Hakkari Eğitim-Sen'den yeni sisteme tepki

Hakkari Eğitim-Sen'den yeni sisteme tepki

Eğitim-Sen Hakkari Şubesi TEOG sonrası getirilecek yeni sisteme ilişkin yazılı açıklama yaptı.

HAKKARİ OBJEKTİF HABER

Hakkari Eğitim-Sen Şubesi’nden yapılan açıklamada, sendika olarak TEOG sonrası getirilecek yeni sisteme karşı kamuoyunu bilgilendirme faaliyetlerine devam ettikleri vurgulandı. 

TEOG yerine getirilen yeni sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığına dikkat çekilen açıklamada öğrencilerin telafisi mümkün olmayan bir sisteme mahkûm edildikleri belirtildi. 

Sınava girecek 1 milyon 200 bin öğrenciden %10’u, yani 126 bin 536 öğrencinin “nitelikli” olarak tarif edilen bin 367 okula yerleşebileceğine dikkat çekilen açıklamada, bu okulların yarıya yakınının ise imam hatip ve meslek liselerinden oluşacağı savunuldu. 

%10'luk Dilimden Öğrenci Alacak Okullar 

Okul Sayısı 

Okulların Kontenjanları 

Fen Lisesi 

309 

34.500 

Sosyal Bilimler Lisesi 

89 

9.450 

Anadolu Lisesi 

222 

34.530 

İmam Hatip Lisesi 

298 

28.886 

Meslek Lisesi 

449 

19.170 

Toplam 

1367 

126.536 

  

MEB tarafından açıklanan okulların, velilerin beklentilerini karşılamayacağı ileri sürülen açıklamada, şu ifadeler yer verildi: 

%10’luk dilimden öğrenci alacak okullara daha yakından bakıldığında; 
 
"• Hakkâri Merkez’de 1 Fen Lisesi, 1 Sosyal Bilimler Lisesi, 1 Anadolu lisesi, 2 İmam Hatip Lisesi; ilçelerde ise sadece Yüksekova’da 1 Anadolu Lisesi, 1 İmam Hatip Lisesi öğrenci alacak okulların listesinde bulunmaktadır.
 
• İstanbul Kasımpaşa’da %10’luk dilimden öğrenci alacak okul bulunmamakta, Esenler gibi büyük bir ilçede ise sadece 1 İmam Hatip Lisesi bu okulların listesinde bulunmaktadır. 
 
• Ankara’da %10’luk dilimden öğrenci alacak meslek lisesi ve imam hatip lisesi sayısı toplam 50 iken; fen, sosyal bilimler ve Anadolu Liselerinin sayısı toplam 32’de kalmıştır.  
 
İzmir’de ise meslek ve imam hatip liselerinin toplam sayısı 37 iken; fen, sosyal bilimler ve Anadolu Liselerinin toplam sayısı 25 olmaktadır. 
 
Isparta, Çorum, Gümüşhane ve Edirne gibi en az 31 ilde %10’luk dilime giren öğrenciler için belirlenmiş 1 tane dahi Anadolu lisesi bulunmamaktadır. Buna rağmen örneğin Çorum’da 2 meslek lisesi, 2 tane de imam hatip lisesinin %10’luk dilimden öğrenci alması sağlanmıştır. Diğer bir örnek olarak, Aksaray’da akademik başarısı yüksek 7 tane Anadolu lisesi varken, sadece Aksaray İmam Hatip Lisesi %10’luk dilimden öğrenci alacaktır. Aynı şekilde Uşak’ta da Uşak Eşme Ahmet Avcı Anadolu Lisesi’nin akademik başarısı son derece yüksekken bu lise değil, MEB tarafından belirlenen meslek lisesinin %10’luk dilimden öğrenci alması sağlandı. 
 
Adana’da belirlenen okullara ise ulaşım sorunu karşımıza çıkmaktadır.  
 
• Geriye kalan 1 milyonun üzerindeki öğrenci ise 3 Anadolu, 3 Meslek ve 3 İmam Hatip Lisesi olmak üzere toplam 9 lise içerisinden 5 liseyi tercih sisteminde belirtmek zorunda bırakılacak.  Yani Anadolu Lisesine gitmek isteyen bir öğrenci, 3 liseyi yazdıktan sonra mutlaka iki farklı lise türünden tercih yapmak zorunda kalacak. Bu nedenle Bakan Yılmaz’ın “Hiçbir öğrencimizi, velimizi istemediği bir liseye, bölüme yönlendirme yok” açıklaması fiili zorlamayla anlamını yitirmiş olacak. 
 
• 5 tercih yapmaya zorlanan öğrencilerin, 2. ve 3. tercihleri, üçlü çember sistemi nedeniyle fiilen etkisiz kılınacak. Örneğin ilk üç tercihinde Anadolu Lisesi yazan A,B ve C isminde üç öğrenci ele alalım. A adındaki öğrencinin birinci tercihi ile B adındaki öğrencinin ikinci tercihi ve C adındaki öğrencinin de üçüncü tercihi birbiriyle çakışacak. Haliyle Bakanlığın öğrencileri lise türlerine göre “dengeli dağıtacak” komisyonu da öğrencinin adresine en yakın liseye gitmesini amaçlayacak. Bu durumda A adlı öğrenci, ilk tercihine yerleşemediğinde haliyle 4. ve 5. Tercihlerine yazmak zorunda kaldığı farklı lise türlerine yönlendirilecek. Tercih sisteminde işlemlerine son verebilmesi için 5 tercih yapmak zorunda bırakılan öğrenci, bu zorunluluk nedeniyle gitmek istemediği liseleri tercih etmek zorunda olacağı için de Bakanlık, öğrenci bu liseyi tercih etti diyerek sorumluluğu üzerinden atmış olacak. Özetle, ilk 3 tercihine Anadolu Lisesi yazan bir öğrenci, 4. ve 5. tercihlerinde İmam Hatip ve Meslek Liselerinden birini ya da her ikisini tercih etmek zorunda bırakıldığı için, bu dayatmanın adı “Öğrenci istemediği okula gitmiyor” olarak kamuoyuna lanse edilecek. 
 
• Aynı liseyi tercih eden ve puanları aynı olan öğrencilerle karşılaşıldığında ise öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları, yıl sonu başarı puanları, okula devam ettiği gün sayıları ve son olarak yaşları da kimin o okula yerleşeceğini belirlemek için temel kriter olarak kullanılacak. Ancak, MEB’in yayınladığı yönetmelikte ve yönergede bu kriterlerin hangi sıraya göre sorgulanacağı açıkça ifade edilmediği için farklı uygulamalarla da karşılaşılacak!  
 
• Son olarak söz konusu 5 tercihinden herhangi birine yerleşememe kaygısı güden öğrenciler için de pansiyonlu liselerden 5 tercih yapılabilmesi sağlanacaktır. Ancak resmi rakamlara göre söz konusu pansiyonlu/yatılı liselerin yarısı İmam Hatip Lisesidir.  
 
MEB’in ortaöğretime geçiş sistemini yeniden yapılandırmasındaki temel amaç, resmi istatistiklerle de kanıtlanmış olan ve öğrencilerin tercih etmek istemediği, imam hatip ve meslek liselerine öğrencilerin gitmek zorunda bırakılmasıdır. Haliyle velilere bu sistemden çıkış yolu olarak da özel liseler işaret edilmekte ve bu nedenle de özel liselere erken tercih imkanı tanınmaktadır.   
 
Yeni sistemin özellikle Büyükşehirlerde ve içerisinde 9 lise bulunmayan ilçelerde neden olacağı sorunların boyutları dahi tahmin edilememektedir. Bakanlığın bu soruna bulduğu tek çözüm İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okulun bağlı olduğu Genel Müdürlük tarafından yerleştirmenin yapılmasıdır. Yani, öğrencinin ve velinin iradesi, eninde sonunda Bakanlığın vereceği kararlara teslim edilmektedir. 
 
Bizler, eğitim emekçileri ve veliler olarak çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geri dönülemeyecek bir yola sokulmasını kabul etmiyoruz. Her çocuğun, hükümetin siyasi arzularının ötesinde bir önemi, değeri olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin ve çocuklarımızın hayatlarını böylesine olumsuz etkileyecek bir sisteme karşı çıkıyoruz. Bu kapsamda; 
 
• MEB’in ilgili yönetmelik ve yönergesine karşı 12.04.2018 tarihinde ayrı ayrı yargıya başvuruyoruz. 
• Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmaların ötesine geçerek, konunun sadece 8. Sınıf öğrenci velilerinin değil, tüm toplumun sorunu olduğunu daha güçlü örgütleyebilmek için eylem ve etkinlikler düzenleyeceğimizi ifade ediyoruz. 
 
• Yeni sınav sisteminin yıkıcı sonuçlarından çocuklarımızı, öğrencilerimizi kurtarabilmek için bu sistemin bu yıl uygulanmamasını talep ediyor, Bakanlığı eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet ediyoruz. "
 
2118101-020.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.