'Hakkâri'ye kadarki Diyarbakır bölgesine 'Türkomanya' denir; Anadolu'da Kürdistan yok!

'Hakkâri'ye kadarki Diyarbakır bölgesine 'Türkomanya' denir; Anadolu'da Kürdistan yok!

"Türkiye'de etnisite olarak nitelendireceğiniz grup sayısı 15'tir"

                      ekran-alintisi.png

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, dün gece Genel Kurul'daki anayasa değişikliği teklifi görüşmelerinde HDP'li vekilin Kürdistan demesinden sonra başlayan tartışmaya ilişkin olarak "Türkiye coğrafyasında hiçbir zaman 'Kürdistan' diye bir coğrafya yoktur" dedi. "Kürdistan'ın, bugünkü Süleymaniye, Erbil, Hemadan bölgesindeki arazi olduğunu" savunan Halaçoğlu, "Bütün yabancı haritalarda, her yerde Diyarbakır bölgesi -Hakkâri'ye kadar olan bölge- 'Türkomanya' olarak geçer, dolasıyla orada bir Kürdistan söz konusu değildir" diye konuştu.

TBMM’de son iki güne damgasını vuran 'Kürdistan' coğrafyası tartışmasına MHP’li Halaçoğlu’nun tutanaklara yansıyan konuşması şöyle:

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) -Bu konuyu salim kafayla düşündüğümüzde, gerek ilmî gerek coğrafi olarak konuya baktığımızda, sadece Türkiye'de 1847 yılında Tanzimat'ın ilanından sonra bir kürdistan eyaleti kurulmuştur. O tarihe kadar hiçbir zaman kürdistan eyaleti olmamıştır. 1864 Vilayet Nizannamesi'yle de kaldırılmıştır. Dolayısıyla, on yedi senelik bir durum söz konusudur. Onun dışında, Anadolu coğrafyasında, Türkiye coğrafyasında hiçbir zaman "kürdistan" diye bir coğrafya yoktur. Kürdistan, bugünkü Süleymaniye, Erbil, Hemadan bölgesindeki arazidir. Bunu daha çok Şemseddin Samî'nin "Kâmusü'l-a'lâm"ına dayandırarak söylerler ama "Kâmusü'l-a'lâm"da Şemseddin Samî, "El Cezire'nin altında kalan bölge." der. Dolayısıyla, El Cezire zaten Hakkâri'nin alt bölümüdür. Dolayısıyla, bütün yabancı haritalarda, her yerde Diyarbakır bölgesi -Hakkâri'ye kadar olan bölge- "Türkomanya" olarak geçer, yabancı haritalarda bile "Türkomanya" diye geçer. Dolasıyla orada bir kürdistan söz konusu değildir.

MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) - Tarih bu kadar çarpıtılamaz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Diğer taraftan şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Şimdi, durup dururken olmayan bir coğrafi terim ortaya çıkarmak herhâlde iyi niyetli olmasa gerek. Zira, eğer, siz, samimiyseniz, ülkede birlikte yaşamak istiyorsanız, vatandaş olarak kendinizi ortaya koymak istiyorsanız, birtakım aksaklıkların ortadan kalkmasını istiyorsanız, aslında, bu tür bölücü birtakım terimleri söz konusu etmemeniz gerekir. Eğer Batı'nın Orta Doğu'daki emellerini göz önüne alacak olursanız, Türkiye üzerindeki emellerini göz önüne alacak olursanız, bunu yıllardır yapıyorlar çünkü, Türkiye'de etnisiteleri ortaya çıkaran araştırma yapıyorlar. Mesela, 1989 yılında Wiesbaden'de Alford Andrews tarafından çıkarılan "Türkiye Cumhuriyetinde Etnik Gruplar" adı altındaki kitapta Türkiye 47 etnik gruba bölünmüştür; ama nasıl? Türkmenler; Alevi Türkmenler, Şii Türkmenler, Sünni şeklinde. Yörükler; Sünni Yörükler, Alevi Yörükler, Alevi şeklinde.

Dolayısıyla, aslında mezhepsel inanç tarzlarını bile birer etnisite tarzında ortaya koyan Batılılara karşı Türkiye'de işte, kimisi çıkıyor "36 etnik grup vardır." diyor. Kendilerine sorayım, kim bunu söylüyorsa 36 etnik grubu bana saysınlar; bulamazlar. Polonezköy'ü bile saysanız, 500 kişilik Polonezköy'ü bile saysanız Türkiye'de etnisite olarak nitelendireceğiniz insan sayısı, grup sayısı 15'tir.  Ama bunun içerisinde her şey vardır; Kürtler de vardır, Çerkezler de vardır, hepsi vardır. Dolayısıyla, olmayan bir coğrafyayı ortaya koymaya çalışmak bölücülükten başka bir şey değildir.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Diğer taraftan, "Kürdistan" ifadelerinin Yavuz Sultan Selim döneminde kullanılması, Sencer zamanında kullanılması hiçbir şey ifade etmez. Ama burada önemli olan Anadolu'da böyle bir coğrafya yoktur. Sencer'de de Melikşah'ta da Yavuz Sultan Selim'de de "Kürdistan" olarak belirtilen bölgeyi burada ifade ettim, dolayısıyla böyle bir durum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Cumhurbaşkanının Başbakan iken söylediklerinde de "İlk Meclis." diyor yani Meclis-i Mebusan'dan bahsediyor. Meclis-i Mebusan'da Kürdistan vekillerinin olması normaldir çünkü Musul, Kerkük bölgesi zaten o tarihte imparatorluğun topraklarıdır.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - O tarihte 1923'te Musul, Kerkük hâlâ Osmanlı Devleti'nin, Türkiye'nin toprağıdır, 1926'da çıkmıştır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.