Rektör Pakiş ve Prof. Dr. Sırma ile söyleşi

Rektör Pakiş ve Prof. Dr. Sırma ile söyleşi

Hakkari üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş ve Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ile söyleşi.

RÖPORTAJ / HACI TANSU

Hakkari Objektif Haber olarak, ilimiz ile ilgili bütün gelişmeleri yerinde ve zamanında takip edip halkımızın gözü kulağı olmaya devam ediyoruz.

Cumhurbaşkanlığı tarafından 2019 yılını Prof.Dr Fuat Sezgin yılı ilan edildiğinden, Türkiye’nin her yerinde Fuat Sezgin konferansları verilmeye başlandı. Bu bağlamda Hakkari Üniversitesi  de Rrof. Dr. Fuat Sezgin konferansı düzenledi.

Rektörlük binası konferans salonunda moderatörlüğünü Rektör Prof.Dr.Ömer Pakiş yaptığı panele Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Dr. Cemalletin Erdemci, Prof. Dr. Gassan Mortada ve Doç. Dr. Fadıl Ayağan konuşmacı olarak katıldı.

Söyleşimize Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Pakiş ile başlıyoruz.ile başlıyoruz.

"Sayin rektörüm Hakkari Üniversitesi son bir yılda atağa geçti, hem fiziki yapının iyileştirilmesi, hem de konferans ve çalıştayların düzenlendiğine şahit oluyoruz. Bu hususta detayları sizden alabilir miyiz?

Prof.Dr.Ömer Pakiş: Teşekkür ediyorum. Sayın hocamız buradayken özellikle İhsan Süreyya Sırma hocamıza, ülkemizin ve İslam coğrafyamızın bir değeri olan İhsan Süreyya hocamıza çok teşekkür ediyorum. Bizleri kırmadılar, bu senenin Prof.Dr.Fuat Sezgin yılı olması münasebetiyle uzun süredir böyle bir konferans düzenlemek istiyorduk. Hocalarımz ile görüştük. Konferansımıza  Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanımız ve Rektör yardımcımız Prof.Dr.Cemalettin Erdemir hocamız, Arap Dili Edebiyatı bölümü Prof. Dr. Gassan Mortada hocamız, İlahiyat fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Fadıl A hocamız konferansımıza teşrif etiler. Katılımcı hocalarımıza çok teşekkür ediyorum.

Sayın Rektörüm Üniversite söz konusu olduğunda ilk akla gelen kampüs ve fiziki yapıdır. Şu anda inşaat süreci ve fiziki yapının tamamlanmasına yönelik çalışmalar nasıl gidiyor?

Sayın Tansu, malum üniversitelerin kuruluş süreci biraz uzun sürüyor. Bir kere onu peşinen kabul etmemiz gerekiyor. Bazı yerlerde iş yapmak kısa sürebilir ancak bazı yerlerde iş yapmak ciddi anlamda uzaya bilir. Bölgenin mevsim durumuna, coğrafik yapısına, çalışma şartlarına ve merkeze uzaklığına göre göre biraz daha uzun sürebilir.

Hakkari Üniversitesi olarak hamdolsun şu anda birinci etap ve ikinci etap çok çok iyi gidiyoruz. Aşağı yukarı bu sene 2020 eğitim öğretim yılının Eylül Ekim aylarına doğru birinci ve ikinci etaplarımızı tamamını bitirmiş olacağız.

Üniversitemizin fiziki yapı ve mekan ile ilgili sorunlarımızı bir an önce bitirmek istiyoruz. Bunu da elimizden geldiğince daha hızlı gelişmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu noktada iyi bir aşama kaydettik. Ama yeterli mi, yeterli değil.

Sayın Hocam Hakkari Üniversitesi bünyesinde hangi fakülteler ve hangi bölümler mevcuttur?

Üniversiteler dinamik kurumlardır. Sürekli gelişen kurumlar. Şimdi Hakkari Üniversitesi olarak Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi olmak üzere beş fakülte, Çölemerik Myo, Yüksekova Myo ve Sağlık Meslek Yüksekokulu olarak üç meslek yüksek okulu, bir Yabancı Diller Yüksekokulu, sosyal bilimler ve fen bilimler enstitülerimiz var. Ayrıca dört araştırma ve uygulama merkezlerimiz mevcuttur.

Sayın Rektörüm fakülte veya bölümler açılacak mı, açılırsa ilimize ve üniversitemize artı neyi sağlayacak.

Az önce de ifade ettiğim gibi üniversitelerin kuruluş aşaması biraz zaman alıyor ve bizim de biraz zamana ihtiyacımız var. Malum hem üniversitelerin kendi birimlerini kurmaları ve kurumsallaştırmaları, hem de bulundukları bölge ile sosyal kültürel çevre ile ciddi bir diyalog kurmaları ve birbiri ile etkileşim içerisinde irtibata geçmeleri biraz zaman alıyor. Ben de bütün akademik ve idari kadrom ile kısa sürede başarabileceğime inanıyorum.

Üniversiteler bulunduğu bölgelere bir kalite, beşeri sermaye konusunda kalite getirmesi gerekiyor. Sağlık Bilimleri Enstitüsünü kurmak sureti ile süreci hem ön lisans programları, hem lisans programları hem de lisansüstü programlar olarak ciddi çalışmalara giriyoruz. Böylece ön lisanstan başlayarak sağlık alanında lisans üstü programlarla taçlandırdığımız zaman işte o zaman Hakkari’mize  sağlık ile ilgili iyi bir vizyon kazandırabileceğimizi ve beşeri sermayemizi bu konuda iyi bir noktaya getirebileceğimize inanıyoruz. 

Benim sağlık ile ilgili sağlık meslek yüksekokulu için söylediklerim diğer fakültelerimiz için de geçerlidir.

Malum Hakkari de ciddi bir ev sıkıntısı var ve öğrencilerin yer bulma problemi var. Bu konuda bir çalışmanız var mı?

Evet bu konu ile ilgili çalışmalarımız var ve ciddi bir mesafe aldık. Ankara’da KYK Genel Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor Bakanlığımızın yetkilileri ile çok yoğun görüşmelerimiz devam etmektedir. Yurt kapasitemizi, aşağı yukarı bizim öğrencilerimizin üçte ikilik kısmına yetecek seviyeye getirmeye çalışıyoruz. Kısa sürede bu anlamda yeni çözümlerimiz de olacak. Bakın merkezde Merzan mahallesinde yeni bir yurt yapılmak üzere ihale yapıldı. Bunu kısa sürede inşallah bitiririz.

Hocam bu dedikleriniz şu anlama mı geliyor. Üniversitenin fiziki yapısı tamamlanması ile eş zamanlı dönemde öğrenci yurtlarının da yapılacağını mı söylemek istiyorsunuz?

Evet, Bizim Zeynel Bey yerleşkemizde en güzel yerimizi, 20 bin metrekarelik yerimizi KYK Genel Müdürlüğüne tahsis ettik. Bakan yardımcımız Sayın Mehmet Sinan Aksu ile bu hafta çok verimli bir görüşmemiz oldu. Öyle umut ediyoruz ki Zeynel Bey yerleşkemizde yapılacak olan yurtların yapım işi için çalışmalarımızı bitirip kış aylarında ihale aşamamızı tamamlar, ilimizde inşaat sezonunun başlamasıyla birlikte yurtlarımızın yapımına başlayacağız.

Bu hafta yapılan konferansa dönmek istiyorum. Malum Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2019 yılı Prof. Dr. Fuat Sezgin yılı ilan edildi. Bununla ilgili Türkiye’nin değişik yerlerinde konferanslar düzenleniyor. Bu bağlamda Üniversitemiz de Frof. Dr. Fuat Sezgin konferansı düzenlendi. Bizi bu konuda aydınlatır mısınız?

Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamızı en iyi anlayan ve anlatan insanlardan bir tanesi Sayın Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma hocamızdır.  Bu nedenle yaptığımız bu konferansa özellikle Prof.Dr.İhsan Süreyya Sırma hocamızı davet ettik. Değerli hocamızdan Merhum Fuat Sezgin hocamızı dinlemek istedik. Şunu da belirtmek istiyorum, konferansa gelen öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum. Bizlere çok sabrettiler. Ben öğrencilerime bu güne kadar istediğim düzeyde konferanslar dizisini gerçekleştiremedim. Ama artık bir yerimiz, konferans salonumuz var.

Bundan sonraki süreçte her hafta bir konferans şeklinde programlar gerçekleştirmeye çalışacağız.

Bu bağlamda Ülkemizin, yakından tanıdığı bilim adamlarını, Akademisyenleri, hocaları öğrencilerimize ve ilimize bir şeyler katacak isimleri üniversitemizde ağırlayacağız. Malum bütün öğrencilerimizi bire bir ülkemizin farklı yerlerine götürme şansımız yok. Bu nedenle üniversitemiz bünyesinde  konferanslar dizisini oturtacağız. 

Tansu bey biz öğretim elemanlarımız ile birlikte başka üniversitelerle o kadar ciddi projeler geliştiriyoruz ki, üniversitemizin gelişimi için öğretim elemanlarımızla yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Öğrencilerimizin diğer üniversitelerle ortak projelerde çalışma ve çeşitli programlar yürütmeleri için teşvik ediyoruz. Ortak çalışma ve geliştirmeyi üniversite olarak bir politika haline getirdik.

Akademik ve idari bir kadro ile Kuzey Irak’a gittiniz. Orada farklı illerde üniversitelerde bazı çalışmalar yaptınız. Üniversiteler arası işbirliği mi olacak. Orada ne gibi çalışmalar yürüttünüz?

Hakkarimizi çok önemli bir özelliği var. İki ayrı ülkeye komşuyuz. Ama maalesef biz şimdiye kadar sınır ili olma avantajından istifade edemedik. Üniversite olarak fiziki yapı ve mekan problemini çözdükçe İran ve Irak ile görüşmeler yapmak sureti ile özellikle lisans üstü programlarımızla bazı adımlar atacağız. Mühendislik fakültesinde, İktisadi ve idari Bilimler fakültemizde, Eğitim Fakültemizde birkaç programımız olacak. Böylece hem İran’dan hem de Irak’tan istediğimiz kadar öğrenci getirebileceğiz. Bunda başarılı olacağımıza inanıyorum çünkü bizim çok genç, dinamik, kaliteli öğretim üyesi kadromuz var. Kadromuzu biraz daha güçlendirmek sureti ile çok iyi çalışmalara imza atacağız.

Bu vesile ile ben buradan Ankara'da ki büyüklerimize de çok teşekkür ediyorum. Biz Hakkari üniversitesi adına hangi kapıyı çaldıysak bütün kapılar bize sonuna kadar açıldı. Ben herkese çok teşekkür ediyorum.

Özellikle de Hakkari insanına çok çok teşekkür ediyorum.

Hakkari halkı bize çok katlandılar. Üniversitemizi kurma noktasında farklı sebeplerden epeyce geç kaldık. Hakkari de yaşayan her kesin bu üniversite de hakkı olduğuna inanıyorum. İnşallah çok kısa sürede Hakkari insanımızın beklediği, umut ettiği noktaya getireceğiz.

Bu hafta ve daha önceleri yapılan konferanslar benzeri faaliyetler devam edecek mi?

Şu kadarını söyleyeyim, bakın Zap Havzası Uleması Uluslararası sempozyumunu biz bir marka haline getirdik. Her sene geleneksel olarak devam edecek. Önümüzdeki senenin ana teması, “ tabi değerli hocamız Prof.Dr.İhsan Süreyya Sırma’yı burada bulmuşken” “Kültürel Miras ve Sözlü Gelenek” temasıyla konferans dizimize devam edeceğiz. Bu konuda sözü olan, bir şeyler söyleyecek ve katacak olan her kesi biz üniversitemizde ağırlayacağız. İlimiz için bundan da çok faydalı şeyler çıkarabileceğimize inanıyorum.

Meydan Medresesini çeşitli alanların sergilendiği bir müze haline getiriyoruz.

Tansu bey bakın hep üniversitenin fiziki yapısından bahsediyoruz ama bizim Hakkari de en önemli sosyal sorumluluk projemiz, Hakkari’mizin geçmişinde çok önemli bir yeri olan Meydan Medresemizi o kadar güzel bir noktaya getirdik ki, Allah’ın izni ile çok küçük bazı dokunuşlarla kent müzesini, şehir arşivini, etnografya müzesini burada oluşturmaya çalışıyoruz.

Bu konuda Sayın Valimiz İdris Aakbıyık beyefendiye teşekkür ediyorum. Sayın valimiz bu projede sonuna kadar bize destek oldular.

Meydan medresemizi kent müzesi olarak açtığımız zaman, bizim Hakkari insanımıza ve ilimize teşrif eden misafirlerimize çok güzel hizmetler vereceğiz.

Elbette sadece bu kadar değil. Biz Hakkari de Biyoloji  Anabilim Dalında yüksek lisans programını kurduk. Hakkari bölgemizin biyolojik çeşitliliği ile ilgili bütün verileri bir araya getirmek istiyoruz. Ve Medrese de Hakkari bölgesi ile ilgili Biyolojik çeşitliliğini yansıtan bir müze de kurmak istiyoruz. Bu müzeyi ziyaret edecek olan insanımız, bölgemizde Hakkari coğrafyamızda hangi tür hayvanların yaşadığını ve hangi tür bitkilerin olduğunu çok rahat bir şekilde görebilecek. Yani biz hiç durmadan koyduğumuz taşın üzerine yeni bir taş daha koyarak üniversitemizi büyütmeye çalışacağız.

İzninizle konferansımızın konuğu olan Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma ile devam etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum. Hocam varken benim söyleyecek sözüm yok.  “ Su bulundu, teyemmümle abdest bozuldu” Değerli hocamız Prof.Dr.İhsan Süreyya Sırma ya bizleri kırmayıp buralara kadar geldiği için şükranlarımı sunuyorum.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma

Değerli hocam öncelikle Hakkariobjektifhaber olarak sizleri Hakkari de görmekten, Hakkari’ye teşriflerinizden son derece mutluyuz. İlimize hoşgeldiniz.

Biz öncelikle sizleri tanımak istiyoruz. Okurlarımıza kendinizden kısaca bahseder misiniz.

(Prof.Dr.İhsan Süreyya Sırma öylesine mütevazi biri ki, sanki karşınızda bir bilim adamı, tarihçi, araştırmacı, yazar, ilahiyatçı, Dünyanın bir çok dilini konuşan, Profesörlük unvanı almış biri değil de, oldukça yalın, sade, insancıl, neşeli bir dostunuz var gibi)

Estağfurullah, benim tanınmam o kadar önemli değil. Ben Siirt’in Pervari kazası sizin gibi Doğulu birisiyim. İlkokulda Türkçe öğrendim, ortaokul da üzerine İngilizce ekledik, sonra Arapça ekledik, sonra Fransa’ya gittim Fransızca öğrendim. 

Bütün bunları niçin söylüyorum? Çünkü ben Hakkari’nin değil sadece, bizim bu yörenin eski ilim adamlarını bakınca utanıyorum. Niye utanıyorum? Onlar bizim gibi bu imkânlara sahip olsalardı çok şey yaparlardı.  Onlar imkansızlıklar içerisinde büyük büyük eserler yapmışlar.

Değerli hocam Hakkari Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.Ömer Pakiş hocamızın daveti üzerine Hakkari ye geldiniz. Hakkari üniversitesi ve Rektör hocamız ile ilgili kısa bir değerlendirmenizi rica ediyorum.

Değerli Tansu kardeşim “El Mekan û Bil Mekan” diye bir tabir vardır. Bir mekan orada yaşayanlarla önemlidir.  Eğer bir Alim olursa etrafında Alim yetişir. Eğer bir cani olursa etrafında cani yetişir. O bakımdan Ömer hocama Allah selamet versin. Ömer hoca Hakkari için bir şanstır çünkü hem yörenin çocuğudur. Hem Kürtçe biliyor, hem Arapça biliyor, hem batı dili biliyor. Ve bundan istifade etmekte fayda vardır.

Hocam birkaç gündür Hakkari’de siniz Hakkari de bulunma sebebinizden bahseder misiniz?

Hakkari ye her seferinde farklı sebeplerle geliyorum. Bundan yaklaşık yirmi sene önce ilk defa seyahat amacıyla gelmiştim. O zamanlar sadece Şemdinli Nehri de bulunan Seyyid Taha-i Hakkari ye gittik. Doğrusu o zamanlar pek imkânımız olmadı gezmeye. Sonrasında birkaç konferans vesilesi ile geldim.

Bu sefer de Allah rahmet eylesin, dünya çapında biri, merhum hocamız Prof.Dr.Fuat Sezgin vesile oldu.

Kıymetli Hocam hakkında en iyi bilgiye sahip biri olarak,  Prof.Dr.Fuat Sezgin hoca kimdir, bize biraz anlatır mısınız?

Evet, Prof.Dr.Fuat Sezgin'de bu yörenin insanıdır. Siirt’in Şirvan kazası Kelmiğ köyündendir. Prof. Dr. Fuat Sezgin hocanın en önemli farkı ve Fuat hoca şunu anladı. Bu Müslümanlar bir zamanlar Dünyanın ilimde zirvesindeyken şimdi niye perişan oldular. Bunu kafaya koydu ve şu neticeye vardı “İLİM.”

Onun için kütüphaneye kapandı yüzlerce kitap yazdı. Çok sayıda dil öğrendi. (28 dil)  Öyle bir şey yaptı ki bizi Serfıraz ( başı dik ) yaptı. Şimdiye kadar bize şunu diyorlardı. “Ya Müslümanlarda bilim yok, ilim yok” ama Fuat hoca çıkınca onu gösteriyordu. 

Her dilde onlara cevap veriyordu.

Şunu söylemek istiyorum, o şartlarda Fuat hoca yetiştiyse, bu günkü şartlarda bizim hocalarımızın daha çok gayret göstermeleri lazım. Tabi bu fedakârlığa bağlıdır. Özellikle gençlere seslenmek istiyorum, televizyonlara akıllı telefonlara fazla zaman ayırmasınlar. Çünkü bunlar afyon gibi şeylerdir, ciddi bağımlılık yapıyor ve bir bakıyorsunuz ki kaç saat geçmiş.

Siz Hakkarililer çok şanslısınız. Allah size o kadar çok güzel şey vermiş ki, insan vakit bulamıyor hepsini görmeye.  İnşallah bir daha gelirsem daha çok gezmek ve görmek isterim. Zap vadisini gezeyim, dağları gezeyim. Hakkari’yi soluyayım, güzel dağ havasını içime çekeyim.

Kıymetli Hocam Hakkari için şimdi ne yapmak isterdiniz?

Ben Hakkari için çok şey yapmak istiyorum. Bunun için de her seferinde geliyorum. Gençlerle bir araya gelip kendilerini, anlatmaya çalışıyorum. Ayrıca Zap vadisi ve Sümbül dağı kitabını yazmak isterim.

Hocam dünkü konferansınızda küçük bir anekdot geçtiniz. Dediniz ki Dünyanın en güzel Kuran okuyan adamı Abdulbasid Abdussamed Hakkari’li dir. Şeklinde bir ifade kullandınız. Bu da bizi biraz heyecanlandırdı. Bize biraz bundan bahsedermisiniz.

Elbette, Ben uzun yıllar Avrupa da kaldıktan sonra araştırmalarım için İstanbul’a gelmiştim. Süleymaniye kütüphanesinde her zaman bir çok araştırmacı oluyor. Ben de orada bir takım araştırmalar yaparken bir Yemenli araştırmacı ile karşılaştım. Yemenli ye sordum sen ne araştırıyorsun. Ben dedi Abdulbasid Abdussamedin hayatını araştırıyorum. Biraz sohbet edince sen de Kürtsün değilmi, evet Kürdüm dedim. Sen , dedi Abdulbasid Abdussamedin Hakkari’li bir Kürt olduğunu biliyormusun? Yok dedim bilmiyorum.

Bunu üzerinde Yemenli bana şunları söyledi. Abdulbasid Abdussamedin dedeleri Hakkari bölgesinden Mısıra göç etmişler.

Sayın hocam malumunuz, geçmişte Hakkari de çok sayıda ilim adamı ve meşhurlar yetişmiştir. Bu konuda İlimde ve bilimde bir yere gelmiş Hakkari’liler kimlerdir?

Hacı kardeşim biliyorsunuz ki benim alanım Tarih. Tarihçilerden ziyade Hakkari ve bölgesinde çok büyük Alimler, edipler yaşamış. Edip ne demek, Alimler, yazarlar, Şairler. Muazzam Kürtçe divanlar vardır. Son yıllarda İstanbul da bir yayın evi bu divanların çoğunu neşretti.

 Örneğin Feqye Teyran, Mela Hüseyine Bateyi gibi bilginlerin eserleri günümüze kazandırıldı. Hakkari ve Siirt bölgesinde bu alanda çalışan arkadaşlar var.

Kıymetli hocam biraz geçmiş bir konu ama, o zaman da sizin bir yazınızdan güzel bir ilham aldık. Hakkari’nin il ilçe meselesi döneminde sizin bir yazınızı basında gördük. Bu yazınız ciddi anlamda etkili oldu. Size minnet borçluyuz.

Estağfurullah ben görevimi yaptım. Ben bunu görev bildim. Ve bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledim. Sağ olsunlar bizi dinlediler. Çünkü dedim bu konu da hakkımız var, hakkımızı helal etmeyiz dedim. Allah razı olsun sonradan o projeyi durdurdular.

Sayın hocam çok sayıda kitaplarınız var. Bu eserlerinizin içerisinde “Nehirlerin Dili ve Dağların Sırrı” kitaplarınızdan söz eder misiniz?

Efendim bu nasıl başladı. Ben doğayı seviyorum senin gibi. Yaklaşık yirmi yıl önce benim bir öğrencim Nehir diye bir dergi çıkardı. O sıralar bana geldi, hocam nehirlerle ilgili bir yazı yazar mısınız dedi. Ancak o zaman kadar nehirlerle ilgili bir yazı yazmamıştım. Sonra düşündüm, aklıma Siirt Pervari yöresinde o dönemde okuyan Feqiler (medrese talebesi) aklıma geldi. Ve Dicle mağaralarını yazdım ilk defa. Çünkü Pervari de gördüğüm o mağaralarda talebeler tedrisdat yapıyorlardı. O bana ilham verdi. Dicle mağaralarını yazdım ve o artık devam etti.

Artık Zap nehrini ve Zap vadisini yazmanın zamanı geldi sanırım.

Hocam tebessüm ediyor.”  Evet, aslında daha önce birkaç kez Zap’ı yazdım ama yayınlamadım. Lakin Zap’a ve güzelliklerine layık görmedim. İnşallah daha iyi bir ilham ile  Zap Nehrini ve Sümbül ağını yazmak istiyorum. İnşallah buna da başlayacağım.

Hakkari’ye daha önceleri de geldiniz. Ancak görüyorum ki burada çok mutlu oluyorsunuz. Sizin Hakkari’ye özel bir sevginiz, muhabbetiniz var sanırım. Bunun sebebi nedir?

Evet, Diyorlar ki, Şeyh Sadi adında bir alım varmış ve bir gün bu Alim bir seyahate çıkacakmış. Ancak çıkmadan önce hanımı söylüyor, “diyor ki sen gelince hatırlat sana bir şey söyleyeceğim.”  Sadi gidiyor geliyor, Hanım diyor demiştin ki geldiğinde hatırlat sana bir şey söyleyeceğim, şimdi hatırlatıyorum. Hanımı, “gerek kalmadı çünkü sen geldin” İşte ben bu kadar seviyorum Hakkari’yi. Ben Hakkari’ye doymuyorum.

Kıymetli hocam öğlen yemeği vakti bu güzel köy havasında fazlaca zamanınızı aldım, hakkınızı helal edin...

Hacı bey kardeşim yemek terk etmesini bilmeseniz, ne dağcı olursunuz,  ne doğacı olursunuz ne de ilim ve tedrisat yaparsınız. Her şeyi kanaatince bırakmasını bilmek lazım.

Değerli hocam bu güzel muhabbet için çok teşekkür ediyorum. Hakkariojektifhaber adına bizlere ayırdığınız zamandan dolayı sağ olun. Son olarak Hakkari için ne söylemek istersiniz.

Hakkari için mi, Allah gelişimi bir daha nasip etsin. Hakkari halkını çok seviyorum. Allah sizlerden razı olsun.

manset-fotografi.jpgroportaj-fot-1.jpgroportaj-2.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.