Daha çok erkendi be Öğretmenim

 Ve şimdi sen de gidiyorsun dönüş bileti satılmayan bir yolculuğa. 

Ah be sevgili hocam daha çok erkendi. O güzel yüzünü, merhametli yüreğini yokluğuna mahkum etmeseydin bizi. Oysa ki hastanenin önünde beklerken her saniye bizim için bir umuttu. Gözlerini açman okul sıralarında bekleyen o çocuklarını Güler yüzünle karşılaman. İnsan inanamıyor. Bir yandan göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gibi hissediyorum bir yandan da bütün o acılarla sonsuzluk kadar bir zamanmış gibi.

  Artık bütün gün fotoğraflarına bakamıyorum. O güzel yüzün bir an olsun gözlerimin önünden gidemiyor. Doğru ölüm herkes için vardır ama; inanasım gelmiyor. O göz kapaklarımızdan öpüşünü unutmak kolay değil. Bugün bizi bırakıp gittiniz. Hayatımın en acı verici, en çaresiz, en yürek burkan günü olarak kalacak.

 Ve madem ki bir gün ölüm mukadder

 Ben sularda batan bir ışık gibi 

Sularda sönmek istiyorum!

 Denize dönmek istiyorum!

 (Nazım Hikmet)
  
En zoru neydi biliyor musun öğretmenim? Hala düşündükçe kendimi ağlamaktan alamıyorum. Dilim, elim, kalemim varmıyor anlatmaya. O soğuk hareketsiz bedeninin ölmüş olduğunu görmek. Hangi kelimeler  tarif edebilir ki bu acıya.  Hangi yürek dayanabilir ki bu yolculuğa. Seni gömmek Toprağa değil, kalbimizin en derin yerlerine kazımak ve sonsuza dek...

 Sanma ki seni unuturuz sen her zaman kalbimizin en baş ucundasın. Canım öğretmenim seni bu soğuk toprağın altına koyamıyorum. Neden bizi yalnız bırakıp gittin? Neden bizi sana veda etmeye mecbur bıraktın? Sana veda edemiyoruz işte. Nasıl veda edebiliriz ki? O soğuk bedeninin üstüne toprak attıkları zaman küreği ellerinden alıp üstüne atılan o toprağı geri almak istiyordum. Acı o kadar büyüktü ki haykırıyordum acımdan. Dostluğunu. Arkadaşlığını o Güler yüzünü unutmaya zaman yeter mi? 

 Ah bizi görüp yanımıza yaklaşırken saçlarından yayılan o koku cennetten çıkmaydı sanki. O yüzden mi o kokuyu alıp cennete götürdün. Hani bizi bırakıp gitmeyecektin, hani bizsiz bir yere gitmeyecektin be öğretmenim.. şimdi nasıl alışırız bu yokluğuna söz vermiştin bize.. n’olur sanki geri gelsen o gülüşünle etrafa gülücükler yağdırsan. Tamam tamam kızmıyorum. Kızamam ki ben sana. Biliyorum elinde olsaydı zaten bizi bırakıp gitmezdin. Kabullenemiyorum işte affet öğretmenim.

O üstüne atılan toprak kokusuna dayanamıyorum artık. Yardım et yokluğuna alışmama yardım et.  Unutamam  ki ben seni yüzün yüreğime kazılı. 

Sevgili öğretmenim bundan sonra bize öğrettiklerinle hayata devam edeceğiz. Sen bize yol gösteren en iyi insandın. Seni asla unutmayacağız...

Uğurlar olsun...

untitled-1-copy-002.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
1 Yorum