HABER / BERKAY YEĞİN - HAKKARİ OBJEKTİF HABER

23 yıl önce Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden Van'a geçen ve burada telefon tamirciliği yapan Şahabettin Özçelik, evinde biriktirdiği eski telefonlardan oluşan bir koleksiyon oluşturdu.

Çocukluğunun yokluk sefalet içinde geçtiğini anlatan Özçelik, ilk tamir atölyesini 1998’de Yüksekova’da açtığını telefonların o dönem çok değerli olduğuna dikkat çekti. 

Telefon tamiri işini bir kitapçıktan öğrendiğini belirten Özçelik, "O dönem telefonlar çok pahalıydı ancak alım gücü bu kadar düşük değildi şartlar uygundu. İnsanlarda ilk defa bu teknolojiyle karşılaştıkları için meraklılardı ve alıyorlardı. 1999’da bir kitapçık aldım kendi kendime tamiri öğrendim şebeke, sim kart arızaları derken o yıllarda kendimi geliştirdim tamir konusunda. Halen daha dört dörtlük bir usta değilim çünkü teknolojiyi yakalamak mümkün değil” dedi. 

Elindeki telefonların günümüzde nadir bulunan telefonlar olduğunu anlatan Özçelik, “Yılda en az bir defa bütün kolileri açar, hepsini temizler, geri ambalajlatırım. Şarjlarından bataryaya kadar sürekli kontrol ediyorum bazen nem kapabiliyor bu da bataryayı şişirmek için yeterlidir. Sürekli kontrol etmek durumundayım. Bu koleksiyon için epey para harcadım 2-3 araba parası koleksiyona gitti. Bu koleksiyonun büyük bir değeri var” diyor.

En büyük destekçisinin ailesi olduğunu vurgulayan Özçelik, “Evli ve 2 çocuk babasıyım, ailemin de koleksiyonumda epey desteği var. En büyük yardımcım ailem oldu. Evden çıktığım zaman koleksiyon odasının nemine, rutubetine bakıyorlar, telefonları ambalajlıyorlar. Bu telefonları uzun yıllar muhafaza etmek çok zor” diyen Özçelik, “Ailem olmasaydı bu koleksiyonu oluşturamazdım” dedi. 

Özçelik, koleksiyona dair geçmişte yaşadığını bir pişmanlıkla ilgili şunları söyledi: “Yaklaşık 3 bin 3bin 500’e yakın telefonu tamir ettim ancak hurdacılara verdim. Keşke o dönemki telefonları parçalamasaydım çok pişman oldum sonralardan, öyle olsaydı eğer daha nadide bir koleksiyon olurdu”

Eski telefonları kullanım ve estetik açısından daha çok beğendiğini ifade eden Özçelik; “Eskiden üretilen telefonlar çok daha güzel bana göre yeni telefonlar hiçbir şekilde eski telefonların yanına yaklaşamaz, güvenlik açısından, kullanım açısından bence eski telefonlar çok daha kaliteli. Baktım ki yeni yeni telefonlar çıkıyor, üst versiyonları gelince eskiler kaba geliyor insanlara ancak ben her zaman bu telefonlar bir gün değerlenecek diye düşündüm” diyerek eski telefonlara olan sevgisini belirterek şunları ekliyor, “teknoloji hızla gelişiyor daha öncesinden babalarımız, dedelerimiz hangi telefonları kullanmış diye dönüp bakmak çok önemlidir” diye konuştu. 

Bir odayı telefonlara ayırdığını ve hepsinin kendisi için büyük anlam taşıdığını söyleyen Özçelik, “yerleri epey sıcak” deyip gülüyor ve şunları belirtiyor, “epey bir deneyimim oluştu telefon tamiratına dair. Şişen, bozulan telefonlarım oldu atmak zorunda kaldıklarım oldu. Bataryaların doğaya inanılmaz zarar verdiğini biliyorum ama geri dönüşüm noktaları olmayınca mecbur kalıyoruz biz de. Bir yandan da koleksiyonu satmak istiyorum artık ne zamana kadar saklayabilirim diye bilmiyorum. Çünkü 23 yılım bu koleksiyonu saklamakla geçti. Umarım bir sanatçının veya bir koleksiyonerin eline geçer”

4 yıl önce hırsızların 700’e yakın telefonumu çaldığını belirten Özçelik, “Nu olay beni derinden üzdü. İnsanların gözü maddiyatta olunca böyle değerler kendileri için önemli olmuyor. Telefonlarım çalınmasaydı eğer bugün 2 bin telefonla daha büyük bir koleksiyonum olacaktı. Bir durumdan da çok rahatsızım bu telefonların çoğunun e mail numarası başka telefoncuların eline geçti. Bu telefonların e mail numarasıyla başka telefonlara kullanıyorlar. Dışarıdan gelen bütün telefonların e-maili eski, kullanımda olmayan zannettikleri telefonlara atılıyor. Halbuki koleksiyondadır bu telefon bende ya da bir başkasında. Bu sahtekarlığın yapılmaması gerekiyor” sözleriyle kendisini anlatıyor.