Çocuk işçilere çocuk objektifinden bakan sergi

Çocuk işçilere çocuk objektifinden bakan sergi

Lise öğrencisi Roza Tuma, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki çocuk işçilerin fotoğraflarını çekti. Tuman, “HerŞeye Rağmen Çocuk” fotoğraf sergisiyle çocuk işçilerin sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Taş Mahal’in avlusu sakindi. Hava güneşli olduğu için avluda oturanlar vardı. Roza Tuma, sergilediği fotoğraflar hakkında gazetecilere bilgi veriyordu.

Birkaç masa ötede iki erkek oturuyordu. Sıkça uğradığım Taş Mahal’den tanıdık simalar değillerdi. Suriçi’nde ikamet eden ve geçerken çay içmeye uğramış iki sivil erkek sanmıştım onları.

Çok geçmeden öğrenecektim. Sivil sandığım erkekler, iki sivil polismiş meğer. Burada bulunma nedenleri de Roza Tuma’nın açtığı fotoğraf sergisiymiş.

"Her Şeye Rağmen Çocuk" başlıklı fotoğraf sergisi, sokakta çalışan çocuk işçileri konu alıyor. Roza Tuma, çöp konteynırlarından, mezarlıklardan, kağıt mendillerden ekmeğini çıkaran çocukları izlemiş, onlar çalışırken fotoğraflarını çekmiş. Daha sonra profesyonel fotoğrafçılardan destek alarak çektiği fotoğraflardan bir seçkiyi, “Her Şeye Rağmen Çocuk” başlığı altında toplamış.

Avludaki fotoğraflarda çocuklar var. Kimi fotoğraflarda yüzleri görünmüyor kimi fotoğraflarda ise neşeli, umursamaz, cesaretli çocuk yüzleri var. Bu çocuklar çöp topluyor, mendil satıyor, ücret karşılığında mezar taşlarını boyuyor...

1.jpg

Roza Tuma, “Aslında çocukların yüzleri görünmesin istiyordum çünkü daha sonra küçümsenebilir, aşağılanabilir ya da baskıyla karşılaşabilirlerdi. Ama bazı çocuklar buna aldırmadılar, özellikle poz verdiler” diye anlatıyor fotoğraflarındaki çocukları.

Fotoğraflardan anlaşılan o ki Tuma, özellikle Suriçi’ni dolaşmış, çocuk işçilerin fotoğraflarını çekmiş. Bu biraz sıkıntılı bir durum çünkü Tuma da henüz liseye giden bir çocuk. O da bunun farkında ve bu nedenle zaman zaman arkadaşlarıyla dolaşmış sokakları ve caddeleri. İşçi çocukların fotoğraflarını çekmekle yetinmemiş Tuma, onlarla arkadaş olmuş, aileleriyle görüşmüş, oyun oynama yaşındaki çocukların neden büyüklerin dünyasında heder olduğu üzerine kafa yormuş.

"Bazı çocukların şiddete uğradığını öğrendim" diyen Tuma, gözlemlerini şöyle anlattı: “Ailenin ekonomik işlerini yüklenmişler ve çocuk olduklarını unutmuşlar. Ama sonuçta çocuk onlar. Onların çocuk olduğunu en çok büyükler unutmamalı. Ama toplum onları çocuk değil işçi gözüyle görüyor. Çocuklar da kendilerini büyümek zorunda hissediyorlar. Kendilerini çocuk olarak görmedikleri için birer yetişkin gibi davranmak zorunda hissediyorlar. Sokakta mendil satarak kardeşlerine bakıyorlar ama onlar çocuk ve onlara bu şekilde davranmak gerekiyor.”

2.jpg

Çocuk işçi çalıştırmanın yasal olmadığını hatırlatan Tuma, çocukların çalıştıkları yerlerde birçok hak ihlaline maruz kaldıklarına da dikkat çekiyor. Çocukların yetersiz ücret ve yetersiz beslenme, uygunsuz çalışma ortamları, uzun çalışma saatleri, şiddet gibi birçok hak ihlaline maruz kaldıklarını sözlerine ekliyor. Tuma, “Ama her şeye rağmen çocuk kalma çabaları var” diyerek çocuk olma halini de özetliyor.

Bu çocuk olma hali, Tuma’nın çektiği fotoğraflarda somutlaşıyor. Tuma, “Çektiğim fotoğraflarda işçi çocukların her şeye rağmen çocuk olduklarını insanlara göstermek istedim” diyor. Çocuk işçilerin sorunlarıyla ilgili çalışmaya devam edeceğini söyleyen Tuma, yaptığı röportajlardan yola çıkarak bir makale hazırlayacağını ayrıca konuyla ilgili bir çocuk kitabı yazmayı planladığını da ekliyor sözlerine.

Biz Roza Tuma ile serginin yanı sıra çocuk işçiler hakkında konuşurken sivillerin dışarıda beklediğini öğreniyoruz. Güvenlik nedeniyle beklediklerini söylemişler. Çocuk işçileri konu alan bir serginin güvenliği için polisin görevlendirilmesi akla zarar gibi gelebilir ama durum ve açıklama bu şekildeydi.

Roza Tuma fotoğraf çekiyor, erbane çalıyor, piyano dersleri almak istiyor, daha iyi resimler yapmayı hedefliyor ve tiyatrocu olmayı hayal ediyor. Tiyatro deneyimi olmuş, arkadaşlarıyla oyun sahnelemişler ve bunu bir adım daha ileriye taşımak istiyor. Anlattıklarından, Tuma’nın sanatın neredeyse her dalında üretimde bulunarak kendisini ifade etmek istediği anlaşılıyor.

Ancak toplum içinde karşılaştığı sorunlara karşı da duyarsız değil. Örneğin Sur’daki çatışmalı sürece dair çocuklarla görüşmeler yapmış. Bu çocuklardan edindiği izlenimi, “Çok öfkeliler ve intikam almak isteği ile büyüyorlar” şeklinde özetliyor.

Tuma’nın ilgilendiği sorunlardan biri de akran zorbalığı. Şimdi normal kilosunda ancak anlattığına göre pandemiden önce kiloluymuş ve bu nedenle akranlarının zorbalığına uğramış. Yemek yeme düzeni bozulmuş, hastalanmış. Pandemide herkes kilo alırken Tuma zayıflamış. Ancak akran zorbalığına maruz kaldığı dönemde içe kapanmamış, akran zorbalığının ne olduğuyla ve nasıl başa çıkılabileceği ile ilgili makaleler okumuş. Bununla da yetinmemiş, hem akran zorbalığına uğrayan çocuklar hem de 'zorbalayanlarla' da görüşmeler yapmış.

"Mesela konuşması kötü olanlar dalga geçerler diye susmak, eşcinsel arkadaşlar da kendilerini gizlemek zorunda kalıyorlar. Bu onlar için hiç kolay değil" diyen Tuma, 'zorbalayanlar' hakkında da şunu söyledi: "Araştırma yaparken zorbalayanların da özellikle aile içinde zorbalandığını gördüm. Bu böyle bir döngü gibi, zorbalanıyorsun, sonra zorbalıyorsun ve bu böyle devam ediyor."

Tuma, 'zorbalayan' dedikçe Türkçe sözlükte böyle bir kelime var mı diye düşünüyorum. Ama bundan daha önemlisi bir çocuğun fark ettiği ve kendisine dert ettiği, araştırmalar yaptığı, çözüm için kafa yorduğu akran zorbalığı ile ilgili büyüklerin yeterince hassas davranmadığını fark etmek oldu. Büyükler, ancak kendi çocukları zorbalığa maruz kalınca harekete geçebiliyorlar sanki ve bu nedenle Tuma’nın sözünü ettiği döngü, kesintisiz devam edebiliyor.

Roza Tuma, üniversite sınavlarına önümüzdeki yıl girecek. Peki, ne okumak istiyor? Şaşırtmıyor ve bu soruya “Sanat” şeklinde cevap veriyor.

Ancak Tuma, Türkiye’de üniversite okumak istemediğini de söylüyor. Hayalinde Amerika’da okumak var. Nedenini de şöyle anlatıyor: “Orada sanata ve şimdi ilgilendiğim toplumsal konulara daha evrensel bir perspektiften yaklaşabileceğimi düşünüyorum. Bu konularla ilgili daha özgür araştırmalar yapabilirim.”

Roza Tuma’nın çok güzel bir aklı ve pırıl pırıl bir zekası var. Kendisini ve hayallerini ifade ederken zorlanmıyor. Aziz Nesin yıllar önce 'Şimdiki Çocuklar Harika' adlı bir kitap yayımlamıştı. Tuma’yı dinlerken bu kitap adı geçiyor aklımdan ve keşke mümkün olsa da memleketin bu duyarlı çocukları heba olmasa diye geçiriyorum içimden.

“Her Şeye Rağmen Çocuk” sergisi, Taş Mahal’de iki gün ziyaretçilerle buluşmasının ardından Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) sergi salonunda sergilenecekti. Ancak şöyle bir şey oldu: Sergi açık kaldığı süre boyunca sivillerin kapıdan ayrılmayacağı anlaşıldı. Müşteriler ise çay içmeye geldikleri mekanın kapısında bekleyen sivillerden hoşnut değillerdi.

Bunun üzerine Roza Tuma, kafe çalışanlarıyla birlikte sergilenen fotoğraflarını erkenden toplamaya başladı. Tuma çocuk yaştaydı ve belki ilk kez polis engelinin bir biçimiyle karşılaşıyordu.

Roza Tuma’nın fotoğrafları, devam ettiği okulda sergileniyor şimdilik. Tuma, serginin açılması için maddi destekte bulunan DTSO’dan haber bekliyor, davet alırsa “Her Şeye Rağmen Çocuk” sergisi bir de orada meraklısının beğenisine sunulacak.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.