"Belki köye bir servis gelir, biz de okula gideriz, hadi gülümse"

"Belki köye bir servis gelir, biz de okula gideriz, hadi gülümse"

Ağrı'nın 4 köyünde 22 çocuk henüz okula başlayamadı. Çünkü servisçiler kâr edemiyor

Ağrı, ülkenin doğusunda 520 bin nüfuslu bir şehir. 

Bu şehrin en az nüfuslu ilçesinin adı ise Hamur.

Bu küçük ilçenin 4 köyünde yaşayan 22 ilkokul öğrencisi, eğitim-öğretim yılının 4. haftası başlamış olmasına rağmen hala okula gidebilmiş değiller. Çünkü, 1990'ların başında köy okullarının kapanmasının ardından başlayan "taşımalı eğitim sistemi" nedeniyle nüfusu az olan köylerdeki öğrenciler günübirlik olarak ilçe merkezlerine taşınmak ve eğitimlerini böyle devam ettirmek zorunda bırakıldı.

Taşımalı eğitimin 32. yılı geride kalırken, Ağrı'nın 4 köyüne herhangi bir okul servisi uğramıyor. 

Okula en yakın köy 4, en uzak köy 12 kilometre

Fecri Oğur, kamu kurumlarının bir servis aracı tahsis etmediği köylerden biri olan Nallıkonak köyünde yaşıyor. Oğur, bu köyde yaşayan 9 öğrencinin, kent merkezlerindeki yaşıtlarının aksine okula başlayamadığını söyledi. 

105 nüfuslu Nallıkonak köyünün 2021 verilerine göre 105 nüfusu var. Bu köyün Hamur ilçe merkezindeki en yakın ilkokula uzaklığı 4 kilometre. 

Ağrı Hamur .jpeg

Öğrencilerin mağdur olduğu bir diğer köyün adı ise Kılıç. Bu köyün nüfusu ise 488.

Buradan yola çıkan bir öğrencinin, en yakın okula ulaşmak için 12 kilometre yol kat etmesi gerekiyor. 

Gümüşkuşak ve Boztepe köylerinde yaşayan öğrenciler de aynı sorun nedeniyle mağdur ediliyor.

Bu 4 köyde yaşayan 22 öğrenci, güneşin her yerden daha önce doğduğu bu kentte her sabah "belki köye bir servis gelir" umuduyla güne başlıyor. Ancak sonbaharın kışa döndüğü bu günlerde güneş, Türkiye'nin tüm çocuklarına göre yine onların yaşadığı bölgede erkenden batıyor. 

Servisçiler kâr edemediği için

Yetkililer, bu köylere servis göndermenin ihaleye giren servisçiler tarafından kârlı bir iş olarak görülmediğinden, öğrenci sayısı az olduğu için servisçilerin para kazanamadığından ve bu nedenle ihaleye talep olmadığından bahsediyor. Kârın eğitimden önce geldiği bir iklimde, Cumhuriyet'in eşit vatandaşlık vadettiği çocuklar eşitsizlikle henüz hayatlarının başında tanışıyor. 

Independent Türkçe'ye konuşan öğrenci velisi Naci Akyol, eğitimin 4. haftasına girerken çocukların henüz ders başı yapamadığını vurgulayarak, yetkililerin seslerini duymasını istiyor. Resul Aktaş ise defalarca milli eğitim müdürlüğüne başvurduğunu ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade ediyor. Başka bir veli olan Fatih Taylan da herkesin kafasındaki soruyu soruyor: "Çocuklarımızın batıdaki çocuklardan ne farkı var?"

Ülkenin batısından habersiz çocukların az bir kısmının ise gördüğü en büyük şehir Ağrı'nın kent merkezi. Taşımalı eğitim kavramından habersizler ancak burada bir yanlışlık olduğunun da farkındalar.

Cumhuriyet ve demokrasi, Ağrı'nın Hamur ilçesindeki küçük bir köyde yaşayan çocuklara dünyanın en büyük kalp cerrahı olabileceklerinin hayalini kurdurdu. Tabi devlet onlara bir servis gönderip okula taşıyabilirse.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.