarımız çok büyük. Bizim daha farklı bir yol izlememiz gerektiği konusunda da bize acı dolu bir mesaj oldu".