Karadeniz’in mitolojik adası ziyaretçi akınına uğruyor

Karadeniz’in mitolojik adası ziyaretçi akınına uğruyor

Mitolojik, tarihi ve doğal yapısıyla eşsiz bir görünüm sunan Giresun Adası yıl içerisinde binlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğradı. Adanın büyük ilgi görmesine rağmen bakımsız ve düzensiz hali ziyaretçileri şaşırtıyor.

Giresun Adası, Karadeniz’de bulunan ve Türkiye’ye bağlı insan yaşamının mümkün olduğu tek adadır. Giresun merkezinden kıyıda 1.6 kilometre açıkta bulanan adanın tarihi milattan önce 3’üncü yüzyıla kadar dayanır. 2’nci derece arkeolojik sit alanı olan adada yapılan kazılarda savaş tanrısı Ares adına yapılmış bir tapınağın kalıntıları bulundu. Cenevizliler, Venedikliler, Bizans ve Pontos dönemlerinde de yerleşim yeri olarak kullanılan ada, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde ise hiç kullanılmadı.  

Martı ve karabatakların doğal üreme alanı olan bölge göçmen kuşların da duraklarından birisi. Doğal ve tarihi yapısıyla eşsiz bir güzellik sunan ada yıl içerisinde binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası konumunda. 

Adanın Yunan mitolojisinde önemli bir yeri var. Efsaneye göre ada kentin güneydoğusunda yer alan Gedikkaya'dan kopan bir parçanın denize yerleşmesiyle oluşmuştur. Yunan mitolojisinde geçen Altın Post, peşindeki Arganoutlar’ın postu aramak için adaya geldiği biliniyor. Yine tarihte kadın topluluğu olarak bilinen Amazonların da adada yaşadığına inanılır. Savaşçı kadın topluluğu olan bu grup adada kendilerine anaerkil bir düzen kurdukları ifade ediliyor. Adanın güneyinde bulunan Hamza Taşı ise tanrıça Kybele'yi temsil eder. Kutsal olduğuna inanılan taş 4 bin yıllık geçmişi ile dini inançlar gereği yaşlılar için umut veren ve mistik güç kaynağı olan dilek taşıdır. Taş aynı zamanda bölgede “Mayıs Yedisi” olarak bilinen bahar bayramının da önemli bir ritüeli. 

Özellikle Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda yapının bulunduğu adada Sinop Piskoposu Agias Phokas'ın manastırının yanı sıra sur kalıntıları, kuleler, manastır (iç kale) ve bazı yapı temelleri bulunuyor. Bizans ve Pontos dönemlerinde dini bir merkez olarak kullanılan adada 2011 yılında başlayan arkeolojik kazılarda çok sayıda din adamının mezarı ortaya çıkarıldı. 4 yıl önce durdurulan kazı çalışmaları Eylül ayında tekrar başlayacak. 

Ada gerek mitolojik gerek tarihi gerekse doğal yapısı ile büyük bir ilgi görüyor. Buna rağmen adanın bakımsızlığı ve düzensizliği dikkati çekiyor. Yerli ve yabancı yüzlerce turistin uğradığı ada, çevre düzenlemesi açısından ise sınıfta kalıyor. Ada içerisinde ağaçların kesilip gelişi güzel etrafa atılmış halde. Bunun yanı sıra kazılarla ortaya çıkarılan eserlerin de korunmadığı ve restore edilmediği görülüyor. Kilise kalıntısının içerisinde ve adanın birçok noktası ise çöp içinde. 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.