Buldan ve Sancar deprem bölgesinde

Buldan ve Sancar deprem bölgesinde

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Maraş merkezli iki büyük depremin vurduğu kentlerde incelemelerde bulundular.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, depremin yıkım yarattığı Adıyaman'da depremzedelere ziyaretlerde bulundu. Buldan’a HDP Merdin Milletvekili Ebru Günay ve HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül eşlik etti. Depremin yarattığı yıkımı gözlemleyen Buldan, halkın taleplerini dinledi.

Buldan ile konuşan halk, yetkilileri aradıklarında, “Telefonunuzu aldık geri döneceğiz” cevabını aldıklarını ama dönen kimsenin olmadığını aktardı. Birçok kişinin enkazın altında kaldığını ve soğuktan donarak öldüğünü vurgulayan yaşlı bir anne, “Benim 4 tane çocuğum gitti. Biz varız diyorlar hani neredeler” diye isyan etti.

1.jpg

Başka bir kadın, “Adıyaman’ın hakkı bu kadar mıdır? Niye kimse gelmedi? Bu kadar insan, çocuk öldü” diye başladığı sözlerini bitirmeden ağlamaya başladı.

Halk, “Girişte çorba dağıtılıyor diye herkes bizi buraya yönlendiriyor ama burada hiçbir şey yok. İlk gün geldik yine böyle” diyerek tepkilerini dile getirdi.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, depremin etkili olduğu Adana ve Hatay’ı ziyaret etti.

Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi'nde yıkılan binaları inceleyen Sancar, yurttaşların sorunlarını dinledi.

İncelemelerin ardından açıklama yapan Eş Genel Başkan Sancar, şunları söyledi:

“Depremin etkisini buraya gelince çok daha doğrudan görebiliyorsunuz. Bizler de gözlerimizle gördük, acı yıkım çok büyük ve şehir sahipsiz. Antakya tamamen kaderine terk edilmiş. Geçtiğimiz bölgelerde pek çok yıkılmış bina gördük ama kurtarma çalışmaları yok. İnsanlar sokaklarda ve barınma, ısınma imkanları yok. Su yok, çadır yok, ekmek yok, yemek yok. Burası kendi kaderine terk edilmiş görünüyor. Devlet ve iktidar yok burada. Acı var, öfke var. Elimizde en büyük imkân dayanışma çabası var.

Deprem bir doğal felaket ama onu bir toplumsal yıkıma ve insani trajediye dönüştüren şey yönetimlerdir. Acil yardım ve müdahale çalışmaları hızla organize edilse, bu kadar büyük can kaybı olmazdı. Ülkenin kaynakları, insanların insanca yaşaması ve bu tür felaketlerin engellenmesi için kullanılsaydı yıkımın ve kayıpların boyutu bu kadar olmazdı. Bizlere düşen büyük bir görevi var. Bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine ellerini uzatması, dayanışmayı en yüksek düzeye çıkarması. Bu elimizdeki en etkili yoldur. Yaralarımızı birlikte saracağız.

Bu düzenin yıkımlarını birlikte kaldıracağız; onun yıktığı bu yerleşim ve hayatları birlikte inşa edeceğiz. Bu düzenin bu yıkıma devam etmemesi bizlerin mücadelesi ve dayanışmasıyla ancak mümkün olacaktır. Şimdi dayanışma zamanıdır. Acılar gerçekten büyük. Acıları dile getirecek söz bulmak bile zor. Dayanışma diyoruz. En yüksek düzeyde dayanışmak bizim çıkış yolumuzdur. Bizler de acıyı paylaşmak ve dayanışma çabalarımızı burada insanlarımıza aktarmak için buluyoruz. Halkımıza geçmiş olsun diyoruz. Kayıplarımız için başsağlığı diliyor, geride kalanlara direnç ve sabır diliyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.