Hakkari İHD ve kayıp yakınları, Abdülhaluk Geylani için adalet istedi

Hakkari İHD ve kayıp yakınları, Abdülhaluk Geylani için adalet istedi

İHD Hakkari Şubesi, ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemlerin 119’uncu haftasında Abdülhaluk Geylani için adalet talebinde bulundu.

İHD Hakkari Şubesi ve Kayıp yakınları Yüksekova'da  Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde ‘Kayıplar Bulunsun, failler yargılansın’ talebiyle sürdürdükleri eylemlerin 119'uncu haftasında Abdulhaluk Geylan'in faillerini sordu.

Açıklamada ilk söz alan İHD Hakkari Şubesinin yönetim üyesi Pınar Yılmaz, kaybedilenler için adalet istedi.

Yılmaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "2005 yılında Umut Kitapevi bombalandı. Daha sonra olaylar Hakkâri ve ilçelerine yansıdı. Bu olaylara esnasında birçok insan hukuksuza katledildi.  Bunlardan biri de Abdülhaluk Geylani’dir. İnşaat işi yapan Geylani evine gittiği esnada kurşunlanarak hayatını kaybetti. Umut Kitabevi sanıklarından Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş belli oldukları halde maalesef dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın ‘tanırım iyi çocuklardır ’demesi üzerine sanıklar ne yazık ki yargılanmadı.  Bugün o sanılar elini kolunu sallarken mağdurların aileleri hala adalet arıyor” dedi.

Daha Sonra Abdülhaluk Geylani’nin olay örgüsünü okumak için Ozan Akbaş söz aldı.

Akbaş olay örgüsünü şu sözlerle anlattı:

"Gözaltında kaybetme, antidemokratik devletlerin hak ve özgürlük talep edenleri bastırma ve sindirme amacıyla uyguladığı bir şiddet yöntemidir. Oysa yaşam hakkı, bütün hukuk sistemlerinin koruduğu ve korumak zorunda olduğu bir değerdir." 

“BU TOPRAKLAR DEMOKRASİDEN VE İNSAN HAKLARINDAN HEP UZAK OLACAKTIR”

"Devletin en önemli fonksiyonu bireyi ve haklarını, kimden gelirse gelsin, bütün saldırılardan korumak ve bu mümkün olmadığı takdirde saldırıda bulunanları cezalandırmaktır. Bu insanlık dışı suçun fail ve sorumlularının suçlanmasına, yargılanarak hakkaniyete uygun bir şekilde cezalandırılmalarına olanak yaratmayan devletler, hiç şüphe yok ki antidemokratiktir, ihlalcidir, baskıcıdır. Bizler 119 haftadır Türkiye’deki antidemokratik rejimi ifşa ediyor. Yaşam, adalet ve özgürlük haklarına saygı gösterilecek bir ülkede yaşamak her vatandaşın hakkıdır, bu hakları savunmak hepimizin sorumluluğudur diyerek buluşuyoruz. 119 haftadır ısrarla söylüyoruz: İnsan haklarının etkili bir biçimde korunduğu bir sistem oluşturulmadan, yurttaş olarak yaptığımız hukuki girişimlerin adalet temelinde sonuçlandırılması sağlanmadan, bu topraklar demokrasiden ve insan haklarından hep uzak olacaktır. O yüzden kayıp dosyalarındaki cezasızlık yalnız bizim değil, tüm yurttaşların sorunudur. Türkiye’nin sorunudur."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.