HDP Mersin'de 'Vicdan ve Adalet' mitingi düzenledi

HDP Mersin'de 'Vicdan ve Adalet' mitingi düzenledi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Örgütü’nün, “Durmayalım Dur Diyelim, Faşizmi Durduralım” sloganıyla Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önünde Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay’ın da katılımıyla “Vicdan, Adalet ve Demokrasi Mitingi” düzenledi.

Mitingde söz alan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, halkın coşkusunu ve katılımını selamlayarak,  halka teşekkür etti.

Yıldırım, “Bizler halkımıza inanıyoruz. Bu karanlık günler en yakında zamanda geçecek. Botan’dan Diyarbakır’a, Afrin’den Kobane’ye halkımız ayaktadır; bu karanlık günlere karşı. Bu halk direnişçi bir halktır. Direncini ise tarihinden alır. Şeyh Sait’ten, Seyit Rıza’dan, Koçgiri’den, Mazlum Doğan’dan Kemal Pir’e kadar bu halk zulme başını eğmedi, eğmeyecek. Halkların kardeşliği, özgürlüğü ve demokrasi için yaşamını yitirenler önünde saygıyla ile eğiliyorum. Kirli ittifaklarla yürütülen savaş politikalarında çok kan döküldü. Sayın Abdullah Öcalan’ın barış inancını bugüne kadar taşıdığı için bu süreçte kim bedel ve eziyet çekmişse sözümüz onlara mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.

Yıldırım, tutuklu tüm milletvekillerini, belediye eşbaşkanları ve tüm siyasi tutukları selamlayarak, “Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere tutuklu vekillerimiz hangi suçu işlemişse bizde aynı suçu işlemişiz. Biz kimseye saldırmamışız, kimsenin dilini yasaklamamışız, kimsenin kimliğini yasaklamamışız, bir nefesimiz kalana kadar başta Kürt halkı olmak üzere tüm Mezopotamya halklarının özgürlük mücadelesini yürüteceğiz” dedi. Ortadoğu’da halklara dayatılan yüz yıllık politikaların artık miadını doldurduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Nasıl ki tüm halklar statü sahibi kendi dilini konuşuyor. Kürt halkı bu saatten sonra kendinde korkuyu öldürmüştür. Ortadoğu da artık Kürtler var. Kürtler de statü ve kimlik sahibi olacak. Biz Arabız, Kürdüz, Türküz. Biz isimlerimizi annelerimizden almışız. Kimse bunu bize farklı yansıtamaz. Hangi dilde olursa olsun insanlar ne kadar dilinde hak sahibiyse; bizlerde o derece hak sahibiyiz” diye belirtti.

“Biz bu saatten sonra korku, tehdit ve işkenceyle demokrasi mücadelemizden, statü mücadelemizden artık taviz vermeyiz” diye devam eden Yıldırım, “Biz kimsenin siyasi rakip olmasından rahatsız olmadık. Demokratik şekilde baş edemeyenler, hukukla baş edemeyenler, siyasallaştırıldıkları kollukla, orduyla, yargıyla pespaye ve aciz yöntemlerle intikam almaya çalışıyorlar. Biz bunlarla yıldırmaya çalışıyorlarsa, yanılıyorlar. Biz korkuyu atalarımızdan aldığımız mücadele mirasıyla yendik. Siyasallaştırdığı kolluk, tank top olmazsa güçlü değiller. Güçlü iktidar gücünü hukuktan, demokrasiden, güçlü muhalefetten alır” ifadelerinde bulundu. İktidarların hukuktan, demokratik muhalefetten korkmaya başladığı an da sonlarının geldiğine dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu baskıcı ve faşizan yöntemleri, bu kadar orantısız güçle saldırmaları kendi sonlarını görmüş olmalarından. Yaşadıkları hezeyan ve korkudan kaynaklıdır. Hakikat mücadelemizi sürdüreceğiz. Savaşa karşı barışın, faşizme karşı özgürlüğün, çirkinliğe karşı güzelliğin, yanlışa karşı doğrunun mücadelesini veriyoruz. Hiçbir arkadaşımızın zerrece korkusu yok. Kimse bizi bu yola alıkoyamaz.”

“Muaviye zihniyeti hala devrede”

Muaviye’ye karşı Hz. Ali’nin verdiği mücadeleye atıfta bulunan Yıldırım, “Bizim mücadelemiz Muaviye’ye karşı Hz. Ali, Yezid’e karşı Hz. Hüseyin mücadelesidir. Bu gün Irak Federal Kürdistan halkı açlıkla terbiye edilmeye çalışıyor. Bu Muharrem ayında nasıl ki bin 400 yıl önce Yezid Hz. Hüseyin ve arkadaşlarını açlıkla ve susuzlukla terbiye etmeye çalıştıysa bu günde aynı zihniyet ortada. Aradan yıllar geçmiş ama Muaviye zihniyeti hala yaşıyor” dedi. AKP’nin bu saatten sonra bu ülkeye verebileceği bir şey olmadığını belirten Yıldırım, “Aşımıza, eğitime, dilimize, dinimize, kültürümüze karar vermeye çalışıyorlar. Kültürümüzü, inancımızı, Kürtlüğümüzü, Aleviliğimizi herhangi bir bakkaldan satın almadık. Bu değeri sonuna kadar savunacağız. Vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

“Daha kendisinin Üniversite mezunu olduğuna inandırmamış biri bizim çocuklarımızın geleceğiyle oynuyor” diyen Yıldırım, “Önce kendisinin bir üniversite mezunu olduğunu ispatlasın. Sonra eğitime, çocuklarımızın geleceğine yön vermeye çalışsın” diyerek Erdoğan’ı eleştirdi.

“Savaşta ısrar ediyorlar”

Vergi zamlarını da değinen Yıldırım, şunları söyledi: “Son 3 yıldır ülkede açlık, yoksulluk yetmezmiş gibi hala zam üstüne zam yapılıyor. Dünya’da 50’nin üzerinde vergi olan bir ülke yok. Türkiye’de 240 tane vergi çeşidi var. İçtiğimiz sudan aldığımız havaya kadar her şeye zam yapıyorlar. Bu zam artışlarının tek adı var. Bu da savaş vergisidir. Tanklara, toplara yetiştiremedikleri parayı yoksul halktan çıkarıyorlar. Savaş bir kara deliktir.” PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış ısrarına da dikkat çeken Yıldırım, “2,5 yıl boyunca bir çözüm süreci yaşadık.  Bu ülkede iki yıl boyunca asker, polis, gerilla ve sivil kimse ölmedi. Asker, polis Suriye’de, Kürt bölgesinde ölürken, siz hiç bir yalı ya da konağa bayrak asıldığını gördünüz mü? Bir general ve ya bürokratın evine bayrak asıldığını gördünüz mü? Savaş yoksulluktur, açlıktır, kardeşliği dinamitler. Kim kalkıp diyebilir ki 2015’ten sonra bu ülkenin uluslar arası onuru yükseldi. İnsanlar birbirine daha güvenle bakıyor. Kim diye bilir ki kamu güvenliği daha fazla sağlanıyor” dedi. Yıldırım konuşmasını, “Bugünleri atlatacağız. Bu savaş çıktığından beri bu ülkenin iki yakası bir araya gelmiyor. Kirli bir ittifak üzerine kurmuşlar. Kurulan ittifakta ahlak, ilke, erdem, hakikat yoksa sadece mal mülk varsa yıkılmaya mahkum olur. Onların kirli ittifakını vereceğimiz demokrasi mücadelesiyle yeneceğiz” ifadelerinde bulundu.

Daha sonra söz alan Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay, Muharrem Ayının 9. günde olduğunu ve bu orucun barışa vesile olmasını diledi. “Halkların, inançların partiyiz” diyen Kemalbay, partilerinin 6 Kasım kuşatması altında olduklarını vurguladı. Kemalbay, “İşte buradaki değerli halkımız söylüyor. Baskılar halkımızı yıldıramaz. Baskılar ne Selahattin Demirtaş’ı ne Figen Yüksekdağ’ı, İdris Baluken’i ne de Sebahat Tuncel’i yıldırabilir. Baskılar asla bizi yıldıramaz. Hapishanelerde 200 bin kişi var. Bugün ülkemiz hapishaneler ülkesine dönüş durumda” dedi. Sistematik işkence ile baskı altında olduklarını belirten Kemalbay, Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı M.Fazıl Türk’ün gözaltında olduğunu hatırlattı. Kemalbay, “Direnerek kazanacağız. Yeni yaşamı sizin baskılarınıza inat bizler yaratacağız” diye konuştu.

7 Haziran 2015 tarihinde patisinin Diyarbakır mitinginde patlatılan bombaya ilişkin yeni görüntülerin ortaya çıktığını hatırlatan Kemalbay, katliamın faillerinin cezasızlıkla karşı karşıya olduğunu söyledi. Kemalbay, “Ortaya çıkan görüntülerde polisin göz yummasıyla bu saldırının yapıldığı görülüyor. Türkiye de IŞİD’li katillere yol veren bir iktidar var. Cezasızlıkla karşı karşıyayız. Hiç bir araştırma ve soruşturma olmadığını görüyoruz. Bu bir yönetme tarzıdır. Sizler ve bizler her 10 yılda darbelerden biliyoruz. Biz sivil darbe yaşıyoruz” dedi.

Federe Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna değinen Kemalbay, bu referandumun bir halkın kendi yönetme talebi olduğunu ve bunun Kürt halkının özgürlük, eşitlik talebi olduğunu vurguladı. Ambargo açıklamalarına da tepki gösteren Kemalbay, “Kim ki bu süreci ezebileceğini düşünüyor büyük yanılır. Kuzey Irak’la dayanışmak doğru bir davranıştır. Irak Kürtlerini açlıkla tehdit etmek kimsenin hakkı değildir. Bizler Irak Kürdistan’ına destek vererek yeni bir yaşamı inşa edebiliriz” diye konuştu.

Eğitim politikasına da dikkat çeken Kemalbay, tek adamın her şeye tek başıma karar verdiğini söyledi. İmam hatip okullarına ve imam ihtiyaçlarına ilişkin açıklamalara da değinen Kemalbay, cenazelerin ve acıların bu ülkede ayrıştırıldığını hatırlattı. Kemalbay, “Hacı Birlik’in naşını yerde sürüklemediniz mi? Taybet Anayı huzurla defnedebildik mi? Cenazelerimizi mezardan çıkarıp başka yerde defnetmedik mi? Bu halkı ayrıştıran sizsiniz” diye konuştu.

Ekonominin çıkmazda olduğunu, zenginin daha zengin fakirin de daha fakir yapan bir politika ile karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Kemalbay, “Savaşın bir bedeli zam yağmur gibi yağıyor. Çünkü ülke korkunç bir şekilde yönetiliyor. Bu yönetimi durdurmadığımız sürece yoksullukla karşı karşıya kalacağız” dedi.

Kemalbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adı artık, şiddet ve kalkınma partisi olarak değiştirebiliriz. Çünkü emekçilere, Kürtlere, kadınlara, Alevilere ve toplumun her kesimine saldırıyorlar. Tekçi sistemi inşa etmeye çalışıyorlar. Bu sistem Kürtleri yok etmek üzere kurulmuştur. Turancı bir sistemdir. İşte biz mücadele ile bu saldırıları durdurmalıyız. CHP de tezkereye evet diyerek, hata yapıp, bu suça ortak olduğunu göstermiştir. Bu suça ortak olmasını kınıyoruz. Böyle bir ana muhalefet olmasaydı bugün AKP iktidarda olmayacaktı.”

Kemalbay, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler direnerek kazanacağız. Kayyumlardan belediyelerimizi alacağız. Vekillerimizi hapishaneden çıkaracağız. Bu onurlu mücadeleye devam edeceğiz. Omuz omuza vererek insanlığı bilmeyenlere insanlığı öğreteceğiz.”

mersinmitingg.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.