"Bundan sonraki süreçte Münbiç var''

"Bundan sonraki süreçte Münbiç var''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı harekatında Cerablus'un ardından El Bab'ın da DEAŞ'tan temizlenmek üzere olduğunu belirterek, "Bundan sonraki süreçte Münbiç var dedi.

16 Nisan tarihinin en büyük kazanım olacağını söyleyen Erdoğan, geçmişte Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'i Merkez Bankası'nın başına getirmek isteğini, ancak dönemin cumhurbaşkanının kabul etmemesi nedeniyle bunu gerçekleşmediğini açıkladı. Erdoğan, istihdam seferberliğine katkıda bulunma sözü verip yerine getirmeyenleri ifşa edeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 milyar 633 milyon liraya mal olan 261 yeni eserin toplu açılış törenine katılmak üzere Gaziantep'e geldi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan'ı, Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, milletvekilleri ve kent protokolünün de bulunduğu yaklaşık 25 bin kişi dinledi.

Konuşmasına geçen 20 Ağustos'ta 56 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısının ardından 28 Ağustos'ta taziye için geldiğini hatırlatarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet, gazilere şifa dileyerek başladı.

Gaziantep'in geçen 1.5 yıllık süreçte terörle mücadelede 33 asker ve polisi, PKK ve DEAŞ saldırılarında 70'e yakın sivili şehit verdiğini ve 15 Temmuz darbe girişiminde de 3 Gazianteplinin şehit olduğunu ifade eden Erdoğan, kentin düşman işgalinin ardından elde ettiği gazi unvanını sürekli tazelediğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Buradaki kardeşlik, buradaki birlik, beraberlik, dayanışma, buradaki üretim, emek buradaki vatan sevgisi, millet sevgisi tüm bölgeye tüm Türkiye'ye örnek gösterilecek seviyededir. Her kim ki bu ülkede farklı kökenlerden insanlar bir arada yaşayamaz diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Türkmen, Kürt, Arap daha pek çok etnik gruptan insanıyla tüm Antepliler tek yürek tek yumruk işte burada. Her kim ki bu ülkede farklı mezhep ve meşreplerden insanlar bir arada yaşayamaz diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Sünni'siyle, Alevi'siyle her mezhep her meşrep insanıyla tüm Antep işte bu meydanda. Her kim ki bu ülkede başka yerlerden gelen insanlar gönül hoşluğuyla karşılanmıyor, iyi misafir edilmiyor diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Suriyeli, Irak, Afganlısıyla diğer bölgelerden gelen insanlarıyla Antep işte burada. Türkiye'nin 80 vilayetinden gelen herkesi bağrında barındıran aş veren, iş veren, ev veren Antep bu kadirşinaslığının bereketini görüyor. Bazı yerlerde sıkıntı varken Gaziantep'teki fabrikalar, işyerleri maşallah harıl harıl çalışıyor. Nerede hareket orada bereket, o kadar."

'SÖZÜNÜ TUTMAYANLARI İFŞA EDECEĞİM' 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam seferberliği başlattığını ve verilen taahhütlerin takipçisi olacağını da belirterek, "Geçtiğimiz günlerde bir istihdam seferberliği başlattık. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nin bu seferberliğe 15 bin ilave istihdam taahhüdü ile katıldığını öğrendim, çok memnun oldum. Ankara'daki toplantıda söz verilen rakamlar vardı. Şimdi vali bey bu taahhüdü takip edecek. 15 bin kişi Organize Sanayi Bölgesi'nde inşallah işbaşı yapacak. Hepsinin de takipçisiyim. Söz verip de yerine getirmeyen olursa onları da tüm ülkeye ifşa edeceğimi özellikle belirtmek isterim. Suriye'deki sıkıntılar sona erdiğinde Gaziantep çok daha büyük atılımın içine girecektir. Şimdiden hazırlığınızı yapın, güzel günler sizleri bekliyor" dedi.

"TÜRKİYE, İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİNDE YOL AYRIMINDA" 

Türkiye'nin 16 Nisan tarihinde yapacağı halk oylaması ile yeni yol ayrımında olduğunu ve reform mahiyetinde yeniliğe girdiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye istiklal ve istikbal mücadelesinde yeni bir yol ayrımındadır. Uzun geçmişi olan yönetim sistemi arayışlarımızda reform mahiyetinde bir yeniliğe gidiyoruz. Yürütme, yasama ve yargı organlarının görevlerini yeniden tanımlayarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Bu sistemin ilk adımını 2007 Anayasa değişikliğinde atmıştık. İkinci adım, 2014 yılında şahsımın doğrudan halk oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmesiydi. Şimdi 16 Nisan'da halk oyuna sunulacak Anayasa değişikliğiyle bu reformun nihai adımını atıyoruz. Meclis, AK Parti ve MHP'nin gayretiyle üzerine düşeni yaptı. Her iki lidere ve milletvekillerine teşekkür ediyorum. Şimdi sıra millette, milli iradede. Biz bu referandum sürecinde milletimiz tercihini en sağlıklı şekilde yapmasını sağlamak için gayret gösteriyoruz. Onun için bugün buradayız. Türkiye demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Elbette herkes tercihinde hürdür, özgürdür. Ama milletimizin her bir ferdinin yaptığı tercihin sonuçlarını bilmek hakkıdır. Bunun için toplu açılış törenleriyle şehirlerimizi geziyor, hem hasret gideriyor hem de millete hakikati anlatıyoruz."

"İŞİN ASLINI BİLSEK TEREDDÜTE KAPILACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef, Anayasa değişikliyle ilgili olarak o kadar yanlış bilgiler yayılmaya çalışılıyor ki, işin aslını bilmezsek biz bile tereddüde kapılıp, 'Ne oluyor' diyeceğiz. Anayasa değişikliğine ve cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkan gafiller, ha bire bir şeyler söylüyorlar ama hep yanlış söylüyor, ne yazık ki yalan söylüyorlar" dedi. 

"Sizlere Anayasa değişikliğiyle ilgili yeni yönetim sisteminin ne olduğunu ana hatlarıyla özet olarak anlatmak istiyorum" diyen, Erdoğan, şöyle konuştu: 

"Şayet hala kafasında soru işareti olanlar varsa, bunları dinledikten sonra inanıyorum tercihi kesinleşecek. Her şeyden önce Türkiye'de CHP'nin dediği gibi rejim değişmiyor. Yürütme ortadan kalkmıyor, Meclis kapanmıyor, yargı etkisiz hale getirilmiyor. Cumhuriyetimizin son asırdaki en büyük kazanımı 16 Nisan olacak. Demokrasiyi zayıflatmak şöyle dursun, daha da güçlendiriyoruz. Nasıl mı; ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçme yetkisini tüm aracıları çıkarıp doğrudan millete veriyoruz. Bunun için yeni sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemi veya Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Millet yetki ve sorumluluğu kime verdiğini bilecek ki, gerektiğinde yakasına yapışsın. Yürütme, yasama, yargı organları arasındaki ilişkileri yeniden tanımlıyor, herkesin işiyle meşgul olmasını sağlıyoruz. Mevcut durumda yürütme ve yasama aslında ayrı partinin aynı kadronun kontrolü altındadır. Yeni sistemde yürütmeyi temsil eden Cumhurbaşkanı ayrı seçiliyor, meclisi oluşturan milletvekilleri ayrı seçiliyor. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı hükümet kuracak, üst düzey bürokratları atayacak, kararnameyle ülkeyi yönetecek, mecliste milletvekilleri kanunu çıkaracak, Cumhurbaşkanı denetleyecek. Eskiden Cumhurbaşkanı'nın vatana ihanet dışında yargılanabilmesi mümkün değildi, şimdi meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla meclisin bilgi edinme ve denetleme yetkisi güçleniyor. Hem de Cumhurbaşkanının yaptığı tüm işlerden dolayı yargılanabilmesinin yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı ve meclisten hangisi isterse seçimleri birlikte yapabilir. Yani Cumhurbaşkanı seçimlere gidebilir, ama seçime gittiği zaman kendisi de yeniden seçilmek durumundadır. Hem milletvekili seçimi, hem cumhurbaşkanlığı seçimi aynı anda yapılır. Öyle bir kişinin istediği kadar Cumhurbaşkanı olma imkanı yok, en fazla 2 dönem yani 10 yıl görev yapabilecek. Değişimin, yenilenmenin önünü kimsenin tıkamaya hakkı yok. Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişkisini kesmesini engelleyen maddeden de vazgeçiliyor. Bu zaten gerçekçi ve doğru olmayan bir yöntemdi. Sıkıyönetim kalkıyor, gerektiğinde OHAL geliyor. Cumhurbaşkanı sadece bütçe kanunu teklif edebiliyor, onun dışında tüm yasama yetkisi milletvekillerine ait. Utanmadan sıkılmadan Meclis kalkıyor diyorlar, bunların yalanlarından bıktık."

GENÇLERLE BAL GİBİ OLUR'

Yeni düzenlemeyle 18 yaşında seçilme hakkının getirildiğini ve milletvekili sayısının 600'e çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Anayasa değişikliğinde yargı ile ilgili reform mahiyetinde düzenlemeler var. Her şeyden önce yargının bağımsızlığı, tarafsızlığıyla güçlendiriliyor. Böylece yargıyı yıpratan tartışmaların önüne geçilmesini hedefliyoruz. Disiplin dışındaki askeri mahkemeler kapatılarak yargıdaki çift başlılık sona erdiriliyor. HSYK yürütme ve yasamanın da katkısıyla çoğulcu geniş tabancı işleyişini güçlendirecek yeni yapı kuruluyor. 16 Nisan gençlerin günü. Siz gençlere siyaset yolunu açmayanlar bunun yolunu görecekler. Ne diyorlardı; 'çocuklarla bu iş olur mu" diyorlardı. Olur olur bal gibi olur. 16 Nisan'da yeni bir reform, yeni bir gün doğacak gençlere. 18 yaşındaki gence seçme hakkı veriyorsun da, seçilmeyi niye vermiyorsun? Zor olan seçmektir, seçilmek kolay. Bir zamanlar bir siyasetçi, bir genel başkan, 'Taksim Meydanı'nda dört ayaklı merkep koysam seçtirirdim' diyordu. Niye; onların mantığında seçilmek kolay, seçmek zordu. Batı'da oluyor da bizde niye olmasın? Dünyanın 57 ülkesinde seçme ve seçilme yaşı 18, bizde de öyle olacak. Benim dedem Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp, bir çağ açtı mı? Onun torunları da bunu yapar mı? Siz kendinizi 15 Temmuz gecesi ispat ettiniz. Tankların önünde duran gençlerimiz gördü. F 16'ların karşısında duranları gördüm, bombalar yağdıran helikopterin karşısında duran gençleri gördüm. Modern silahlar karşısında şahadete yürüyenleri gördüm. Gençlere güveniyorum. 16 Nisan yeniden doğuş olacak. İnşallah bu yeni dirilişin, ayağa kalkışın işareti olacak. Size güvenmeyen, inanmayanları mahcup edecek neticeyi inşallah hep birlikte alacağız."

"SİYASİ ÇEKİŞMELERLE ÇOK ZAMAN KAYBETTİK" 

Türkiye'nin yeni sisteme geçmesinin en önemli sebebinin geçmişte yaşanan sıkıntılar olduğuna değinen Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı sonrası benzer şartlarda kalkınma yarışına girdiğimiz ülkeler bizim fersah fersah önümüzde. Siyasi çekişmelerle ne yazık ki çok zaman kaybettik. Darbelerle ekonomik krizlerle sürekli zaman kaybettik. 16 ayda bir bu ülkede hükümet kuruldu. Böyle bir ülkede istikrar olur, güven olur mu? İstikrar ve güvenin olmadığı ülkede kalkınma olur mu? İstikrar, güven, huzur, refah diye sarıldıkça kaos kriz yoksulluk geldi. Bu hakikatler göz önündeyken hala kriz yöneten sistemde ısrar etmenin anlamı yoktur. Birileri 'neyi yapamıyorsanız da yönetim sistemini değişiyorsunuz' diyor. Sistemi kendimiz için değişmiyoruz, reformu millet ülke için yapıyoruz. Dikkat edin bu ithamı bize yöneltenler hayatları boyunca bu ülke için dikili ağaçları yok, hayırlı hizmetleri yok. 14 yıldır ülkeyi yönetirken eksiğiyle fazlasıyla sistemin bize sağladığı kolaylıkla değil bizim şahsi kabiliyetimizle bunları başardık. Şu anda da hükümetle bürokrasiyle iktidar partisiyle herhangi sıkıntım, sorunum yok ama bu ikili ilişkilerimiz" diye konuştu.

MEHMET ŞİMŞEK İLE İLGİLİ SIRRINI AÇIKLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sırada "Eskiler bir ipte iki cambaz oynamaz derler" diyerek, bir sırrı açıklayacağını dile getirdi ve şunları söyledi:

"Maliye Bakanımız var, şimdi Başbakan Yardımcımız Mehmet Bey'i ben Merkez Bankası'nın başına getirmek istedim. O dönemin Cumhurbaşkanı 'olmaz' dedi. 'Niye olmaz bileyim, ikna olayım' dedim, 'olmaz' dedi. 'Mehmet Bey'in hanımı başörtülü falan zannediliyor diye mi olmaz diyor' dedim. 'Sayın Cumhurbaşkanı başörtülü değil, hatta Amerikalıdır' dedim, 'Yok olmaz' dedi. Şimdi böyle bir başbakanlık, böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Mehmet Bey'i Merkez Bankası başına getiremedik. Böyle yanlışlarla, cins hareketlerle, ideolojik yaklaşımlarla bir yere varılmaz. Bunlardan kurtulmak için bu adımları atıyoruz. Mehmet Beyi, Merkez Bankası'nın başına getiremedik sonra Maliye Bakanı yaptık. Çünkü ona kudreti yoktu. Bu makamlarda kim olursa olsun, eninde sonunda güçler arasında bir çatışma kaçınılmazdır. Bunu biz rahmetli Özal ve Demirel döneminde de gördük, başkalarında da gördük. Buralarda bir söz vardır; 'Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa' diye. Herkes yetki ve güç sahibi olduğu zaman orada işler yürümez. Herkes işini bilecek. Türkiye'yi göz göre göre anayasa kitapçıklarının fırlatılarak istikrar ve güven ortamının yerle bir edilmesine gönlümüz razı değil."

Amerikalı Annalise Granvald ile o dönemde evli olan ve bu evliliğini 2009 yılında bitiren Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını, 2010 yılı başında yaşamını birleştirdiği eşi Esra Şimşek ile birlikte gülümseyerek dinledi.

"MUTABAKAT OLURSA RAKKA'YI DEAŞ'TEN TEMİZLEYECEĞİZ"

Türkiye'nin içinden geçtiği nazik dönemde güçlü yönetime ihtiyaç duyduğunu anlatan Erdoğan, son günlerde gündemde olan Rakka operasyonuna ilişkin yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Terörle mücadelede bizi neticeye ulaştırmak için bölgedeki mücadeleden başarıyla çıkabilmek için 20023 hedeflerimiz için sistemi değişmek zorundayız. Aksi taktirde gençlerimizin 2053 ve 2071 vizyonları için yol açmamış oluruz. Gaziantep'te 56 kardeşimizin şehit edildiği olay var ya o alay bizim Cerablus'a girmemize işaret oldu. Burada ziyarete geldim ve arkadaşlarıma 'artık durmak yok, kim ne derse desin artık Suriye'ye giriyoruz' dedim. Sonra Cerablus'a girdik, durmadık ardından El Rai'ye girdik. Şimdi oralarda sahipleri var. Dabık'a indik; El Bab'a indik. Şimdi El Bab'da halloluyor. Bundan sonraki süreçte Münbiç var. Amerika ile koalisyon güçleriyle mutabık kalırsak, Suudi Arabistan, Katar ile mutabık kalırsak Rakka'yı da o DEAŞ denilen o katil sürüsünden temizleyeceğiz. Suriye'de mücadeleyi sürdüren TSK'ya şahsım, milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Tendürek'te, Besler Deresi'nde, Kandil'de orada mücadele eden askerime, polisime şahsım, milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum." 

Erdoğan, konuşmasının son bölümünde açılışını yaptığı eserleri anlattı ve Gaziantep'in çok daha iyilerine layık olduğunu ifade edip alandakilerle birlikte 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını okudu.

42 DAKİKA KONUŞTU

15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda yaklaşık 25 bin kişiye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, platformda 42 dakika konuştu. 

3 bini aşkın polisin görevli olduğu miting sırasında helikopterle havadan da önlem alındı ayrıca drone ile görüntü alınarak güvenlik taraması yapıldı.

GAZİANTEPSPOR'DAN FORMA HEDİYESİ

Öte yandan havalimanına gelişi sırasında Gaziantep Teknik Direktörü Bülent Uygun, toplu açılış töreninde yer alan Gaziantep Stadı'nın açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, stadyumun seyirci kapasitesi sayısı olan 37 bin 27 formayı hediye etti.

TOKİ tarafından Beylerbeyi Mahallesi'nde 158 bin 883 metrekarelik alanda 120 milyon liraya mal edilen 37 bin 27 seyirci kapasiteli stadyumun açılışının yapılması nedeniyle Gaziantepspor yönetimi tarafından tesisin seyirci kapasitesi olan 37 bin 27 adet forma hazırlandı. Kırmızı- siyahlı takımın yöneticileri, teknik direktör Bülent Uygun ve futbolcular, hazırlanan formaları havalimanında karşıladıkları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan formaların bir kısmını yolda kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara, geri kalan kısmı da görevliler tarafından alanı dolduranlara dağıtıldı.

VALİLİĞİ ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni ve mitingin ardından Gaziantep Valiliği'ni de ziyaret etti. Hükümet üyelerinin de eşlik ettiği ziyarette Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kente ilişkin brifing verdi.

ERDOĞAN, ADIYAMAN'DA 30 BİN KİŞİYE KONUŞTU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış törenine katılmak üzere Gaziantep'ten helikopterle Adıyaman'a geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra beraberinde Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, milletvekilleri ve kent protokolü ile birlikte Adıyaman Valiliği önündeki alana geldi. Burada toplanan yaklaşık 30 bin kişiye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröre karşı verilen mücadelede Adıyamanlıların her zaman en ön safta durduğunu belirterek, şehitlere rahmet dileyerek, "Adıyaman sağlam durdukça, Adıyamanlı yiğitler Şehitler Tepesi'ni boş bırakmadıkça Allah'ın yardımıyla hiç kimse ama hiç kimse bu ülkeye diz çöktürtemeyecek" dedi.

'TERÖR ÖRGÜTÜ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞULACAK'

Cuma akşamı Viranşehir'de terör örgütü PKK tarafından bomba yüklü araçla gerçekleştirilen ve biri çocuk 2 kişinin şehit olduğu saldırıyı kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün döktüğü kanda boğulacağını belirterek şöyle konuştu:

"Güvenlik güçlerimizin operasyonları sonucu kazdığı çukura gömülen bölücü örgüt hıncını Viranşehir'de olduğu gibi 11 yaşındaki sabilerden alıyor. Bunlar alçak, bunlar vicdansız. Kedisine süt vermek için evinden çıkan evladımıza kasteden bir örgütün insanlıkla hiçbir ilişkisi olamaz. Bölgedeki kardeşlerimizin hayatını zindana çeviren terör örgütü; önüne çıkan masumların kanını dökerek hedefine ulaşacağını sanıyor ama başaramayacaklar. Bu ülkeyi asla bölemeyecekler, kardeşi kardeşe kırdıramayacaklar. Türkiye'yi yürüdüğü yoldan geri döndüremeyecekler. Şundan emin olun; ana karnındaki bebekleri, alışverişe çıkan kadınları, rızkının peşinde koşan esnafı, sabah namazına giden imamı katleden bu terör örgütü er ya da geç döktüğü kanda boğulacaktır. Hiç endişeniz olmasın. Ben buradan bir kez daha dün toprağa verdiğimiz Ahmet Oktay Günak evladımıza ve bekçimiz İbrahim Kete'ye Allah'tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabrı cemil diliyorum. Yine yaralılarımıza acil şifa temenni ediyorum. Bu vesileyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bugüne kadar verdiği mücadelede özellikle şahsım ve milletim adına şükranları ifade ediyorum. Emniyet teşkilatımıza polisimize aynı şekilde verdikleri mücadelede şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Aynı şekilde köy korucularımıza şehitlerimize Allah'tan rahmet gazilerimize de şifalar diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir vatandaşın kanını yerde koymadı, koymayacak. Bu katillerden de döktükleri kanın hesabını muhakkak soracağımızdan endişeniz olmasın."

'CHP VE HDP'LİLERDEN DE 'EVET' DEMESİNİ BEKLİYORUM'

Türkiye'nin 16 Nisan'da sandık başına gideceği ve yapılacak oylama ile belirlenecek yeni sistemin 80 milyonun tamamının geleceği için olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:

"Türkiye, 16 Nisan'da sandık başına gidiyor. Bu halk oylamasında Anayasa değişikliği ve onunla birlikte yeni yönetim sistemi konusunda tercih belirleyeceğiz. Uzun üredir yönetim sistemi arayışındaki Türkiye tarihindeki en önemli reformlardan birisini gerçekleştiriyor. Milletimizin desteğiyle inşallah cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Bugüne kadar her önemli konuda yanımızda duran tavrını milli iradeden yana koyan Adıyaman'ın 16 Nisan'da da farkını göstereceğine inanıyorum. Şu meydandaki coşku ve heyecan Adıyaman'ın tercihinin şimdiden 'tabii ki evet' olduğunu gösteriyor. Bu defa Adıyaman'dan sadece 'evet' demesini değil aynı zamanda tarihe geçecek rekor düzeyde bir oranla tercihini göstermesini bekliyoruz. Sadece Ak Partiye gönül veren kardeşlerim değil, sadece MHP'ye gönül veren kardeşlerim değil CHP ve HDP'ye gönül veren vatandaşlarımın da cumhurbaşkanlığı sistemine 'evet' demesini bekliyorum. Bu reform farklı. Burada bütünleşeceğiz, toplanacağız. Çünkü bu sistem şu veya bu partinin, şu veya bu şahsın değil 80 milyonun tamamının geleceği içindir."

'MUHALEFET, KUTUPLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR'

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkan muhalefetin yanlış bilgilerle insanların kafasını karıştırarak kutuplaştırmaya çalıştığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Muhalefet sandığın rengini gördüğü için dert anlatmak yerine yalan yanlış bilgilerle insanımızın kafasını karıştırmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine niçin karşı çıktıklarını izah edemedikleri için milleti kutuplaştırmaya, süreci rejim tartışmalarına çekmeye gayret ediyorlar. Beyefendiler polemik yapmaktan siyaset yapmaya fırsat bulamıyor. Mecliste yaşananları, paketin milletin önüne gelmesini engellemek için sergiledikleri çirkinlikleri gördünüz değil mi? Kürsü işgalinden, yumruk atmaya her yolu denediler. 11 yıldan fazla milletvekili olarak meclis çatısı altında bulunmuş biri olarak bu görüntülerden hicap duydum. Ama biz onların seviyesine inmeyeceğiz. Ataların dediği gibi; 'ardıcın közü olmaz, yalancının da sözü olmaz.' Bunların millete söyleyecek sözleri, ülkenin önünü açacak projeleri sabote etmekten başka meziyetleri yok. İşi görünce savuşur kaçarlar, vatana millete faydalı olacak meselede hemen ortadan kayboluyorlar. Ama konu faizcilerin, terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı çevrelerin çıkarlarını savunmaya gelince en ön safta yer alıyorlar. Halkın içine girmeden, esnafın çayını çorbasını içmeden halkçılık yaptıklarını iddia ediyorlar. Şimdi Kürt kardeşlerimin yarasına merhem olmaya çalışmak yerine bölücü örgüte koltuk değnekliği yapıyorlar. Kimin darbeci ve vesayetin emrinde olduğunu kimin gecesini gündüzüne katıp hizmet ettiğin siz çok iyi biliyorsunuz. Sandıktan kaçanlarla milli iradeye kayıtsız şartsız teslim olanlar ortadadır. Sistemle birlikte artık sandıktan kaçma, milli iradenin arkasından dolanıp vesayet güçleriyle iş tutma devri kapanıyor. Çünkü artık söz de yetki de doğrudan millete geçiyor. Bunlar sandıktan 'evet' çıkarsa milletin karşısına nasıl geçeceklerini bilmiyorlar. Onları şimdiden millet korkusu sardı ama korunun ecele faydası yok. 16 Nisan'da Allah'ın izniyle 'evet' çıkacak. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aynen böyle er meydanı kurulacak. İşte o zaman herkes eteğindeki taşı dökecek, maskeler düşecek gerçek yüzleri ortaya çıkacak. Ülke ve millet hayrına hiçbir program, proje ve hayali olmayan boş çuval gibi yere yıkılırken, vizyonu olanlar gümbür gümbür meydanları inletecek. Kendine güvenen, fikrine güvenen, birikimine güvenen bu er meydanından niye kaçsın. Anayasa değişikliğinin kapağını açmadan ne getirdiğine, ne götürdüğüne hiç bakmadan söylenen sözler kafa karıştırmasın. Amaç sürekli siyasi çekişme, koalisyon, darbelere, ekonomik krizlere, dış müdahalelere yol açan mevcut zayıf sistemin yerine istikrarı garanti altına alan güçlü bir yönetim sistemi getirmektir. Bunun için yürütme, yasama ve yargının görev tanımlarını yeniden yapıyoruz. Demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından, cumhuriyetimizin kazanımlarından en küçük bir taviz vermeden yeni bir yönetim sistemi kuruyoruz. 

Mesele, şahsımın meselesi değildir. Mesele milletimizin daha huzurlu, güvenli, müreffeh geleceğe kavuşturma meselesidir."

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin rejim değişikliği olmadığını anlatan Erdoğan, yeni anlayış ile çekişmelerin, kavgaların ve bunların yol açacağı krizlerin ve ödenecek bedellerin önüne geleceğini kaydetti.

'TEK ADAMLIK CHP'NİN İŞİDİR'

Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Lideri Devlet Bahçeli ve milletvekillerini, parlamentodaki dayanışmalarından ötürü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra sıranın millete geldiğini belirterek, "Şimdi el ele verme zamanıdır. Ayrılık zamanı değil, birlik zamanıdır. Bununla da yetinmiyorum; diyorum ki CHP ve HDP'ye gönül verenleri bu birlik ve beraberliğe davet edelim diyorum. Çünkü bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Gerçekten demokrat olan demokrasiyi sindirmiş olan herkes bu ülkede yüzde 50+1 ile gelecek Cumhurbaşkanının millete karşı sorumluluklarını yerine getirmek dışında bir niyete sahip olmayacağını bilir. Aksini söyleyen emin olun kesinlikle art niyetlidir. Ömründe mahallesine muhtar seçilmeyecek hatta belki ailesi içinden seçim yapılsa yarıdan fazla oy alamayacakların Cumhurbaşkanlığı sistemini tek adamlıkla tarifi hezeyandan başka bir şey değildir. Tek adamlık CHP'nin işidir. Bunlar tek parti döneminde il başkanlarını vali yapmışlardır vali."

Cumhurbaşkanı ile başbakanın farklı görüşlerde olmasının ülkeyi krizlere soktuğunu kaydeden Erdoğan, "Cumhurbaşkanının başbakana anayasa kitapçığı fırlatmasıyla bu ülkenin nasıl krize girdiğini biliyoruz değil mi? Aslında bunu CHP'lilerin çok iyi bilmesi lazım, çünkü onlara fırlatıldı. Ne bedeller ödendiğini millet iyi hatırlıyor. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesiyle çift başlılık sürdürülemez hale getirildi. Şimdi iki icra sistemli birleştiriliyor. Yürütme sorumluluğunu Cumhurbaşkanı'nda ve böylece millet yetkinin kimde olduğunu, haliyle hesabı kimden soracağını biliyor."

'GENÇ BAKAN GÖRÜNCE ŞOKE OLACAKLAR'

Seçme ve seçilme yaşını 18'e indirdiklerini hatırlatan Erdoğan, gençlere güvenmeyenlerin kabinede gençleri görünce şoke olacaklarını dile getirerek, "14 yıllık Ak Parti iktidarında yapılanları gördünüz. Artık yorgun ve bitkin parlamento değil üretken, genç parlamentoyu inşa ediyoruz. Böylece politikada rekabet artacak. Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençler artık yönetimde söz sahibi olacaklar. Gittiğim ülkelerde 25 yaşında bakanlar görüyorum. Bizde de olacak, kabineyi kurduğumuz zaman içinde genç arkadaşlar olduğu zaman işte gençleri oraya layık görmeyenler şoke olacak şoke. Bunun için gençlere büyük görev düşüyor."

EMİNE ERDOĞAN'IN ŞİKAYETİ

Erdoğan yaklaşık 40 dakika süren konuşmasını tamamladıktan sonra törene katılan bakan, milletvekili ve protokol üyeleri ile birlikte 710 milyon liraya mal olan hizmetlerin toplu açılışını gerçekleştirdi. Kurdele kesimi sırasında miting alanından kendisine bir kişinin yaptığı çay davetine Erdoğan, "Hanım 'Benimle çay içmiyorsun, sağa solla takılıyorsun' diyor" şeklinde espriyle teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından Adıyaman Valiliği'ni de ziyaret etti ve burada Vali Abdullah Erin'den brifing aldı.

Kaynak:DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.