Erdoğan: İşiniz gücünüz Tayyip Erdoğan diyorum, Tayyip Erdoğan baki değil
"Millet ne derse o olacak, Allah ne derse o olacak. Olaya böyle bakacağız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde SETA'nın düzenlediği Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'nda konuştu.
BAHÇELİ'YE ALKIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıkmadan önce Anayasa değişikliği sürecinin anlatıldığı kısa bir film gösterildi. Filmde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin süreci başlatan konuşmasının yer aldığı bölüm salondan büyük alkış aldı.
"18 OLUNCA HAVA ARTTI"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem salona girişinde hem de kürsüye çıkışında slogan ve alkışlarla karşılandı. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kalabalık Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmaya başladığında da destek sloganlarını sürdürdü. Konuşmasını sürdüremeyen ve sloganların bitmesini bekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birşey dikkatinizi çekiyor mu ? 18 yaş seçme ve seçilme yaşı olunca hava arttı" dedi.
Erdoğan, "Teoride parlamenter sistem, monarşiye ve totaliritizime karşı verilen mücadelenin ürünüdür. Avrupa ülkelerine baktığımız zaman pek çoğunda kralların ve kraliçelerin olduğunu görüyoruz. Japonya, Tayland gibi dünyanın başka yerlerinde de benzer durumlarla ile karşılaşabiliyor. Tabi birileri çıkıp, 'efendim bu monorglar semboliktir. Oralarda parlamenter demokrasi vardır' diyecektir. Devlet yönetim sisteminde bir aktör varsa bu hiçbir zaman sembolik olmaz. Bir ülkede kral varsa kraldır, kraliçe varsa kraliçedir. Ülkenin yönetiminde söz sahibidir. Sadece başkanlık veya cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetilen ülkelerde monarşi yoktur. Adı Cumhuriyet veya benzeri demokratik bir kavramı ifade ettiği halde fiilen diktatörlük ile idare edilen hatta makamların babadan oğula geçmesi itibariyle monarşiyi andıran yönetimler de mevcuttur. Her ülke kendi şartlarına özgü bir yönetim biçimine sahiptir" diye konuştu.
"CUMHURİYET DÖNEMİ DE KENDİ İÇİNDE YEKPARE DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale'den aldığımız güç ile Kurtuluş Savaşımızı verdik. Avrupa ülkeleri monarşi ile demokrasiyi birlikte yaşatma yoluna giderken biz hanedanı ülke dışına çıkartıp Cumhuriyet'i lan ettik. Önce tek partili buraya dikkat edelim. Ardından çok partili sisteme ile ülkemiz bu noktaya geldi. Anamuhalefet sana seslenmiyorum, önce tek partili daha sonra çok partili döneme geçildi. Cumhuriyet dönemi de kendi içinde yekpare değildir. Örneğin 1921 anayasası ile 1924 anayasası arasında çok farklar var. Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanlığı ve parti başkanlığı dönemi ile İnönü dönemi arasında da önemli uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Demokrasimizi hep darbeler ve vesayet yönetimlerinin gölgesi altında ayakta tutmaya çalıştık. Son 14 yıl boyunca bu sıkıntıların tamamını biz de iliklerimize kadar hissettik. Milletimizden aldığımız güç ile sorunları aşmayı başarmış olmamız temelde yatan yapısal çarpıklıkları, bozuklukları ortadan kaldırmıyor. Bu çarpıklıkların en önemli sonucu istikrar ve güven ortamının sürekli tehdit altında olmasıdır. Siyasi istikrarsızlık beraberinde ekonomik ve sosyal sorunları da getirmektedir. Ülkemizde hükümetlerin ömrü, 16 ay bile değildir. Şimdi bunu temelden düzeltiyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi bir günde bir yılda ortaya ya çıkmış değil. Gerisinde böyle düşündürücü ve geri bir plan vardır" diye konuştu.
"BU MESELE BİR CUMHURİYET MESELESİ DEĞİL BEKA SORUNUNUN EN DOĞRU ÇÖZÜM YOLUDUR"
Erdoğan, "Mesela, kesinlikle bu mesele bir cumhuriyet meselesi değildir. Mesele kesinlikle demokrasi meselesi, özgürlük meselesi de değildir. Tartıştığımız sistem Türkiye'nin ve Türk milletinin asırlardır devam eden beka sorununun en doğru çözüm yoludur. Mesele budur. Cumhuriyetin ilanından 1950'deki çok partili hayata geçişimize kadar olan dönemin adına 'demokrasi' diyen ya kendini kandırıyor ya da bizi kandırmaya çalışıyor. Bu dönemin adı tek parti yönetimi" dedi.
"MİLLETİN SİZE GÖSTERDİĞİ YOLU TERK EDERSENİZ, ANINDA MİLLET TARAFINDAN AL AŞAĞI EDİLİRSİNİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesele, ülke ve millet olarak geçmişte yaşadığımız tecrübeler ışığında kendimize çok daha güçlü, çok daha dirençli, hedeflerimizi gerçekleştirmeye çok daha uygun bir yönetim sistemi kurma çabasıdır. Cumhurbaşkanlığı sisteminin en büyük güvencesi gerçek anlamda demokratik olmasıdır. Bu sistemde milletimizin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olamayan hiç kimsenin ülkeyi yönetme ihtimali yoktur. Millete, milli iradeye hesap vermek zorunda olan hiçbir yöneticinin de cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanların öne sürdükleri yanlışlara sapma ihtimali olamaz. Milletin size gösterdiği yolu terk ederseniz anında millet tarafından al aşağı edilirsiniz. Bunun için ben diyorum ki sisteme karşı çıkanların özellikle güvensizliği cumhurbaşkanı seçilecek kişiye değil, millete karşıdır, mesele odur. Bu gerçeği ifade edemediklerinden olsa gerek şahıslar üzerinden ürettikleri yalanlarla kafaları bulandırmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
"OLAY BİR SİSTEM MÜCADELESİDİR"
Erdoğan, "İşiniz gücünüz Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan, baki değil, fani ya. Benim 16 Nisan'a dahi çıkacağıma dair bir garanti var mı? Dolayısıyla biz burada bir sistem mücadelesi veriyoruz. Olay bir sistem mücadelesidir. Erdoğan'dan sonrası ne olacak? Millet ne derse o olacak, Allah ne derse o olacak. Olaya böyle bakacağız" dedi.
"BELLİ BİR KESİMİN TEK PARTİ DÖNEMİNE OLAN ÖZLEMİ"
Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'ndaki konuşmasında CHP'nin anayasa değişikliği tutumunu eleştiren Erdoğan, "Ey ana muhalefet önce kendini bir sigaya çek. Tek parti yönetimi. 1950'de geçtiğimiz çok partili hayatın sık sık darbelerle, muhtıralarla kesintiye uğramasının gerisinde belli bir kesimin tek parti dönemine olan özleminin bulunduğunu ifade etmek herhalde yanlış olmaz" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ'NİN NE REJİMLE, NE TEK ADAMLIKLA NE ŞAHSİLİKLE BİR İLGİSİ VAR"
Erdoğan, CHP'ye yönelik eleştirilerine şöyle devam etti: "Türkiye gücü ve yetkiyi elinde bulunduran millete karşı sorumluluğu bulunmayan vesayet kurumlarının elinden çok çekti. Ne zaman milli iradeye dayanan yönetimler işbaşında olursa o dönemde çok büyük sıçramalar yaşanmıştır. Buna rağmen Başbakanlığım döneminde bürokratik oligarşiden ne kadar çok şikayet ettiğimi sizlerin hatırlıyor olması lazım. Tarihi okumaları bir araya getirdiğimizde ülkemizin yeni bir anayasaya ve yönetim sistemine olan ihtiyacı gün gibi ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin ne rejimle, ne tek adamlıkla ne şahsilikle bir ilgisi var. Bu ülkede il başkanlarının vali olmasını herhalde AK Parti yapmadı. Veya AK Parti yaşamadı. Bunlar kime ait? Tamamıyla ana muhalefet partisinin geçmişine ait. CHP'nin il başkanları bu ülkede aynı zamanda valilik yapmıştır. Hem il başkanı hem vali. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Asla da gündeme getirmek istemiyorlar"
BU ONLAR İÇİN KARA LEKEDİR, DEMOKRASİ TARİHİNE SÜRÜLMÜŞ ÇOK CİDDİ BİR LEKEDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu onlar için kara lekedir, demokrasi tarihine sürülmüş çok ciddi bir lekedir. Geçmişte yaşadığımız tecrübeler ışığında hedeflerimizi gerçekleştirmeye çok daha uygun bir yönetim sistemi kurma çabasıdır. Cumhurbaşkanlığı sisteminin en büyük güvencesi gerçek anlamda demokratik olmasıdır. Sistemde milletimizin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olamayan hiç kimsenin ülkeyi yönetme ihtimali yoktur. Millete, milli iradeye hesap vermek zorunda olan hiçbir yöneticinin de Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne karşı çıkanların öne sürdükleri yanlışlara sapma ihtimali olamaz. Milletin size gösterdiği yolu terk ederseniz anında millet tarafından al aşağı edilirsiniz" dedi.
"KARŞI ÇIKANLARIN ÖZELLİKLE GÜVENSİZLİKLERİ CUMHURBAŞKANI SEÇİLECEK KİŞİYE DEĞİL, MİLLETE KARŞIDIR"
Erdoğan, "Bunun için sisteme karşı çıkanların özellikle güvensizlikleri Cumhurbaşkanı seçilecek kişiye değil, millete karşıdır. Şahıslar üzerinden ürettikleri yalanlar ile kafaları bulandırmaya çalışıyorlar. 'İşiniz gücünüz Tayyip Erdoğan' diyorlar. Tayyip Erdoğan baki değil fani. Olay bir sistem mücadelesidir. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma dair bir garanti var mı? Millet ne derse o olacak. Allah ne derse o olacak" dedi.
"TÜRKİYE BU SİSTEME OLAN İLK ADIMLARINI ZATEN ATMIŞ SİSTEMİN İŞLEMEYE BAŞLADIĞINI KABUL EDECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bu sisteme olan ilk adımlarını zaten atmıştı. 2007 yılındaki anayasa değişikliğinden söz ediyorum. Bu işleri az çok bilen herkes Cumhurbaşkanı doğrudan halkın seçmesiyle Nisan ortasında oylayacağımız anayasa değişikliği ile getirilen sistemin zaten işlemeye başladığını kabul edecektir" dedi.
"TÜRKİYE'DE, 2014 AĞUSTOSUNDAN BERİ ÇİFT BAŞLI BİR SİSTEM İLE YÖNETİLDİĞİNİN DE GÖRÜLMESİ LAZIM"
Erdoğan, "Türkiye'de, 2014 Ağustosundan beri her ikisi de meşruiyetini doğrudan milletten alan çift başlı bir sistem ile yönetildiğinin de görülmesi lazım. Bu süreçte sorun yaşanmadıysa sebebin sistemin doğru işliyor olması değil, şahsımla veya Başbakanlarımızla birlikte uyumlu olmamızdan kaynaklanmaktadır. Anayasa değişikliğiyle konuyu şahsileştirmiyor, tam tersine 2 yılı aşkın süredir şahsi inisiyatifle yürüyen yönetimi bir sisteme bağlıyoruz. Anayasa değişikliğinin ayrıntıları bu sempozyum boyunca hiç şüphesiz enine boyuna tartışılacaktır" şeklinde konuştu.
"ÜLKEMİZDE HER ŞEYE KARŞI ÇIKMAYI MUHALEFET SANAN BİR ANLAYIŞ VAR"
Erdoğan, "Ülkemizde her şeye karşı çıkmayı muhalefet sanan bir anlayış var. Ruh olmayınca beden cesettir. Bu konuda da milletimize işin ruhunu, özünü, esasını anlatmazsak tek başına anayasa değişikliği hükümleri, kuru hukuki ifadelerden ibaret kalır. Halkoylaması tarihine kadar, 16 Nisan'a kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi'ne evet diyenler olarak ülkemizi karış karış gezip, tüm iletişim imkanlarını kullanıp, yeni sistemi anlatmalıyız" diye konuştu.
"KARŞI ÇIKANLAR İŞİN RUHUNU ÖĞRENDİKLERİNDE FİKİRLERİNİ DEĞİŞTİRECEKLERİNE İNANIYORUM"
Erdoğan, "İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Şu anda Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıktığını ifade edenlerin de işin ruhunu öğrendiklerinde fikirlerini değiştireceklerine inanıyorum. Bugün 'hayır' diyenler neye 'hayır' dediklerinin farkında mı? Kim hayır diyor; PKK hayır diyor. Kandil hayır diyor. Bu ülkeyi bölmek parçalamak isteyenler 'hayır' diyor. Bayrağımıza karşı çıkanlar hayır diyor. Ne yazık ki bu ülkede milli ve yerli olanlara karşı çıkanlar hayır diyor. Bunlarla beraber ana muhalefet hareket ediyor mu? Ediyor. Temenni ederim ki 16 Nisan'a kadar onlar da kendilerini 'check' ederler" açıklamasında bulundu.
"BU DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM SIRADAN BİR OLAY OLMAYACAK"
Erdoğan, "Bu değişim, dönüşüm sıradan bir olay olmayacak. Sistemin özü yönetimin doğrudan millete veriliyor olmasıdır. Cumhurbaşkanının attığı her adımda gözü kamuoyunun üzerinde olmak zorundadır" dedi.
"GENSORU MEKANİZMASI KALKIYOR. 5 SENEDE BİR MİLLETİN KARŞISINDA ÇALIŞACAK
Yeni anayasanın ayrıntılarına değinen Erdoğan, "Bugün başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde, örneğin ABD'de yasama yok mu? Var. Onlarda çift kameralı. Bizimkisi tek kameralı olacak. Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sistemi olacak. Aynısı olmak durumunda değiliz. Yürütme? Var. Cumhurbaşkanı yani başkan yürütmeyi o temsil edecek. Kabinesini kuracak, yeri geldiğinde görevden alacak, atamasını yapacak. Hesabını da millete verecek. Gensoru kalkıyor, hayırlı olsun. Çünkü bu gensorudan bu ülkede hükümetler çok çekti. Biz de çok çektik. Gensoru mekanizması parlamentoyu çalıştırmama mekanizmasıdır. Hükümetleri çalıştırmama mekanizmasıdır. Bu engeli ortadan kaldırmak suretiyle şu anda hızla yürüyen bir yürütmeyi göreceksiniz. İnşallah bunu başaracağız. Asıl gensoru mekanizması nerede çalışacak. 5 senede bir milletin karşısında çalışacak" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANININ BÜTÇE DIŞINDA KANUN TEKLİFİ GETİRME YETKİSİ YOKTUR"
Erdoğan, "Bazıları maalesef vicdanı sızlayanlar oluyor. Üyeler vicdanının sesini duyarak 339'u verdi. Onlar adil değil de sizler mi adilsiniz. 16 Nisan'da millet kararını verecek demişler. Bu sistemde hiç kimsenin kerameti kendinden menkul davranışlar içine girmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanının bütçe dışında kanun teklifi getirme yetkisi yoktur" dedi.
"YÜRÜTMENİN HALİHAZIRDA İKİ OLAN BAŞI; YANİ CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN ARTIK TEK İSİMDE BİRLEŞİYOR"
Erdoğan, "Yürütmenin halihazırda iki olan başı; yani Cumhurbaşkanı ve Başbakan artık tek isimde birleşiyor. Milletimiz yetkiyi kime verdiği sorumluluğu kimin üstlendiği dolayısıyla kimden hesap soracağını başından biliyor. Milletvekili iş takibi yapmaktan yasama vazifesini icra etmeye zaman bulamıyor. Meclis'te üç dönem görev yapmış olup da tek bir kanun teklifi yapmamış milletvekilleri var. Yeni sistemle birlikte tüm milletvekilleri Meclis çalışmalarına yoğunlaşacaktır" diye konuştu.
"PARLAMENTONUN DA İTİBARINI HAK ETTİĞİ SEVİYEYE YÜKSELTİYOR"
Erdoğan, "Şimdi saflar netleşiyor. Parlamentonun da itibarını hak ettiği seviyeye yükseltiyor. Yargı ülkemizde son yıllarda en çok yıpranan güçtür. Darbe ve vesayet dönemlerinde demokrasinin yanında güçlü bir duruş sergilemeyen yargıyla ilgili hafızalarımızda hoş olmayan görüntüler var" dedi.
"28 ŞUBAT'TA CÜBBELERİYLE BRİFİNGLERE GİDEN YETKİLERİNİ ŞARLATANA TESLİM EDEN HAKİM SAVCILAR GÖRDÜK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "28 Şubat'ta cübbeleriyle brifinglere giden, millet adına kullanması gereken yetkiyi bir terör örgütüne ve onun başındaki şarlatana teslim eden hakim , savcılar gördük bu ülkede" dedi.
Erdoğan, "Anayasal güvence altına alınan yargının, HSYK'nın yeni yapısının da katkısıyla süratle milletimizin gönlünde hak ettiği konuma ulaşacağını düşünüyorum" dedi.
"HALKA HAKARET EDEREK HALKÇILIK YAPTIKLARINI İDDİA EDENLERİN DEVRİ ARTIK TAMAMEN KAPANIYOR"
Erdoğan, "Halka hakaret ederek halkçılık yaptıklarını iddia edenlerin devri artık tamamen kapanıyor. Milleti mümeyyiz görmeyenlerin baskıcı anlayışı artık tarihe karışıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede 'Taksim Meydanı'na affedersiniz 4 ayaklı merkep koysam seçtiririm' diyenler çıkmıştır. Şimdi bunlar tarih oldu. Şimdi biz 30 yaşı 25'e indirmiştik. Şimdi 25'i de 18'e indiriyoruz. Zor olan seçilmek değildir; zor olan seçmektir. Şimdi biz seçme ve seçilmeyi 18'e indirerek tarihi yeniden dile getiriyoruz. Bu millet 21 yaşında bir çağı kapatan ve bir çağı açan Fatih'lerin torunlarıdır. Diyorlar ki, askerlik ne olacak? Takıldıkları yere bak. Eğer parlamentoya girebiliyorsa, askerlikten muaf olacak bu kadar basit. Eskiden polislerimiz askerlik yapardı. Başbakanlık dönemimde bunu kaldırdık, zaten askerlik yapıyor" açıklamasında bulundu.
"ÜLKEYİ BİR ANONİM ŞİRKET GİBİ YÖNETME HESABI İÇERİSİNDEYİM DERDİM"
Erdoğan, "Ülkeyi bir anonim şirket gibi yönetme hesabı içerisindeyim derdim. Yöneticilik anlayışımda bu vardı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar da 'küçük olsun bizim olsun' diyerek uzun zamandır bu ülkenin ayağına pranga vurarak yola devam etmek istediler. Ama bu dönem artık bitiyor. Artık 'büyük olsun hepimizin olsun' anlayışını yükseltmenin zamanı. Anayasa değişikliği işte bu yaklaşımla güçlü, büyük ve müreffeh Türkiye'nin önünü açıyor. Bu sisteme şahsımın değil, ülkemizin, milletimizin ihtiyacı var. Bir başka ifadeyle şahsım için değil, şahsımın desteği ve katkısıyla ülkemiz için, bu yiğit milletin geleceği için cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Böyle bir sisteme 'evet' denmez de ne nedir? Tabii ki evet diyoruz" diye konuştu.