HAKKARİ OBJEKTİF HABER

CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve Hakkari Kadın Kolları Başkanı Suzan Duran Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu ve 1 Ağustos 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

'Bugün sözleşmenin 8. yıl dönümünü kutlamamız gerekirken, yeniden uygulanması için hukuki ve siyasi mücadele veriyoruz' diyen Duran, verdikleri hak mücadelesinin Cumhuriyet tarihine geçtiğini savundu.

Kadınlar için Can simidi olan İstanbul Sözleşmesinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile fesh edildiğini belirten Duran, milyonlarca kadının eşitlik ve yaşam hakkının güvencesi olan sözleşmeden çıkılmasını kabul edilemez olduğunu kaydetti.

CHP'li kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı yurdun dört bir yanında alanlara çıktıklarını “Kadınlar 1’den büyüktür” diyerek karara tepki gösterdiklerini söyleyen Duran, kararın iptali için verdikleri hukuk mücadelesinden sonuç alamadık dedi. 

İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için mücadelelerinin sürdüğünün altını çizen Duran, “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sözleşmeden çekilmenin, Anayasa’daki eşitlik ilkesinden vazgeçildiği ve kadınların canıyla oynamak anlamına geleceğini dile getiren Duran, Danıştay'ın konu ile ilgili aldığı kararı eleştirdi. 

'Biz kadınlar, yaşam hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz' diyen Duran, hukukun üstünlüğünden yana tavır almaya devam edecekleri mesajını verdi.

Duran açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

"Biz kadınlar, direniş destanı yazmaya devam edeceğiz! Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Az kaldı… İktidara geldiğimizde ilk 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe sokacağız. Tüm hükümlerini uygulayarak kadına ve çocuğa yönelik şiddet ile kadın cinayetlerinin nasıl durdurulacağını göstereceğiz. Eşitlikçi bakış açımızı hayata geçirerek, kız kardeşlerimizin canice katledilmesine, kadın katillerinin cezasızlıkla
ödüllendirilmesine geçit vermeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’ndan da kazanılmış haklarımızdan da asla vazgeçmiyoruz. Bu haklar bizim can simidimizdir"