Denizli'nin sporcu köyü: Eziler

Denizli'nin sporcu köyü: Eziler

Eziler, Denizli’nin Güney ilçesine bağlı bir köy. 1939 yılından beri ilkokul olan köye, bundan beş yıl önce köyün hayatını değiştiren biri geldi

Suat Arı, 2016'da beden eğitimi öğretmeni olarak atandığı Denizli'nin Eziler köyünde, okulun bütün öğrencilerini lisanslı sporcu yaptı. Bununla da yetinmedi anneleri babaları da spora kazandırdı. Eziler'de anneler kızlarıyla, babalar oğullarıyla hokey maçlarında karşı karşıya geliyor. 80'lik nineler golf maçlarında ilk vuruşu yapıyor.

Independent Türkçe muhabiri Müjgân Halis, Eziler köyündeki bu devrimsel değişimin mimarıyla konuştu.

1.JPG

Eziler, Denizli'nin Güney ilçesine bağlı bir köy. 1939 yılından beri ilkokul olan köye, bundan beş yıl önce köyün hayatını değiştiren biri geldi. Gelen kişi bir öğretmendi, beden eğitimi öğretmeni Suat Arı. Denizli Pamukkale Üniversitesi'nde önce tarih bölümünü sonra da beden eğitimi öğretmenliği bölümünü okuduktan sonra, önce ilk görev yeri Adıyaman'a atanmış. 2016'da ise daha önce sporla hiç karşılaşmayan bir köye, Eziler köyüne tayin olmuş. Eziler'e ilk geldiğinde biraz şaşkınlık yaşadığını söyleyerek sözlerine başlıyor:

"Şaşırdım çünkü 1939 yılından beri aralıksız eğitim ilkokul ve ortaokul vardı ama o zamandan bu zamana kadar hiçbir sportif faaliyete katılmamışlardı, lisanslı sporcu sayısı sıfırdı. Bu durum beni biraz korkutmuştu."

25 - suat arı sol başta eli belinde olan.jpg

Birazcık korksa da üniversite yıllarından beri "sporla bir köyün kaderini değiştirme" hayali için de Eziler'in çok uygun bir köy olduğunu düşünür ve kolları sıvar. Şöyle anlatıyor:

"Her şey benimle sıfırdan başlayacaktı. 2016'da çocuklara yaklaşık 13-14 branşta eğitimler vermeye başladım. Tabii sporla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir köyü sporun içine çekmek çok zordu, özellikle kız çocuklarında inanılmaz sıkıntılar yaşadığım zamanlar oldu. Ama bunlara hazırlıklıydım. Çünkü özellikle bizim insanlarımızda alışılagelmişin dışına çıkmak biraz zordur. Ama biz dört senenin sonunda o zor dönemleri geçtik. 13-14 branşı tercih etmemin nedeni, çocukların ilgileri doğrultusunda başarı gösterebilecekleri hem de aidiyet duygusu kazanabilecekleri branşları aramaktı. Bu branşlardan rugbyde, krikette, hokeyde, boccede, darkta, orientringde çok güzel başarılar elde ettik. Kupalar kazandık, hokeyde inanılmaz başarıları var çocuklarımızın, milli takıma kadar uzanan bir hikâye yazdılar."

3.JPG

Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ancak çocuklardaki değişim de Suat Hoca'ya yeterli gelmemiş. Çünkü onun bir başka hayali de aileleri sporun içine katmak, onları spora kazandırmakmış. Bunu da başarmış:

"Zamanla çocuklarını spora göndermek istemeyen hatta spora karşı olan veliler, çocuklardaki değişimi gördükleri için, bu sefer sürece kendileri de dahil olmaya başladılar. Bizle beraber voleybol maçları, çocuklarıyla beraber hokey maçları yapıyorlar. Çocuklar antrenman yaparken gelip izliyorlar. Hep beraber doğa yürüyüşleri düzenliyoruz. Yakın zamanda çok büyük bir ses getiren golf turnuvamız oldu, yaklaşık 300 kişinin katıldığı golf turnuvası düzenledik köyde."

5.JPG

Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Velilerin de sürece dâhil olmasıyla hayallerini gerçekleştirdiğini de düşünmeye başlamış Suat Hoca. Bu arada Sabancı Vakfı'nın 12'inci sezonunda ‘fark yaratan' olarak seçilmesi ve "Bu köyde herkes sporcu" projesini hayata geçirmesine de vesile olmuş. "Çünkü" diyor ve devam ediyor:

"Bu köydeki hemen herkes spor yapar hale gelmişti. Antrenman yaparken bir bakıyoruz, veliler de antrenmana başlamış. Böyle çok güzel bir spor kültürü oluşturduk."

6.JPG

Eziler köyü çiftçi bir köy. Köyün geçim kaynakları ise daha çok tütün ve kekik ekimi üzerine. Öğrencilerinin de tarlada çalışması nedeniyle, antrenman saatlerini özellikle yaz aylarında tarla sonrasına göre ayarlamışlar. Bu konuda öğrencilerinin özverisinin ise göz yaşartıcı olduğunu söylüyor Suat Arı:

"Köyün hemen hepsi, bütün çocuklarımız kekik ve tütün tarlasında çalışıyor. Halkın yüzde 80'i kekik ve tütün ekerek geçimini sağlıyor. Biz antrenman saatlerimizi de buna göre ayarlıyoruz. Mesela kekik ve tütün zamanı çocuklar ancak gece yarısı antrenmana vakit bulabiliyor. Haziran'dan Eylül'e kadar tarım zamanı olduğu için bazen gece 12'de antrenman yaptığımız oluyor. Antrenmandan sonra sabah tekrar tarlaya gidiyorlar. Yani o kadar çok özveri var ki. Hem tarlada çalışıyorlar hem derslerini yapıyorlar hem antrenmanlarını profesyonel olarak yapıyorlar ve müthiş başarılar yakalıyorlar."

8.JPG

Okuldaki ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin sayısı 120. Ve bu 120 öğrencinin tamamı da şu anda lisanslı sporcu. Üstelik bu 120 öğrencinin aktif lisanslı sporcu olduğunu, yani hemen hepsinin müsabakalara katıldığını söylüyor. Ancak tabii bu başarının da tesadüfi olmadığını özellikle kız çocuklarını spora kazandırmak için hayli uğraş verdiğini de belirtmeden edemiyor:

"Biliyorsunuz Anadolu taşrasında özellikle kız çocuklarının spora yapması biraz daha sıkıntılı olabiliyor, hem aileler açısından hem de çevre açısından. Ben de özellikle kız çocuklarının spor yapmasını istediğim için çok sıkıntılar yaşadığım velilerimiz oldu. Öğretmenler toplantısında tartışmalar yaşadık, kendimi ifade etmekte zorlandım. Mesela bir kız öğrencimiz var, şu anda hokeyde milli takım gelişim kampına davet edildi. Ailesi ilk başta spora çok karşıydı, hatta izin vermiyordu. Aileleri de anlıyorum, çünkü değişim kolay olmuyor. Onlara yavaş yavaş sporla çocukların özgüveninin artacağını, önlerine yeni kapılar açılacağını, belki beden eğitimi öğretmeni olacaklarını, milli takıma gideceklerini, tahmin edemeyecekleri seviyelere gelebileceklerini anlattım. Belki o aile kızlarını dört yıl sonra olimpiyatlarda izleyecek. Bu sefer antrenmanlara göndermeyen veliler, antrenmanlara katılır hale geldi. Hatta şöyle bir anımız var: Bolu'ya maçlara gitmiştik, orada güzel bir derece elde etmiştik. Saat gece 11'de velilerimiz köyün girişinde bizi davul zurnayla karşıladılar, bu bizim için mükemmel bir motivasyondu. Hatta şimdi şehir dışı turnuvalara gittiğimizde, sosyal medyadan canlı yayın yapmamızı istiyorlar, maçları o canlı yayınlardan izliyorlar ve o gün tarlaya gitmiyorlar."

9.JPG

Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ancak bu başarılar biraz da altyapıya ve doğa koşullarına rağmen elde edilen başarılar. Çünkü köyde mesela salon hokeyi için uygun salon yok: "Bir salonumuz yok ama Türkiye salon hokeyi birinci liginde bir takımımız var. Hayatlarında hiç salon görmeden iki kez şampiyonluk yaşamış ve birinci lige yükselmiş bir kız takımı. Bir rugby sahamız yok, bir kriket sahamız yok, bir kriket sahamız yok ama golfle ilgili Türkiye'de ilk defa bir köyde golf turnuvası düzenlendi. Diğer branşlarda da zorluklar yaşıyoruz, özellikle malzeme konusunda. Çünkü branşlarımızda kullanılan malzemeler gerçekten çok pahalı. Hep arayış içerisindeyiz, sponsorlarla ya da kendi yaptığımız malzemelerle çıkıyoruz. Bizim başarılarımız sahiden imkansızlıklara rağmen oluştu. Mesela salon maçlarına hazırlanmak için kapalı pazar yerinde antrenman yaptık. Eziler köyü 900 rakımın olduğu bir yer, kışları çok sert geçiyor. Halı sahada antrenman yaparken, sahanın bir tarafını temizliyoruz orada antrenman yapıyoruz, sonra diğer tarafı temizliyoruz, antrenman sürerken diğer taraf yine karla doluyor, yine temizliyoruz, antrenmanlarımız kışın bu koşullarda sürüp gidiyor. Köyde kışın özellikle çok sık elektrikler kesiliyor, zifiri karanlıkta mobilet farları eşliğinde çok antrenman yapmışlığımız vardır."

11.JPG

Köyde sadece babaların değil annelerin de spor yaptığını, hokey oynadıklarını ve kızlarıyla maç yaptıklarını söyleyen Suat Arı, "Babalar da oğullarıyla maç yapıyor. En son golf turnuvasında 84 yaşında bir ninemiz bastonuyla geldi, bastonunu bıraktı, golf sopasını eline alarak ilk vuruşu yaptı. Müthiş bir kareydi." 50'li, 60'lı yaşlardaki velilerin golf turnuvasına katıldığını, hatta aralarında kıran karana da bir yarış yaşandığını anlatan Suat Hoca; "Tabii bütün velilere çocuklar kadar eğitim verme şansımız olmuyor, antrenmanlara katılıyorlar sadece. Ama voleybol eğitimi verdiğim veliler oldu. Voleybolda da çok yetenekli olanlar var daha erken bir dönemde sporla tanışsalardı çok iyi voleybolcu olacak, çok iyi takımlarda oynayacak kişiler var aralarında." diyor.

13.JPG

Suat Hoca'nın bahsettiği bastonuyla vuruş yapan o kadın, Cennet Yavuz. Hayatında ilk kez golf oynadığını ve topa güzel vurduğunu söyleyen Cennet Hanım, kendileri için geç olsa da, gençlerin spor yapmaya devam etmesi gerektiğini söylüyor.

14.JPG

Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Kızı Ayşe Su'nun çim hokeyi ekibinde olduğunu, kendisinin de golfu çok sevdiğini anlatan iki çocuk annesi Döndü Güneş ise duygularını şöyle anlatıyor:

‘İki kızım var. Küçük kızım Ayşe Su çim hokeyinde, ben de golfu seviyorum. Uzakta bir delik var. Onun içine topu sopayla vuruyorsun, gönderiyorsun. Severek yapıyoruz. İsteyerek severek çocuklarıma dayanak olmaya çalışıyorum. Daha evvel çocukluğumuzda biz yaşamadık, çocuklarımız yaşasın diye onlara dayanak oluyoruz. 2016 yılından bu yana Suat Hocanın sayesinde Allah razı olsun, çocuklarımızın elinden tuttu… Koyuna gidiyoruz, kekiğe gidiyoruz, tütün kırıyoruz. Çocuğumun elinden bir tutan olduğu için seviniyorum."

15.jpgHem hokey hem de golf oynayan Nazlı Atik adlı öğrenci ise, Suat Arı hocaları sayesinde sporla tanıştıklarını söylüyor: "İki yıllık hokey oyuncusuyum. Bir yıl önce de golf oynamaya başladım. İki spor dalını da çok seviyorum. Bize öğrettiği sporlar için de Suat Arı hocamıza çok teşekkür ediyorum."

23.jpg

Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Eziler köyünde Türkiye'de bir ilk olacak veteran hokey takımı kurmayı planladığını da söyleyen Suat Arı, bunun için köyde erkek ve kadın takımlarının da hazır olduğunu söylüyor. Veteran takımın, daha önce sporla tanışmış ve sonra uzaklaşmış ya da sporla geç tanışmış 45-50 yaş üstü insanlardan kurulu takımlar olduğu bilgisini veren Arı; velilerin kendisine sık sık "Biz de çocuklar gibi il dışında müsabakalara ne zaman katılacağız" diye sorduklarını söylüyor: "Ama şu anda rakibimiz yok. Türkiye'nin herhangi bir ilinde bir veteran takımı çıksa, müsabakalara hemen katılabiliriz."

cennet yavuz.jpg

Suat Arı'nın henüz gerçekleşmemiş bir hayali daha var: Güney ilçesindeki bütün köylerde sporcular yetiştirip, köy olimpiyatları düzenlemek. Diğer köylülerin bu konuda çok istekli olduğunu söylüyor. Bu hayalini gerçekleştirmek için de şimdiden girişimlerini sürdürüyor, Milli Eğitim Bakanlığı'nın da bu konuda kendisini desteklediğini belirtiyor. Hatta ilçenin yetkilileri Suat Arı'yı spor müdürü yaparak, diğer köylerin de elinden tutmasını istiyor. Ne demeli: Azmin elinden ne kurtulur ki? © The Independentturkish

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.