HAKAN TAŞ YAZDI!

Gerekli ve önemli bir toplantıya iştirak etmek adına Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Başkanlığında bir araya geliyoruz. Başkan Muharrem Tekin’in çağrısı ve daveti karşılık buldu ve “Beyin Fırtınası” dediğimiz donanımlı kişiler bir araya gelerek olası depremde alınabilecek önlemler konuşuldu.

Esnaf Odaları, ilimizde konu Hakkari olunca cesur açıklamaları ve faydalı söylemleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. Dar alanda yetersiz bulduğum ortamda yeterli ve güzel bilgi alışverişi gerçekleşti. Üç saat boyunca söz hakkı almadan sadece konuşulanları dinledim ve not aldım. İşte detaylar;

MUHARREM TEKİN (Esnaf ve Sanatkarlar Odası Bşk.): “ Zor bir süreçten geçiyoruz. Bilim insanları bizi uyarıyor. Nasıl bir önlem alabiliriz diye beyin fırtınası oluşturacağız. Ülke olarak hepimiz deprem korkusuyla yaşamak zorundayız. O yüzden nasıl tedbir alabiliriz diye sizleri bu toplantıya davet ettik. Zorlu ve farklı bir coğrafyada yaşıyoruz. Ulaşım ve iletişim kesilirse çaresizliğimize nasıl çözüm buluruz diye tartışmalıyız. Kısacası olası bir depreme hazırlık aşamasında kime ne düşüyor bunu masaya yatıracağız”…

HACI TANSU (Cilo Dağcılık Kulübü Bşk. Aktivist) : “20 yıldır AKUT ve AFAD üyesi olarak çalışıyorum. 2008 Van depreminde kurtarma çalışmalarına ekip olarak katılım sağlayarak birçok insanımızı enkaz altında çıkarttık. Son yaşanan asrın felaketinde yine bölgeye ilk gidenlerdendik. Orada resmen maşeri gördük. Her kurum kendine düşeni yaparsa sorun olmaz. İlimizde kurulan iki doğa spor kulübü olarak görmüş olduğumuz eğitim ile sahaya indik ve ciddi anlamda katkı sunduğumuzu düşünüyorum. Olası bir depremde ilkin kim ne yapmalı bunu anlatmalıyız. Her birinde yirmi kişiden oluşan arama ve kurtarma timi oluşturmalıyız. Haran deprem olacakmış gibi bilinçli olmalıyız. Biz dernek olarak insan ve can kurtarma derdindeyiz. İlimizin en büyük sorunu ulaşımdır. Bu toplantıda yol haritamızı mutlaka belirlemeliyiz”…

AV.RIDVAN KURT (BARO Bşk.Yrd.) : “BARO olarak çalışmalar yürüttük. Hukuki anlamda zafiyetler oldu. Sorumluların cezalandırılmaları için çabalıyoruz. Mart ayında bölgeye giderek incelemelerde bulunup çok kapsayıcı rapor tutacağız. Kurum, kuruluş ve müteahhitler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bu sürecin hukuki takipçisi olacağız.”…

VEDAT ÇOĞAÇ : (Y.Ova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Bşk.)“Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü alana inip bina kontrolü yapmalıdır. Geçmişte yapılan yanlışlıklar tekrarlanmamalıdır. Yüksekova olaylarında  ağır hasarlı binalara az hasar raporu verildi. Buna benzer ilgili kurumlar lütfen görevlerini ve sorumluluklarını düzgün yerine getirsinler. Konut riskliyse vatandaş nereye gidecek. TOKİ tarafından alternatif konut yapımı olmalı..”…

ESAT KILINÇ: (CİSAD Yönetim Kurulu Üyesi) “Geçenlerde yağan kar dolayısıyla Biçer Mahallemizin beş gün yolu kapandı. Tüm çağrılarımıza rağmen belediye gelmedi. Allah korusun ya deprem olduğunda kim bize nasıl ulaşır. Bilim ve inanç ayrı şeylerdir. Prof.Dr. Naci Görür hocamızın söylemlerini herkes ciddiye almalıdır. Deprem öldürmez, ihmal öldürür.”…

SEVDA KESKİN : (TOBB Kadın Kurulu Bşk.) “Yaşantımızın her alanında her konuda eğitim şart. Olası bir tehlikeye karşı iyi bir eğitim alıp topluma da yayarsak az zararla kurtuluruz. Kadın girişimcileri olarak bize ihtiyaç duyulacak alanda nöbeti devir almaya hazırız. Bu tür çalıştayları çoğaltarak fikir alış verişimizi artırmalı, tedbiri elden bırakmamalıyız”…

NAZMİ COŞKUN: (İl Genel Meclis Üyesi)“Yerel yönetimlerden kaynaklı eksikliklerimiz var. Köyden kente olan göç, hızlı ve imarsız yapılaşma, tedbirsizlik beraberinde kötü sonuçlar doğurdu. Bu toplantıda belediye yetkilileri de olmalıydı. Kalıcı bir kriz masası acil oluşturmalıyız. Siyaseti bir kenara bırakıp bütünlük içerisinde hareket etmeliyiz.”…

TAHİR TEKİNALP: (Tüm.Bel.Sen Şube Bşk.) “Yüksekova ilçemiz zemin konusunda bataklıktır. Ve fay hattının geçtiği yerdir. Yüksekova halkı panik içerisindedir. Yerel yönetimler böyle bir durumda ne yazık ki gözükmüyorlar. Büyük bir felaket ile karşı karşıya gelmeden alt yapı ve bina denetimi olmalıdır.”…

YAVUZ AYDOĞDU: (Genç Engelliler Der.Bşk.)  “Olası bir depremde toplama alanlarımız var mı, ölü yıkama yerimiz var mı, sahra hastanesi için yer var mı? Acil eylem planı olmalı. Engelli bireyler en çaresiz kişilerdir. İlk müdahale onlara olmalıdır. Deprem tehlikesini hepimiz ciddiye alarak her an olacakmış gibi hazırda olmalıyız. Bunun için de herkese görev düşmektedir.”…

ÜMMÜHAN KESKİN : (Haberci 30 yazarı – Hakkari İş Kadınları Derneği Yön.Krl.Bşk) “Yerleşke, yurt, yapı denetimi, veri araştırması, depolama…  Komisyonlar oluşturulmalı ve bu komisyonlar kentin kamu kurumları, yerel yönetimlerinde gerekli rapor, veri ve çalışmalarını beraber yürütüp çalıştay öncesi hazırlık yapılması ve  yol haritamızı bu çalışmalarla belirlemeliyiz. Bu tür toplantıları arttırarak çalıştay düzeyde, uzmanları da davet ederek halkımızı bilinçlendirmeliyiz.”…

ABDİ ASLAN: (Şöförler Odası Başk.) “AFAD ne durumda, araç ve gereç sayımız nedir? Hakkari Üniversitesi heyelanın içinde kuruldu. Yüksekova hastanesi su içinde kaldı. Zamanında tepkimizi gösterseydik tüm bunlar olmazdı. Alternatif yol sorunumuzu dile getirmekten yorulduk. Üs bölge, yol yapımı, tahribatlar, dağ ve doğa kalmadı bizde. Hakkari bir deprem tehlikesinde ve bizler büyük bir acı ve yıkımla karşılaşmamak için doğru ve yanlışlarımızı görmeliyiz ve tartışmalıyız.”…

MURAT BALIKESİR: (KESK- Eğitim Sen Şb.Bşk.) “Toplum olarak ne kadar yoksul bırakıldığımızı gördük. Bağış yapanlar çerez parası misali milyonlarıyla halkın parasıyla Show yaptı. Bu depremden acı tercübe kazandık. Her şeyin başı eğitimdir. Bu sorunu ve korkuyu da eğitimle aşacağız. Eğitim ağırlıklı çalıştay düzenleyerek ve arttırarak tedbirimizi almalıyız. Kurum ve kuruluşlar sorumluluk bilinciyle hareket ederek görevlerini yapmalıdırlar.”…

İLHAN AKBAŞ: (Yapı.Yol.Sen İl Temsilcisi) “Öncelikle sivil tolum kuruluşları böylesi toplumun can ve mal güvenliğini esas alan konularda bir araya gelerek bir gündem oluşturmaları çok kıymetlidir. Değerli arkadaşlar, afet bir olayın kendisi değil doğurduğu sonuçtur, bizler hiçbir zaman doğa olaylarını engelleyemeyiz, ancak afete dönüşmesini engelleyebiliriz. Bu da birey ve ailelerden tutalım işyerlerimize, okul ve kamu kurumlarına kadar alacağımız tedbirlerden geçmektedir. Sıklıkla içine düşülen önemli bir eksiklik afet yönetimi dendiğinde resmi kurumların hazırlaması gereken planlar olarak anlaşıldığıdır. Bu yaklaşım kendi sorumluluklarımızdan kaçınmanın kapısını aralar, bu nedenle her aile ilk iş kendi aile fertleri ile aile afet ve acil durum planı hazırlamalıdır. Olası bir depremde bizlerin ve aile fertlerimizin hayatlarını tehlikeye atabilecek evimizin içerisindeki riskleri tespit edip bunu risk olmaktan çıkarmaya dönük bir çalışmayı mutlaka başlatmalıyız, yine afet ve acil durumlar sırasında kurtarma ekipleri ve yardım kuruluşları hemen sizlerin yanında olamayabilirler. Bu nedenle kurtarma ve yardım ekipleri gelinceye kadar kendi ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz acil durum çantası hazırlanmalıdır. AFAD bünyesinde yürütülen gönüllülük çalışmalarında ilimizde bu gün itibariyle 4 bini aşkın gönüllü sayısına ulaşmış bulunmaktayız, son depremde AFAD koordinesinde 285 gönüllü, 20 kurtarma personeli, 3 kurtarma aracı, 33 hizmet aracı, deprem bölgelerine intikallerini sağladık, (Özel İdare, Sağlık Müdürlüğü, Valilik bu sayılara dahil değildir.) Buradan hareketle gönüllülük faaliyetlerinin çok önemli olduğunu özellikle belirtmekte fayda görüyorum. Deprem bölgelerinde koordinasyon zafiyetlerinin çalışmaları olumsuz yönde etkilediği bizzat sahadaki pratik çalışmalardan görülmüştür. Bu ve benzeri afetlerden çıkarılacak doğru sonuçlardan hareketle yerelimizin müdahale kapasitesini arttırmaya dönük görüş ve önerilerin açığa çıkması önemlidir. Bu kapsamda Türkiye Afet Müdahale Planı olarak bilinen ve aslında son derece gerçekçi ve önemli bir planın, çözüm ortağı kurumlarca daha fazla içselleştirilmesi, planın paydaş kurumlara yüklemiş olduğu sorumlulukların geliştirilmesi son derece hayati olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Ve yine, son depremlerle beraber kamuoyunda ilgili ilgisiz, birçok çevrenin ilimizin depremselliği üzerine değerlendirmeler yapması halkımızda panik yarattığını, böylesi hayati konularda, bireylerin veya kurumların durumu reklam aracı olarak kullanmaları son derece itici bir hal almaktadır. Bu vesile ile bir araya gelen STK temsilcileri umarım bundan sonrada kentimizin tüm sorunlarına çözüm önerileri geliştireceği platformlar oluşturarak kentte ortak aklın açığa çıkmasına katkı sunucu bir rol oynarlar. Zira STK lar Devlet ile vatandaş arasında bir köprü değil bizzat halkın kendisidir. Bu ve benzeri çalışmaların her türlü ideolojik ve politik çağrışımlardan uzak tutulması kentimizin müdahale kapasitesinin artmasına katkı sunacaktır. En kısa zamanda da kentimizde ilgili resmi kurumlar ile koordineli çalışacak kent bütünselliğinde arama ve kurtarma ile İnsani yardım konularında faaliyeti önüne koyacak, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak bir dernek oluşumunun da adımlarını atacağımızı buradan belirtmek istiyorum”

Toplantı alanı dar olduğu için gazeteci arkadaşlarımızın görüntü alabilecek imkanları yoktu. Yazar olarak ve  Gazeteciler Cemiyetini temsilen izledim ve ortak bildiriye imza attık. Bu oluşumu daha öncede Hakkari’mizin il-ilçe meselesinde bir araya gelerek gerçekleştirmiştik. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde hareket ettiğimiz sürece her zorluğa karşı direnme gücüyle az zararla huzura kavuşmuş oluruz. Önümüzdeki süreçte daha geniş alanlarda, daha kalabalık kitle ile çalıştaylar düzenleyerek tüm sıkıntılara karşı hazırlık aşamasında bilgi alışverişinde bulunarak bilinçleneceğiz. Emeği geçenleri kutluyorum.