Temelli: 2 bin HDP'li gözaltına alındı!

Temelli: 2 bin HDP'li gözaltına alındı!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Her sabah kalkalım, belli sayıda HDP'liyi gözaltına alalım. Her ay ortalama 500 kişiye Erdoğan'a hakaretten dava açılıyor.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, gündemdeki konulara dair değerlendirmelerde bulundu. Temelli, TOKİ işçilerinin yaşadığı mağduriyete değindi. Temelli, “Ücret gaspı konusunda bir araştırma başlattık. En kısa zamanda bunun sonuçlarını paylaşacağız. Türkiye’de çalışan insanların ücreti gasp ediliyor” dedi.

AK Parti’nin iktidarda olmasının bedelini bütün toplumun adaletsizlikle ödediğini belirten Temelli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

 En son Lice katliamı davasının sanığı ödüllendirildi. 2 bin HDP’li gözaltına alındı. Ayda ortalama 180 kişi gözaltına alınıyor. Her sabah kalkalım, belli sayıda HDP’liyi gözaltına alalım. Her ay ortalama 500 kişiye Erdoğan’a hakaretten dava açılıyor. Çok alıngan. Çünkü korkuyor. 2 bin 500’ün üzerinde imza verilen barış bildirisi yine Erdoğan’ın talimatıyla cezalandırılıyor. Cizre bir hakikattir diyen Şebnem Korur Fincancı cezalandırıldı. Saymakla bitmeyecek kadar Türkiye toplumunun yüz akı hocamız cezalandırıldı. Neden, çünkü barış istediler.

Özgürlük ve demokrasi platformları olması gereken üniversitede şair Ahmet Telli saldırıya maruz kalıyor. Korkmuyoruz, baş eğmeyeceğiz, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. İşte Türkiye’de adalet meselesinin fotoğrafı budur. Tam da hocalarımızın ceza aldığı günde, Habur Sınır Kapısı’nda teslim olan ‘mavi kategori’de yer alan IŞİD’li adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Barış isteyene, demokrasi isteyene zulüm IŞİD’liye mükafat.

En son Lice Katliamı davasının sanığı ödüllendirildi. 2 bin HDP’li gözaltına alındı. Ayda ortalama 180 kişi gözaltına alınıyor. Her sabah kalkalım, belli sayıda HDP’liyi gözaltına alalım. Her ay ortalama 500 kişiye Erdoğan’a hakaretten dava açılıyor. Çok alıngan. Çünkü korkuyor. 2 bin 500’ün üzerinde imza verilen barış bildirisi yine Erdoğan’ın talimatıyla cezalandırılıyor. Cizre bir hakikattir diyen Şebnem Korur Fincancı cezalandırıldı. Saymakla bitmeyecek kadar Türkiye toplumunun yüz akı hocamız cezalandırıldı. Neden, çünkü barış istediler.

 Maraş Valiliği katliamın yıl dönümünde yapılacak bütün etkinlikleri yasakladı. Adaletsizlikte süreklilik esastır. Adaletsizlik sürüyor. Bir başka hukuksuzluk Demirtaş hakkında verilen AİHM kararının uygulanmaması oldu. AİHM kararı bekletilirken yüksek yargı alelacele karar verdi. Türkiye bugün ya tecrit ya demokrasi ikilemindedir. Demokrasi demek bu tecrit anlayışının yıkılması demektir. Gelin bu tecrite karşı yan yana gelelim. Bu konu sadece Kürt meselesine dair değil. Bu tecrit demokrasi yolundaki bütün kanalları tıkamaktadır. Gelin bu tecrite son verin. Bu zorbalığı bitirin. Bu gün sevgili Leyla Güven’in açlık grevindeki 48. günü. Leyla Güven onurumuzdur. 48 gündür bu ülkeye çağrı yapıyoruz. Diyoruz ki; bu hakikatin sesine kulak verin. Ama maalesef hâlâ bu konuda Türkiye muhalefeti, toplumsal muhalefet duymuyor görmüyor. Birçok cezaevinde dönüşümsüz açlık grevleri başladı. Bir an önce Sayın Öcalan’ın avukatları İmralı’ya gitmelidir. Aksi taktirde Türkiye bir kez daha telafisi olmayan acılarla karşı karşıya kalacaktır.

Türkiye’de 200’ü aşkın gazeteci tutuklu. O yetmedi sıra sanatçılara geldi. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, görüşleri nedeniyle savcının karşısına çıkarıldı. Bu ülkede haberler de tutuklu. Aladağ yangını, işçilerin isyanı, Gebze’deki viyadükte yaşananlar, şüpheli asker ölümler, Ankara’daki tren kazası. Bunların hepsi yasaklı. TİP milletvekili Barış Atay’In ‘Diktatör’ isimli oyunu yasaklandı. Diktatörlüğe dair her şeyi yapıyor ama diktatör denmesin istiyor. Ne diyeceğiz sana demokrasi havarisi misin? Sen diktatörlük heveslisisin. Biz de sana diktatör diyeceğiz.

Bir kaç gün sonra 34 kişinin öldüğü Roboski’nin yıldönümü. Kürt oldukları için öldüler. Failler cezalandırılmadı ama Roboski’nin hesabını soranlar tutuklandı. Roboski anıtı yıkıldı. Roboski davasını takip eden Tahir Elçi katledildi. Bunun da hesabını soracağız. Ferhat Encü’nün dediği gibi; unutursak kalbimiz kurusun. Sakarya’da bir baba Kürtçe konuştuğu için oğluyla öldürüldü. Bu insanlar Kürt oldukları için öldürüldü. Cevap budur: Evet Kürdüz. Bu suçların ortaya çıkmasının nedeni bireysel değildir. Bunun nedeni bu iktidarın sürdürdüğü Kürt düşmanlığıdır. Bu iktidarın sürdürdüğü savaş politikalarıdır. Şimdi yine savaş tamtamlarını çalıyorlar.

Bütün dış güçler Suriye’den çekilmelidir. Orada siyasi çözümün yolu açılmalıdır. Bunun formülü Suriye halklarının bir araya gelerek, ortak çözümü yaratmasıdır. Çözümsüzlüğünüzü Rojava’ya da taşımayın. Bize düşen bu siyasi çözüme destek vermektir. Rojava neden bu kadar hedefte? Neden Rojava’yı düşmanlaştırıyorlar? Rojava Suriye içinde öyle herhangi bir yer değil. Rojava Ortadoğu’da inşa edilmek istenen rejime en güçlü itirazın yükseldiği, başka bir yaşam umudunun hayata geçirildiği yerdir. O yüzden Rojava’yı boğmaya, bu umudu öldürmeye çalışıyorlar. Buna izin vermemeliyiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.