Halkların 5 bin yıllık ortak mezarlığı

Halkların 5 bin yıllık ortak mezarlığı

Van’da Selçuk Mezarlığı olarak geçen tarihi Urartu Mezarlığı ile bölgenin binlerce yıldır farklı etnik kökenli halkların kardeşçe, barış içinde yaşadığı, ölülerin bile içe yattığı en iyi örneğidir

Tarihi Selçuk Mezarlığında Urartular, Selçuklular, Celayirler, Karakoyun devleti ile birçok halk ortak mezarlığı olarak biliniyor ve günümüze kadar iç içe,  günümüze kadar geldi.

5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan mezarlık, adeta bir kültür hazinesi olarak karşımızda duruyor. Birçok halkın ortak mezarlığı olan Erciş Selçuk Mezarlığı, tüm tarihi yapılar gibi, ilgisizlikten definecilerin yaptığı kazılar nedeniyle yağmalanmış durumda.  

İslam öncesi ve sonrası mezarlar bir arada

Independent Türkçe Ercan Öksüz'ün haberine, Erciş ilçesine 20 kilometre uzaklıkta Çelebibağı Mahallesi’nin güneyinde yer alan mezarlık antik döneme ait olduğu biliniyor. Antik dönemin höyüğün üzerinde oluşturulan mezarlık, İslam öncesi ve İslami dönemi mezarlığın harmanı gibi.

Tarihçi Halim Şanal, bu mezarlıkta farklı etnik kökenlilerin bir arada olduğuna dikkat çekerek, “Bu da şunu gösteriyor ki, insanlar barış ve kardeşlik için yaşamışlar. Yani bu farklı etnik kökenli halkların mezarları bile içe.  Bu tarihi mezarlıkta şunu anlıyoruz, bir hoş görü ortamı olduğu göstergesidir” dedi.

İlk olarak Tunç Çağı’ndan günümüze kadar kullanılan tepe, tümülüs şeklinde bir kültür hazinesi olarak Van Gölü çevresinde bulunan bütün mezar türlerini içinde barındırması nedeniyle büyük önem taşıyor.

Urartu Mezarlığı olarak da bilinen mezarlık günümüzdeki kalıntıları 1992-1994 yılında yapılan kazılarda büyük bölümü ortaya çıkarıldı. O dönemde mezarlık içerisinde Selçuklu ve onu takip eden Karakoyunlular dönemi ağırlıklı olmak üzere, birçok mezar taşının tekrar restorasyonları ve bir araya getirilmesi sağlanmıştı.

Mezarlık definecilerin hedefinde

Mezarlık, Urartuların yanı sıra Anadolu Selçuklu, Celayirler, Karakoyun, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde mezarlıklar iç içe. Mezarlık 12. yüzyıldan 1992 yılına kadar Müslümanların mezarlığı olarak kullanılmış.

Tarihi mezarlığa her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ediyor. Ayrıca 17. yüzyılda yaşamış olan Şair ve halk Ozanı Ercişli Emrah’ında mezarı da buluyor.

Bu coğrafyada yüzlerce yıldır barış ve kardeşlik içinde yaşayan başta Kürtler, Türkler gibi daha birçok milletten insanların bir arada bulunduğu nadir mezarlıklardan biri olarak da biliniyor.  Bu tarihi mezarlık son yıllarda definecilerin yaptığı kazılardan ve ilgisizlikten dolayı büyük zarar gördü.

Erciş, küçük bir Türkiye gibi

Bu tarihi mezarlık 2012 yılında, dönemin Çelebibağı  belediyesi tarafından koruma altına alınmıştı. Belediye, Van Gölü sularının yükselerek Selçuklu mezarlığına zarar vermesini engellemek için göle bakan kısmının tabanını dolgu yapılarak ve etrafını duvarlarla örmüştü.

Erciş halkı, Selçuk mezarlığının bu ülkenin ortak değeri ve mirası olduğu belirterek, Erciş’in i küçük bir Türkiye gibi olduğunu birlikte yaşamayı başaranlar aynı zamanda ölülerinde aynı mezarlıkta birlikte huzur içinde yattığını belirtiyor.   

Türkiye’nin en büyük tarihi mezarlığı

Erciş’te bulunan tarihi Selçuk Mezarlığı aynı zamanda Türkiye’de bulunan en büyük tarihi mezarlık olduğu biliniyor. Van Gölü’nün sularının yükselmesi sonucu tarihi Selçuk mezarlığın onda dokuzu su altında kalırken, geri kalan ancak onda biridir.

"5 bin yıllık bir mezarlık"

Tarihçi Halim Şanal, Erciş’te bulunan mezarlığın yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişi olduğunu belirterek, Selçuk Mezarlığı, Urartulardan günümüze kadar gelen bir mezarlık olduğunu söyledi. Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında binlerce yıldır halkların bir arada yaşadığını dile getiren Şanal, bu kadim topraklarda insanların hep barış içinde yaşadığına dikkat çekti.

Kadim Mezopotamya coğrafyasının bir medeniyete ev sahipliği yaptığını belirten Şanal, özellikle Erciş’te Urartular, Medler, Pesler Selçuklular, Osmanlıların ortak birçok kültürünün bir arada olduğunu sözlerine ekledi.

"Bu mezarlıkta farklı etnik kökenliler bir arada"

1071 yılında Türklerin bölgeye geldiğini ifade eden Şanal, Karakoyun Devletinin Erciş’i başkent yaptığını vurguladı. Bölgenin çok zengin bir kültürü olduğunu vurgulayan Şanal, Kürtler ile Türklerin yanı sıra bölgede Ermenilerin de yaşadığına dikkat çekti.

Tarihi Selçuk Mezarlığı ile bölgenin çok köklü bir medeniyete sahip olduğunu söyleyen Şanal, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu mezarlıkta farklı etnik kökenliler bir arada bulunuyor. Bu da şunu gösteriyor ki, insanlar barış ve kardeşlik için yaşamışlar. Yani bu farklı etnik kökenli halkların mezarları bile içe.  Bu tarihi mezarlıkta şunu anlıyoruz, bir hoş görü ortamı olduğu göstergesidir.”

"Mezarlığa gereken önem verilmiyor"

Erciş’te bulunan tarihi Selçuk Mezarlığı, farklı ulusların bir arada yaşadığı tek örnek olduğuna dikkat çeken Şanal, “Bu mezarlığın kıymeti maalesef pek bilinmiyor. Mezarlığın iyi korunduğunu söyleyemem. Mezarlıkta bulunan her bir taş bir sanat eseridir. Bu tarihi sanat eserlerinin büyük bölümü tahrip edilmiş durumda. Özellikle devletin bu yapılara sahip çıkması gerekiyor. Bu mezarlık, bölgenin ne kadar köklü bir geçmişe ve kadim bir medeniyete sahip olduğu göstergesidir. Nasıl Ahlat’ta bulunan Selçuk mezarlığına nasıl önem veriliyorsa, burada bulunan 5 bin yıllık tarihi mezarlığa da sahip çıkılmalıdır. Bu bölgenin geçmişte barış ve kardeş içinde yaşadığını en iyi örneğidir” dedi.

"Bu tarihi mezarlık, antik dönemde kalan bir miras"

Şerif Karaca adlı vatandaş ise, Erciş’in kozmopolitik bir yapıya sahip olduğunu belirterek, yüz yıllarca hakların kardeşçe bir arada yaşadığı bir kent olduğunu söyledi.

Tarihi Selçuk mezarlığın halkların ortak mirası olduğunu söyleyen Karaca, bu mirasa gereken önem verilmediği ve definecilerin insafına terk dildiğini belirtti. Bu tarihi mezarlığa sadece mezar olarak bakılmaması gerektiğine dikkat çeken Karaca, şöyle konuştu: “Bu tarihi mezarlık antik dönemde kalan bir miras. Bu mezarlıkta her kademesi bir hazine gibidir. Dünyanın hiç birinde 5 binlik geçmişi olan bir mezarlık bulamazsınız. Mezarlıkta bulunan her mezar taşın üzerindeki işleme bir tarihi belgedir. Ayrıca, bu mezarlığı değerli kılan bir ise farklı kökenli ile farklı inançlı insanların içe yattığı tek yerdir. Bu yüzden herkese bu tarihi değerimize sahip çıkmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.