AYM Kavala'ya yönelik ret kararı gerekçesini açıkladı

AYM Kavala'ya yönelik ret kararı gerekçesini açıkladı

AYM tutuklu Osman Kavala'nın başvurusunu reddetme gerekçesini açıkladı. Mahkeme, sanığın kaçma şüphesinin bulunduğuna dikkat çekti. Karşı oy veren AYM Başkanı ise "Gezi olaylarına katılmak tek başına suç değildir" dedi.

Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı protestolarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın bireysel "hak ihlali" başvurusuna ilişkin ret kararının gerekçesini açıkladı.

Mahkeme, gerekçeli kararında "Başvurucunun tutuklanmasına karar verilen suçlar, Türk hukuk sistemi içinde ağır cezai yaptırımlar öngörülen suç tipleri arasında olup, isnat edilen suça ilişkin olarak kanunda öngörülen cezanın ağırlığı kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biridir" değerlendirmesinde bulundu. 

Yüksek mahkeme, Kavala'nın tutuklama kararında, Gezi olaylarının yöneticisi ve organizatörü olduğu, eyleme katılan kişilere maddi yardımda bulunduğu, ayrıca 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katıldığı yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunun ileri sürüldüğü belirtti.

"Kişi hürriyeti ve güvenliği ihlal edilmiyor"

Mahkeme kararında "Tutuklama kararının verildiği andaki genel koşullar, somut olayın özel koşulları ve Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde, başvurucu yönünden dayanılan tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu değerlendirilmiştir." denildi.

Anayasa Mahkemesi 22 Mayıs’ta açıklanan kararda "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlanan Osman Kavala'nın tutukluluğunun hukuka uygun olduğu gerekçesiyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmediğine hükmetmişti. Karar, 5'e karşı 10 oyla oy çokluğu ile alındı.

Mahkeme ayrıca Kavala'nın soruşturma dosyasına erişiminin kısıtlandığı yönündeki iddiaların da dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermişti.

"Tutukluluk için delillerin yeterli düzeyde toplanmış olması gerekmiyor"

"Başlangıçtaki bir tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunun tüm delilleriyle birlikte ortaya konması her zaman mümkün olmayabileceğini” belirten AYM, "tutmanın bir amacı da kişi hakkındaki şüpheleri teyit etmek veya çürütmek suretiyle ceza soruşturmasını ve/veya kovuşturmasını ilerletmektir. Bu nedenle yakalama veya tutuklama anında delillerin yeterli düzeyde toplanmış olması mutlaka gerekli değildir" tespitinde bulundu.

"Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, adli makamlar ve güvenlik görevlilerinin suçlarla etkili bir şekilde mücadelesini aşırı derecede güçleştirmeye neden olabilecek şekilde yorumlanmaması" gerektiğini savunan mahkeme tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu sonucuna vardı.

AYM Başkanı Arslan'dan karşı oy

Karara muhalefet eden 5 üye arasında bulunan mahkeme başkanı Zühtü Aslan, tutuklama gerekçesi olarak ortaya konan olayların suç teşkil eden boyutu ile başvurucu arasındaki ilişkiyi gösteren kuvvetli belirtilerin ortaya konmadığı yorumunda bulundu.

Gezi Parkı eylemlerinin kamuoyunda iki farklı şekilde nitelendirildiğine dikkat çeken Arslan bazı kesimlerin eylemleri "çevreci duyarlılıkla başlayan ve daha sonra birçok alanda hükümet politikalarını eleştiren gösteriler" olarak nitelendirirken, başka bir kesimin de "yerleri değiştirilen ağaçlar bahane edilerek başlatılan hükümete karşı yurt dışı destekli bir kalkışma" olarak nitelendirdiğini aktardı. Arslan, "Anayasa Mahkemesinin görevi bu nitelendirmelerden birini kabul etmek değildir.” dedi.

Arslan karşı oy yazısında, Gezi Parkı eylemlerine katılmış ve desteklemiş olmanın, tek başna suç işlendiğinin bir belirtisi olarak kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Arslan karşı oy yazısında, "Barışçıl olmak kaydıyla herkesin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir, gösterilere katılabilir ve gösterilerin yaygınlaştırılmasını isteyebilir. Burada temel mesele, başvurucunun şiddet içeren eylemlerle ilgisinin somut olgularla gösterilmesidir." ifadesini kullandı.

Arslan ayrıca, Osman Kavala'nın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen delillerin ilk soruşturma dosyasında yer aldığını ancak bu soruşturma dosyası kapsamında başvurucu hakkında gözaltı, tutuklama tedbirlerine başvurulmadığı ve ifadesinin alınmadığını belirtti.

Arslan, "Başvurucunun tutuklanmasına neden olarak gösterilen temel delillerin neredeyse tamamı zaten ilk soruşturma dosyasında bulunan delillerdir. Soruşturma makamları kayda değer yeni bir delil ortaya koymadan başvurucunun aradan dört yılı aşkın bir süre geçtikten sonra tutuklanmasının neden gerekli olduğunu gösterebilmiş değillerdir" yorumunda bulundu.

Arslan karşı oy gerekçesinde açıkladığı nedenlerle tutuklamanın hukuka aykırı olduğunu savundu.

AYM Başkanvekili Engin Yıldırım da karşı oy yazısında "Soruşturma makamlarının suç işlendiğine dair kuvvetli belirtileri somut olgularla ortaya koymadan başvurucu hakkında tutuklama tedbirine başvurdukları düşünülmektedir" ifadesini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.