Hakkarili Ramazan Turan’ın oğlu: Böyle kardeşlik olmaz

Hakkarili Ramazan Turan’ın oğlu: Böyle kardeşlik olmaz

Cezaevinde yaşamını yitiren Hakkarili Ramazan Turan’ın oğlu Ferhat Turan, ” Böyle kardeşlik olmaz' dedi.

Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 14 gün kalması gerektiği karantina koğuşu yerine 22 gün boyunca tek kişilik hücrede tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan, yaşamını yitirdi.  Van Büyükşehir Belediyesi, Turan için cenaze aracı ve tabut verilmezken hastanede yıkatılmasına izin verilmedi. Aile, cenazeyi evde yıkatmak zorunda kaldı.

 Ramazan Turan, 4 Mayıs 1959’da Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Gise (Yapraklı) köyünde dünyaya geldi. 9 nüfuslu ailenin en büyüğü olan Turan, 1995 yılına kadar doğduğu köyde yaşamını sürdürdü. Köyünde evlenen ve çocukları olan Turan, 199O’lı yıllarda köy boşaltmalarından nasibini aldı. 1995 yılında köyleri boşaltılan Turan ailesi, Hakkari kent merkezine göç etti. Yıllarca doğduğu köyün hasretini çeken Turan, 2008 yılında tekrar köyüne yerleşti.

Hayvancılıkla uğraşan Turan hakkında, itirafçılar ve gizli tanıkların şikayeti üzerine 2011 yılında “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Turan, soruşturma sonucunda 21 Nisan 2013 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaklaşık 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Turan’a, “örgüte yardım etmek”ten hapis cezası verildi. Turan 31 Aralık 2021 tarihinde tekrar tutuklandı.

Oğlu Ferhat Turan, Babasının Köyde, sabahın erken saatlerinde uyanıp bağ ve bahçelerini sulamaya, tarlaya ekim işlerini yapmaya gittiğini söyledi. Eve dönünce köy halkı etrafında toplanırdı. Onlarla güncel meseleler üzerine sohbet ederdi. Çevre köylerde yaşayanlar da babamı çok sever, sayardı. Bir sorun yaşandığında çözümü için babam aranırdı. 

ELBİSELERİ VERİLMEDİ

Yaşadıkları köyde toplumsal değerlerin sağlamlaşmasında babasının da rolünün olduğunu kaydeden Turan, “Oysa onun tek uğraşı haksızlığın karşısında olmaktı. Babam yaşamını yitirdiği güne kadar 22 gün boyunca tek kişilik hücrede bırakıldı. Ondan hiçbir haber alamadık, cezaevini defalarca aramamıza rağmen geri dönüş olmadı, karantinada olduğu için sesini bile duyamadık. Ona elbise gönderdik, elbiseleri dahi verilmemişti” diye konuştu.

Babasının göz göre göre ölüme terk edildiğini ifade eden Turan, otopsi işlemi yapılırken avukatların çağrılmadığına değindi. Turan, şöyle devam etti: “Savcı beni otopsiden önce morga çağırdı, bana babamın sadece gözlerini gösterdi. Vücudunun geriye kalan kısmını göstermedi. Sadece ‘Bu senin baban mı?’ sorusunu sordu ve beni içeriden çıkarttı. Babamın cenazesinde bizlere de zulüm yaşatıldı. Van kayyımı, ambulans, cenaze aracı ve tabut taleplerimize yanıt vermedi. Bunların yanı sıra cenazemizi sabah gömmek istedik ama yine kabul edilmedi.  Babam bunların hiçbirini hak etmedi, hiçbir ölü bu muameleyi hak etmiyor. Cenazemizi yıkamamıza bile izin vermeyenlerle nasıl kardeş olabiliriz? Böyle kardeşlik olmaz olsun. Kardeş, kardeşe bunu yapmaz. Birine kardeş dediğinde, canını bile feda eder. İnsan kardeşine bu zulmü yapar mı?”

627321image1.jpg

İHD VAN ŞUBESİNDEN AÇIKLAMA

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Van Barosu, KESK Van Şubeler Platformu, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Star Kadın Derneği ve Serhat Göç Araştırma Derneği, tutuklu bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 21 Ocak’ta yaşamını yitiren Ramazan Turan’a dair açıklama yaptı.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Ramazan Turan’ın ölümü ile sonuçlanan bu işkence, cenaze teslimi ve nakli sırasında da devam etmiş, kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi adeta düşman ceza hukukunu uygulamış ve ölen mahpusun ailesine tabut ve cenaze nakil aracı verilmemiş, cenazeye gelecek olan imam Diyanet’ten izin alamadığı gerekçesiyle cenazeye katılmamıştır.

“Türkiye hapishanelerinde 1605 hasta mahpus var”

Türkiye geneli hapishanelerde Yaşam Hakkı, İşkence ve Kötü Muamele Yasağı, Sağlığa Erişim Hakkı gibi en temel haklar ihlal edilmektedir. Ölüm sınırına gelene kadar tahliye edilmeyen 70 yaşındaki ağır hasta tutsak Mehmet Ali Çelebi 4 Eylül’de, İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan, midesinin ve bağırsaklarının yarısı olmayan tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren hasta mahpus Rojavalı Bangin Muhammed 12 Kasım’da, 29 yıldır hapishanede olup tahliyesine 14 ay kalan kanser hastası hasta mahpus Abdülrezzak Şuyur, 1993 yılından bu yana cezaevinde tutulan, tahliyesine 1 yıl kalan kemik kanseri olup yıllardır çok ağır ağrı kesicilerle yaşayabilen ve altı aydır karantina olan hasta mahpus Halil Güneş 15 Aralık’ta, Tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde işkence ve cinsel saldırıya maruz kalan Garibe Gezer 9 Aralık’ta ve son olarak da Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan Ramazan Turan şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Son verilere göre Türkiye hapishanelerinde 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunmaktadır.

STK’lar, Ulusal ve uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı biçimde, hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarını ihlal ederek ölüme sürüklenmesine sebep olan uygulamalara derhal son verilmesi ve geç olmadan tüm ağır hasta mahpusların derhal tahliye edilmesi çağrısında bulundu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.