Van Özalp karayolu üzerinde bulunan çöplük alanı ve Sıhke Gölü çevresinde bulunan yüzlerce köpek kaderlerine terk edilmiş durumda. Gruplar halinde dolaşan hayvanların bazılarının bacağı yok, bazıları ise açlıktan dolayı ölümle burun buruna. Kimi zaman bir ana caddede, kimi zaman da bir sokak arasında araba çarpması sonucu ölen hayvanlar, Şubat ayı boyunca yağan kar nedeniyle yiyecek bulmakta zorluk çekiyor.

MA'nın haberine göre, sokak sokak dolaşarak kasaplardan et ve kemik toplayan Van Barosu Çevre ve Hayvan Hakları Komisyonu üyelerinden Avukat Erdal Temizaltın ve hayvan sever Yıldırım Aram, her hafta sonu doğaya yiyecek bırakarak, yaşanan hayvan ölümlerinin önüne geçmeye çalışıyor. 

Kentin sokaklarında çok fazla köpek bulunduğunu dile getiren Avukat Erdal Temizaltın, bu hayvanların çoğunun aç kaldığını söyledi. Hayvanların kış koşullarında yiyeceğe ulaşmada büyük bir zorluk çektiğini dile getiren Temizaltın, "Biz bu hayvanların bütün yaşam alanlarını işgal ettik, gasp ettik. Yaşam alanları bulmaları çok sıkıntılı. Bu bölgede bulunan sokak hayvanları, pazarda kesilen hayvanların atıklarıyla hayatta kalmaya çalışıyor. Sayıları fazla olduğu için bu besin hiçbir şekilde yeterli olmuyor. Beslenmelerinin yapılması gerekiyor. Beslenme yapılmadığı taktirde hayatta kalamıyorlar" dedi. 

Eskiden her evin önünde bir köpeğin olduğunu ve sokak hayvanları için dışarıya yiyecek bırakıldığını söyleyen Temizlatın, “Yiyecek bulamadıkları için köpekler şehir merkezine iniyorlar. Hayvanların beslenmesi, barınması anlamında bir gerileme yaşanıyor. Bu da kentleşmenin bir sorunu” diye belirtti. 

Yol, cadde ve sokaklarda öldürülen hayvanlara işaret eden Temizaltın, Türkiye'de hayvan hakları konusunda bir gelişmenin sağlanamadığına vurgu yaptı. Temizaltın, "Araba sürücüsünün köpeğe çarpmasının herhangi bir hukuki yaptırımı yok. Bir caydırıcılık söz konusu değil. Hayvanlar üzerinden her türlü yaptırımı yapabiliyorlar. Bunların önüne geçilebilmesi için öncelikle anayasal anlamda bir kanununun yapılması gerekiyor. Kanun anlamında sokak canlıları 'mal' olarak isimlendirilmiş olabilir; ancak onların da canı var, onlar da acı çekiyor, acıkıyorlar. Bunları da görmek gerekiyor. İşte bunların görünür olabilmesi için de eğitim alt yapısının düzenlenmesi lazım.  Eğitimle gelmeyen bir alışkanlığın edinilmesi problemlidir” diye konuştu.