JMO Hakkari Temsilcisi Kahraman'dan deprem uyarısı

JMO Hakkari Temsilcisi Kahraman'dan deprem uyarısı

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Hakkari Temsilcisi Cihat Kahraman , Jeolojik-Jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan dayanıklı yapı tasarımı olamayacağını söyledi.

HAKKARİ OBJEKTİF HABER
 
Türkiye'de yaşanmış en yıkıcı depremlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 19. yılı nedeniyle yazılı açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Hakkari Temsilcisi Cihat Kahraman, Türkiye'nin yüzde 93'ünün deprem bölgesi içinde yer aldığını, nüfusun  yüzde 98'inin, sanayi kuruluşlarının yüzde 98'inin, barajların da yüzde 95'inin deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu hatırlattı. 
 
Türkiye’nin Jeolojik yapısı nedeniyle, her zaman yıkıcı depremlerin yaşanabileceğinie dikkat çeken Kahraman, “Çarpık kentleşmenin sonucu oluşan yapı stokunun, başta depremini bekleyen İstanbul olmak üzere, ne kadar güvenliksiz olduğu son günlerde arka arkaya çöken binalar ve istinat yapıları ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kontrol olmaksızın yapılan kaçak yapılaşmalara uygulanan aflar ile denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar, yasal hale getirilmiş, bugüne kadar sınırlı da olsa deprem güvenliği için atılmış olan tüm adımlar boşa çıkartılmıştır. Karadeniz bölgesinde son günlerde yağan yağmur sonucu meydana gelen taşkınlarda, Karadeniz sahil yolu yapımı sırasında jeolojik - jeoteknik çalışmaların göz ardı edilmesinin yanında, dere yatakları içine yapılmış çok sayıdaki kaçak yapının yıkılmış olması bunun açık göstergelerinden biridir"
 
Yapı stokunun durumu hakkında da bilgi aktaran Kahraman, "1984 yılında çıkarılan imar affı yasasının ardından yaşanan 1999  Marmara Depremleri ile büyük ölçüde imar aflarının yarattığı, jeolojik olarak sakıncalı alanlar üzerinde inşa edilen yerleşimler ile sağlam olmayan yapı stokunun yıkılmasının ağır bedelinin toplum olarak ödendiği unutulmamalıdır" dedi. 
Kahraman, sözlerini şöyle tamamladı;
 
"Gerek ülkemizde, gerekse dünyada deprem etkisi altında mevcut binaların hasar görebilirliği; taşıyıcı sistem yapısının yetersizliği veya düzensizliği, yapıda kullanılan malzemenin niteliği ve yapının oturduğu zeminlerin jeoteknik özellikleri ile diri fay parametreleri gibi dört temel nedenden kaynaklandığı bilinmektedir. Son zamanlarda yaşadığımız jeolojik kökenli kazalar, istinat duvarlarının ve binaların yıkılması gibi olaylar, jeolojik koşulların tasarımda dikkate alınmadığında, ne tür problemlerin oluşabileceğini göstermektedir. Yapı denetimi süreçlerinde jeoloji mühendisliğine yer vermeyen anlayıştan, vaz geçilmediği sürece bu ülkede doğa olayları maalesef afete dönüşmeye devam edecektir"
 
Kahraman, Jeoloji Mühendisleri Odası olarak şu uyarılarda bulundu!
 
• Riskli yapılar için sonuç alıcı uygulamaların gerçekleştirilmediği, rantsal dönüşüme hizmet eden kentsel dönüşüm projelerinden, 
 
• İmar Barışı” adı altındaki, denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılara af getirilmesinden,
 
• Yapı üretim sürecinden mühendisleri uzak tutan, mühendisleri itibarsızlaştıran anlayışlardan,
 
• Mühendislik hizmeti almadan yapı üretimini teşvik eden uygulamalardan,
 
• Yapının oturduğu zeminlerin özellikleri ve parametrelerini ortaya koyan jeolojik-jeoteknik etütlerini önemsizleştiren ve jeoloji mühendislerini yok sayan düzenlemelerden, 
 
• Yapı denetimi süreçlerinde jeoloji mühendisliğine yer vermeyen anlayıştan, vaz geçilmediği sürece bu ülkede doğa olayları maalesef afete dönüşmeye devam edecektir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.