Gezi davasının 3. duruşması görüldü

Gezi davasının 3. duruşması görüldü

İş insanı Osman Kavala'nın tutuklu bulunduğu davada 16 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor

Gezi Parkı eylemleri nedeniyle açılan davanın 3. duruşması Silivri'de görüldü. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan İnanç Ekmekçi hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. 

İş insanı Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı davanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan 16 sanığı var.

"Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla yargılanan sanıklar arasında gazeteci Can Dündar ve oyuncu Mehmet Ali Alabora gibi isimler de yer alıyor. 

Davanın ilk duruşmasında, tutuklu yargılanan Yiğit Aksakoğlu tahliye edilmişti. 2013 yılında FETÖ'den ihraç edilen yargı mensuplarının başlattığı soruşturmanın ardından bu yıl 657 sayfalık iddianame hazırlanmış ve soruşturmayı başlatan FETÖ'cü yargı mensuplarına atıf yapılarak "delillerin yeniden kıymetlendirildiği" ifade edilmişti. 

Davada yargılanan 16 kişi Gezi Direnişi’nde İstanbul dışındaki tüm eylemlerden de sorumlu tutuldu.

Duruşmada, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala’nın yanında bulunan jandarmaların yanı sıra salonda 50'yi aşkın jandarma, sanık sıralarının iki yanına dizilmiş  olarak bulundu. Ayrıca, davanın tutuksuz sanıkları Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi de mahkemede hazır bulundu. 

Tanık eski polis, SEGBİS arızası nedeniyle dinlenemedi 

Mahkemenin dinleyeceği üç tanık arasında bulunan eski emniyet mensubu Ercan Orhan Aydın ile kurulan SEGBİS bağlantısında yaşanan teknik aksaklık nedeniyle duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme başkanı, SEGBİS’teki arıza nedeniyle tanığın ifadesinin bugün dinlenmeyeceğini açıkladı. Duruşma Osman Kavala’nın beyanı ile devam etti.

"Otpor'un ne olduğunu iddianamede öğrendim"

Mahkeme Başkanı'nın Taksim Platformu’nun kuruluşu ile ilgili ne bildiğine ilişkin sorusu üzerine Osman Kavala, Taksim Platformu’nun kuruluşunda yer almadığını ancak iki toplantısına katıldığını ifade etti.

Osman Kavala, savunmasında "Gezi ile ilk temasım Haziran 2013'te bir telefon konuşmasıyla olayların başlamış olduğunu öğrenmemle oldu. Gezi olayları başlamadan önceki faaliyetlerle alakam yok. Hiçbir maddi destek de sağlamadım." ifadelerini de kullandı.

Mahkeme başkanının Otpor liderini tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Osman Kavala "Hayır, tanımıyorum. Otpor’un ne olduğunu iddianamede öğrendim." yanıtını verdi.

"Alabora ile 2013 yılının Haziran ayında tanıştım"

Mahkeme Başkanı Kavala'ya Memet Ali Alabora'nın Mi Minör isimli tiyatro oyununu da sordu. Kavala, oyuna ilişkin bilgisi olmadığını, Memet Ali Alabora ile Gezi olayları başladığında, 2013 yılının Haziran ayında tanıştığını ifade etti.

Gezi Parkı eylemlerine Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla gitmediğini söyleyen Kavala, "Ofisime giderken olaylara şahit oldum ve bu nedenle gittim. TEMA Vakfı kurucularındanım. Çevre ile ilgili duyarlılığım nedeniyle Gezi Parkının park olarak kalması gerektiğini ifade ettim." dedi.

Osman Kavala, şirketi Anadolu Kültür A.Ş. ile ilgili "Anadolu Kültür’ü kendi imkanlarımızda kurup Anadolu’nun çeşitli yerlerinde projeler yürüttük." ifadelerini kullandı.

"Sanatın propaganda aracı olarak kullanılmasına karşıyız"

Kavala, davanın sanıklarından Çiğdem Mater'in çekmek istediği ancak gerçekleşmeyen film projesiyle ilgili iddiaya şu yanıtı verdi:

İddianamede bir film projesinden bahsediliyor. Bu proje gerçekleşmiş değil. Gerçekleşmiş olsaydı bir sanat filmi olacaktı. Biz Gezi olayları ve benzer konularda sanatsal niteliği olan, eleştirel, düşündürücü projeleri destekliyoruz. Bir propaganda aracı olarak desteklediğimiz bir proje olmadı. Sanatın propaganda aracı olarak kullanılmasına zaten karşıyız.

"Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür arasındaki ilişkiyi gizlemiyoruz"

Kamuoyunda iş insanı George Soros'la bağlantısıyla bilinen Açık Toplum Vakfı'yla ilgili konuşan Kavala, "Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür arasındaki ilişki gizlediğimiz bir şey değil. Bunlar şeffaf bir şekilde sitelerimizde de yer alıyor." dedi.

"Gülen'ci hareket uygulamasıdır"

Mahkeme başkanının, eylemcilere gaz maskesi temin edilmesine destek verip vermediğine ilişkin sorusu üzerine Osman Kavala, Açık Toplum Vakfı üzerinden böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi.

Kavala, "Mine Özerden telefonda bana gaz maskesine ihtiyaç var dediğinde bunun için bir hesap açılmasını, açılacak hesaba benim de destek mahiyetinde para göndereceğimi söyledim. Gaz maskelerinin parktaki gençler için barışçıl amaçlarla kullanılabileceğini düşünüyordum. Fakat daha önemlisi, böyle bir hesap açılmadı. Dolayısıyla böyle bir şey söz konusu değil." diye konuştu.

İddianamede gaz maskesiyle ilgili kısma da yanıt veren Kavala, "İddianamede bir ihbar mektubu var. Bu mektupta benim Gezi olayları başlamadan gaz maskesi tedariği yaptığım iddia ediliyor. Bu tipik bir Gülen’ci hareket uygulamasıdır. Gezi eylemleri ile ilgili kimseye tek kuruş ödeme yapmadık." dedi.

Mahkeme Başkanı'nın, Yiğit Ali Ekmekçi ile yapılan bir telefon görüşmesinde konuşulanları sorması üzerine Kavala, Gezi’de biber gazının usulüne uygun kullanılmadığının bir raporla da tespit edildiğini, bu konuşmanın buna dair bir tepki olduğunu ifade etti.

"Arıcılık haritası"

Telefon konuşmalarına da değinen Kavala, "Telefon tapelerindeki konuşmalarımın hemen hepsi değerlendirme niteliğindedir. Herhangi bir talimat söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.

Mahkeme başkanının, Kavala’nın telefonundaki bir “bölünmüş” Türkiye haritası ile ilgili sorusu üzerine Osman Kavala şu yanıtı verdi:

Bu fotoğraf, Türkiye’deki arı popülasyonunun hangi bölgelerde olduğuyla ilgili bir harita. Bu haritanın siyasi bir içerikle ilgisi yok.

Mücella Yapıcı: İddianameyi kabul etmiyorum

Duruşmaya verilen aranın ardından, sanıklardan Mücella Yapıcı savunmasını yapmak üzere sanık kürsüsüne geldi:

İddianamedeki tapeler hukuksuzca alınmıştır. Zaten iddianamenin sonunda FETÖ’nün hazırladığı fezlekelerin yeniden değerlendirildiği yazıyor.  Bu nedenle iddianameyi kabul etmiyorum.
Taksim Meydanı'nın meydan olarak ve Gezi Parkı'nın park olarak kalması için 2012'de kuruldu. Herkese açıktı. O dönemki Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da davet edilmişti.

“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganı ile nasıl bir mesaj verilmek istendiği yönündeki soru üzerine Mücella Yapıcı şunları söyledi:

Parkı kurtarmak için söylenen bir slogan. Bu bir mücadeleydi ve parkı kurtardık.

Yapıcı, tencere-tava eylemleriyle ilgili "Tencere tava ile hiçbir hükümet indirilmez, son derece barışçıl çağrılar yaptık." dedi.

Yapıcı, savunmasına şöyle devam etti:

Yasalara saygılı şekilde, Dayanışma önce hukuk yoluna başvurdu. Hukuk mücadelesini de kazandı. Davayı kazanmamıza rağmen parka dozer sokanların bunu düşünmesi gerek. Halkı oraya iten bu anlayış ve polis şiddetiydi.
Hukuksuzluğu yapan polisti. Hukuku biz savunuyorduk, son derece barışçıl şekilde. Güvenlik güçleri hukuku hiçe saydı. Hükümet de bunu kabul etti. Bunu yapan FETÖ’cü polislermiş.
Bana Taksim Dayanışmasını sorabilirsiniz ama Gezi’yi soramazsınız. Ben Gezi’yi nasıl örgütleyebilirim?

Hakan Altınay: Başkanlığım 2013'te bitti

Mücella Yapıcı'nın ardından tutuksuz sanıklardan Ali Hakan Altınay savunmasını yaptı. Mahkeme Başkanı'nın Açık Toplum Vakfı ile ilgili sorularını yanıtlayan Altınay, vakıftaki yönetim kurulu başkanlığının Şubat 2013'te bittiğini belirtti.  Altınay, vakfın Türkiye’de çeşitli STK’ların projelerine destek veren bir yapısı olduğunu söyledi.

Mine Özerden: En iyi bu tapeleri yapanlar bilir

Savunma için sanık kürsüsüne gelen tutuksuz sanık Mine Özerden, Anadolu Kültür ve Taksim Dayanışması toplantılarının ne gibi bir bağlantısı olduğu sorusuna ilişkin yanıtında, “Yanlış giden şeyler üzerine bir sözümüz vardı. Olabildiğince kalabalık söylemek istedik sözümüzü.” ifadelerini kullandı.

Eylemcilere gaz maskesi dağıtılması için banka hesabı açtığı yönündeki iddianın sorulması üzerine Özerden, "Bunun doğru olmadığını en iyi bu tapeleri yapanlar bilir" yanıtını verdi.

Can Atalay: Heyetinizin atanması Anayasa'nın 36. maddesine aykırıdır

Altınay ve Özerden'in ardından Taksim Dayanışması kurucularından avukat Can Atalay savunma yaptı.  Atalay, "Bu davada HSK doğal hakim ilkesine aykırı işlem yapmıştır. Heyetinizin dosyaya atanması Anayasanın 36. Maddesine aykırıdır. Fakat sorularınıza cevap vermeye çalışacağım." diyerek sözlerine başladı. 

Taksim Dayanışması'nın sloganlarına ilişkin bir soru üzerine Can Atalay, sloganların Gezi’nin 1. yıldönümünde atılan sloganlar olduğunu, yargılamayla ilgisi olmadığını söyledi.

"Taksim’de kalan son yeşil alana ve toplanma alanına bir bina yapmaya karar verdi hükümet. Biz buna itiraz ettik ve dava açtık." diyen Atalay, şu ifadeleri de kullandı:

Biz 28 Mayıs 2013'te kaçak inşaata itiraz ettik. 31 Mayıs’ta da yapılan hukuksuzluğa karşı herkes itirazını alıp parka geldi. Olay budur.

Can Atalay'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından tutuksuz sanık Tayfun Kahraman'ın savunmasıyla duruşmaya devam edildi.

Tayfun Kahraman: Açık Toplum Vakfı'yla ilgim yok, olsaydı da suç değil

Taksim Dayanışması’nın toplantılarına katıldığını ifade eden Tayfun Kahraman, sosyal medyadan kişisel olarak çok sayıda eylem çağrısı yaptığı iddiası ile ilgili soru üzerine, Taksim Dayanışması’nın çağrılarını retweet ederek paylaştığını söyledi.

Mahkeme Başkanı, Kahraman'a iddianamede gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’la  yaptığı görüşmenin tapelerine ilişkin soru sordu. Kahraman, Aydıntaşbaş’ın gazeteci olarak görüş almak için kendisini aradığını söyledi. Kahraman, "Kişisel görüşlerimi Taksim Dayanışması adına bir siyasi perspektife çekmek mümkün değildir”dedi.

Kahraman, savunmasına şöyle devam etti:

Meslek odası temsilcileri olarak Taksim Dayanışması içinde görev alarak basın açıklamaları yapıyorduk. Kurumsal temsiliyeti yerine getirmek adına yaptığımız faaliyetlerdir bunlar.
Taksim Dayanışması bireylerden değil, kurumlardan oluşur.
Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. ile benim hiçbir ilgim olmadı. Olsaydı da bu bir suç sayılmazdı çünkü bunlar yasal kurumlardır.
Taksim Dayanışması olarak hükümetle görüşmeler yaptık. Vandalizm olarak tanımladığınız tahribat ne kadar yanlışsa, çadırların yakılması ve oradaki şiddet de o kadar yanlıştı.

Yiğit Aksakoğlu: Çözüm süreci bitince kapattım

Tayfun Kahraman'ın ardından 2018 yılının Kasım ayında tutuklanıp davanın ilk duruşmasında tahliye edilen Yiğit Aksakoğlu söz aldı:

Diyalog ve Uzlaşma Merkezi'ni çözüm sürecine ve toplumsal uzlaşıya katkı için kurdum, çözüm süreci bitince kapattım. Helsinki Yurttaşlar Derneğine de üye değilim. Hakkımdaki tüm deliller Gezi bittikten sonrasına ilişkin, dolayısıyla eylemleri yaymak ve derinleştirmek gibi bir suçlama söz konusu olamaz.

Mahkeme başkanının “piyano çalan adam” ve “duran adam” eylemlerine ilişkin bir çalışma yapıp yapmadığını sorması üzerine Yiğit Aksakoğlu, bunları sadece örnek olarak cümle içinde kullandığını, aksi yönde bir delil de bulunmadığını ifade etti.

Çiğdem Matar: Film yapmak istedim ancak yapamadım

Aksakoğlu'nun savunmasının ardından tutuksuz sanıklardan Çiğdem Mater’e ise iddianamede yer alan film projesi iddiası soruldu. Mater, ellerinde Gezi ile ilgili çok görüntü biriktiğini, bunları film yapmak istediklerini ancak yapamadıklarını ifade etti.

Sanıkların sorgusunun tamamlanmasının ardından sanık avukatları beyanda bulundu. Avukat beyanlarının ardından mahkeme karar için ara verdi. 

Kavala'nın tutukluluğu devam edecek

Mahkeme, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verirken, tutuksuz sanıklardan İnanç Ekmekçi hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.